Çi şırete!
Başlığın Farsça, Çince ya da Japonca olmadığını hemen belirteyim.
Adıyaman-Kâhta ağzında ironi içerikli kullanılan “Kendini beğenmişe bak /Sevsinler seni!” anlamında Kürtçe, kinayeli bir söyleyiş.
Partimiz HÜDA PAR kurulduğundan bu yana yapıcı ve çok değerli eleştirileri ile katkı sunanlar olduğu gibi, akıl veren, racon kesen, hatta posta koyan da az değil.
“...Onlar ki, sözü dinler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah`ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahipleridir.(Zümer-18)
Yukarıdaki İlahî ferman gereği, söylenen sözlerin en güzeline uymaya çalıştık/çalışıyoruz.
Bunların içinde İslami kodlarla beslenip “Bağımsız Kürdistan” konusunda aşırı hassasiyet taşıyan kesimler de vardı.
Bize yönelik geliştirdikleri en önemli eleştiri “Kürdistanî” olmadığımız ya da bu konuda gerekli hassasiyeti taşımadığımız.
Hatta 6-8 Ekim katliamı sonrası ulusal medyada her zamankinden biraz daha fazla görünür olmamız dahi bu kesimler tarafından, “Türk-İslamcı aklın oyununa gelme” şeklinde değerlendirildi.
HDPKK çizgisini de Türk solunun argümanlarını kullanmakla ve bunların oyununa gelmekle suçlayan bu kesimler, bu eleştirilerini basına yansıtmamaya da azami gayret gösteriyorlardı.
Hatta an geldi HDP projesi bu kesim tarafından “deveyi götürüp eşeğe bağlamak” şeklinde bile değerlendirildi.
Ne var ki son demlerde, “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözünü haklı çıkaracak bir gelişme yaşandı.
“İslami Kürdistan” hassasiyetini olmazsa olmazı olarak kabul eden bu kesimler geçenlerde HDPKK ile ittifak yaptılar.
İttifakların yapılmasına prensipte elbette karşı değiliz.
Ancak İslam Hukuku`nu “gericilik”, bağımsız Kürdistan fikrini ise “Çöpe atılması gereken bir düşünce” olarak nitelendiren bir yapı ile ittifak kurmuşsanız, bırakın kendi kendinizle çelişmeyi, kendi kendinizi inkâr etmiş olursunuz.
Yıllar yılı anti Kemalist olarak takılıp geldiğimiz aşamada Kemalist oldukları bilinen Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş`in posterleri altında politika yapmak, her babayiğide nasip olmayacak bir değişim ve dönüşüm olsa gerek.
Bu arada memleketteki Müslüman halkları, özellikle de Kürtleri kandırdığı için Kemalizm`in Kürtler tarafından hiçbir zaman benimsenmeyeceğini bilen HDP, asmaya cesaret edemediği Atatürk posterleri yerine aklınca şark kurnazlığı yaparak şimdilik hem D. Gezmiş`in hem de M.Çayan`ın posterlerini asıyor.
Demirtaş`ın Atatürk büstü ve bayrak hassasiyetini de göz önünde bulundurduğunuzda, pek yakın bir zamanda HDP`nin kongreleri dâhil her türlü etkinliğinde Atatürk posterleri görürseniz hiç şaşırmayın.
Yaşanan bu akıl tutulması, 60 İhtilali sonrası “sistem karşıtlığı” söylemi üzerinden Kürt solunu üreterek, bunu sistem içinde tutmayı başaran Küçükgillerle Kürt illerinde kürkçü dükkânını açarak peşin satanlar gibi kasıla kasıla oturan Kürkçügillerin başarısıdır.
Kemalizm, “Hilafeti İngilizlerden kurtaralım” dedi, kendi eliyle hilafeti kaldırdı.
“Anti emperyalistim” dedi, emperyalizmin yapmak istediği ne varsa hatta cesaret edemediklerini dahi yaptı vs.
“Anasına bak kızını al” misali Apoizm ya da PKK ve politik uzantıları da aynı şeyi yaptılar, yapıyorlar.
Otuz yıl önce “Birleşik, bağımsız Kürdistan” dediler, geldikleri nokta “Kürdistan” fikrini çöpe atmak oldu.
“Anti emperyalistiz” dediler, ABD başta olmak üzere tekmil emperyalist devletlerle kol kola girdiler, bu devletleri kurtarıcı olarak ilan ettiler.
Bu arada Öcalan`ın yakalandığı tarih olan15 Şubat`ı “Öcalan`a yönelik uluslararası komplo”nun yıldönümü olarak gören HDPKK, bu komployu(!) gerçekleştiren uluslararası güçlerin hangi devletler olduğunu açıklayabilir mi?
Yoksa bunlar, Demirtaş`ın geçenlerde büyükelçilerinin huzurunda görücüye çıkıp kendini beğendirmeye çalıştığı devletler olmasın?
Bu hamur elbette daha çok su götürür.
Ne söylüyorsa tersini yapan bu laik kesimleri kanıksadık da İslami hassasiyetlere sahip insanların ne adına olursa olsun, bu durumlara düşmesini esefle karşılıyoruz.
“Rabbena la tuziğ qulubena...”