Siz de Kızılderilileri öldürmemiş miydiniz?
Bilenler bilir, Moskova Metrosu, Rusya Federasyonu`nun başkenti Moskova`da bulunan dünyanın en eski ve en büyük metrolarından biridir.
Metroyu tamamlayan Ruslar, görkemli bir törenle açılışı gerçekleştirmek isterler. Bunun için de yerli-yabancı birçok konuğu davet ederler.
Davetliler arasında birçok misyon şefi ve yabancı delegasyon bulunduğu gibi Amerikalı diplomatlar da vardır.
Rusların gözü de esasen Amerikalıların üzerindedir. Çünkü aralarında soğuk savaş bulunan rakiplerine iyi bir hava atma fırsatı yakalamışlardır.
Ne var ki evdeki hesap çarşıya uymaz. Beş dakika içinde hazır olması gereken metro, dakikalar ilerlemesine rağmen bir türlü hareket etmeye hazır hale gelmez.
Beş dakika, on dakika, yirmi dakika…
Bunun üzerine Amerikalı diplomatlar birbirlerine bakarak hınzırca gülümserler.
Bunu ağır bir hakaret ve aşağılama olarak kabul eden Rus yetkililerden biri, hışımla Amerikalı diplomatların yanına gider ve şöyle der:
“Siz de Kızılderilileri öldürmemiş miydiniz?
Bu yaşanmış hikâye, son dönemlerde HÜDA PAR`ı hedef alan saldırılar karşısında BDP ve PKK cenahı sözcülerinin durumunu özetliyor.
Soruyoruz, Lice`de HÜDA PAR heyetine neden saldırdınız?
Cevap, geçmişinizle yüzleşmeniz gerekiyor.
-Silvan`da ilçe binamızı neden bombaladınız?
-Şu şahsı siz öldürmemiş miydiniz?
-Cizre`de ilçe yöneticimizin evine ikinci bir Roboski yaşanmasına ramak kalan parça tesirli bombaları korkakça ve kalleşçe neden attınız?
-Şu kişiyi öldürenler sizlersiniz.
-Gelin geçmişle hesaplaşalım. Var mısınız?
-Devlet sizi taşeron olarak kullandı.
-Bu konuda bir deliliniz var mı?
-Delile gerek yok. Herkes biliyor zaten.
-Herkesin bildiği bu hakikati(!) somut olarak bize de gösterin.
-Cevap yok.
-Taşeron demişken, önderliğiniz taşeronluğu kimseye bırakmama konusunda yeminli görünüyor.
-İtibarsızlaştırma politikası.
-Bağımsız-Birleşik Kürdistan sloganı ile yola çıkan önderlik, Kürtleri devlete bağlayıp Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul ve Nihal Atsız gibi Türkçülere taş çıkartacak derecede Türkçü olduğunu söylüyor. Ne iş?
-Doğu Perinçek uluslararası bir ajandır.
-Öyle mi? Peki sormazlar mı, yirmi yıl önce kuyruklarına takılıp halkına savaş açmana sebebiyet veren bu adamlar o zaman ajan değiller miydi?
-Cevap yok.
-Çiçek sunduğun adamların sahibi olduğu Kemalist sistemin faşizminden usandığı için dağa çıkmış çoğu gariban, zavallı Kürt gençlerini bunlara denetlettirirken ajan değiller miydi?
-Şimdi söyle bakalım. Hiçbir delil yokken bir yalana inanmamızı bekleyen sen, delil enflasyonunun yaşandığı bir gerçeğe bigâne kalmamızı mı bekliyorsun?
-Bunu, seninle ideolojik akrabalığı ya da çıkar ilişkisi bulunan kesimlere yutturabilirsin belki ama bu halka artık yutturamayacaksın.
Ona göre…