• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

Evangelistler yani siyonist Hıristiyanlar…

Sadece İncil`e değil Eski Ahit`e (Tevrat-Zebur) de iman eden ve Protestanlık mezhebini farklı yorumlayan ‘Beyaz Saray Dini`nin mensupları…

ABD başkanları Carter`dan baba-oğul Bush`lara ve en son da damat Kuşner üzerinden Trump`a kadar uzanan ahtapotvari bir yapı…

Kudüs`teki son olaylar ve coğrafyamızın savaşa sürüklenmesinin esas müsebbipleri…

Zaman zaman yazılarımızda dile getirdiğimiz gibi sapıkça ve psikopatça düşüncelere sahipler.

Evangelizmin kökleri Martin Luther`e ve Protestanlığın kuruluşuna kadar uzanmaktadır.

“Evangelion” kelimesi Yunanca bir isim olup “Müjde” anlamına gelmektedir. Martin Luther de kendi kurduğu kiliseye ‘Evanjelik Kilise` adını vermiştir.

Bu hareket 2. Dünya Savaşı sonrası güç kazanmaya başlamış, 1970`li yıllardan sonra ABD`deki Yahudi lobisinin çok güçlü desteği ile altın çağını yakalamıştır.

Evangelizm, Yahudiliğe hizmeti bir ibadet saydığı için Yahudiler tarafından yakın takibe alınmış ve siyonist nüfûz ile son halini almıştır.

Mezhebin misyonerlik faaliyetleri medya üzerinde yoğunlaşır.

TV, sinema, internet, sosyal medya, video-oyun, bilim-kurgu filmleri ve romanlar…

Gösterime girdiğinde bütün dünyada gişe rekorları kıran Matrix adlı sinema filmi tam anlamıyla bir Evangelist projedir.

Evangelistlerin özellikle Protestanlığı tercih etmelerinin temelinde, Protestanlığın Katolikliğe göre dünyayı daha çok tercih etmesi yatmaktadır.

Katoliklikte yasak olan faiz, bu mezhebe göre ekonominin olmazsa olmazıdır.

Evangelizm`in iman esası “Kurtarıcı Mesih” fikrine dayanmaktadır.

Buna göre Kurtarıcı`nın gelmesi için kıyametten önce bazı önemli olaylar ve savaşlar yaşanacaktır.

Bu kaderdir, yani Tanrı tarafından belirlenmiştir ve beşeri hiçbir güç tarafından değiştirilemez.

Ancak Kurtarıcı`nın erken gelmesi adına bu süreç hızlandırılabilir hatta hızlandırılması gerekir.

Hızlandırılması için harcanacak en önemli çaba ise Yahudilerle yapılacak işbirliğidir.

Zaman zaman duyduğumuz “Tanrı`yı kıyamete zorlamak” sözünün kaynağı bu psikopatça düşüncenin ta kendisidir.

Kıyamete yakın, iyilerle kötüler arasında yaşanacak kıyamet savaşının adı ise “Armageddon”dur.

Kurtarıcı İsa`nın gelmesi için en büyük alamet, Yahudiler`in vaat edilmiş topraklara yani Nil ile Fırat arasına dönmesidir. Bu toprakların merkezi de Kudüs ve Mescid-i Aksa`dır.

Yahudiler bu topraklara döndüğünde hepsi Hıristiyanlaşacak/Evangelist olacak ve beraber İsa`yı bekleyecekler.

Yani Büyük İsrail kurulacak, Süleyman(Sion) Mabedi eski temelleri üzerine yeniden inşa edilecek.

Sion Mabedi`nin inşası da Mescid-i Aksa`nın yıkılmasını gerektiriyor.

Bunun için de bu vadedilmiş topraklar ve mücavir alanları savaşlar yoluyla Müslümanlardan temizlenerek gerçek sahipleri olan siyonist Yahudilere verilecek.

Topraklarımızdaki çok farklı yerel gerekçelerin üzerine bina edilmiş etnik ya da mezhepsel temelli çatışma, savaş ve kaosun ana sebebi budur.

ABD`de 2005-2009 yılları arasında Dışişleri bakanlığı yapmış Condoleezza Rice`ın 7 Ağustos 2003`te ‘The Washington Post` gazetesinde yazdığı makalesinde 22 İslam ülkesinin (Fas`tan Endonezya`ya kadar) sınırlarının değiştirileceğinden açık açık bahsetmesinin sebebi budur.

Oğul Bush`un Irak işgali ve İslam topraklarına yönelik saldırılarına “Haçlı Savaşları” adını vermesinin sebebi de bu.

ABD`de 100 milyon, dünyada ise 500 milyon civarında mensubu bulunan bu şeytani yapı, önce ABD`yi evangelistleştird, şimdi ise bütün dünyayı evangelistleştirmek istiyor.

11 Eylül olayları sonrası İslam Dünyası`nda yaşanan hiçbir gelişme bu evangelist sapıklık ve psikopatlıktan bağımsız değildir.

Afganistan, Irak, Suriye işgalleri; Yemen, Libya, Lübnan, Sudan, Mısır, Somali ile Güney ve Kuzey Afrika`da yaşananlar; Türkiye`nin 15 Temmuz`u; israil, Trump, Suud ve BAE`nin İran`a dönük son tehditleri ve en son ABD`nin elçiliğini Kudüs`e taşıması…

Bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı ve aynı hedef doğrultusundaki gelişmelerdir.

Şimdi ise hedefteki ülkeler önce İran sonra ise Türkiye.

Bu psikopatların derdinin İsa-Mesih aleyhisselam değil, İsrail olduğu da açıkça ortada.

O yüzden lafı çok fazla uzatmaya gerek yok.

 Kürtçe ifadesi ile “Ya emé bibin yek, yan ji emé herin yek bi yek!”(Ya bir oluruz, ya da bir bir gideriz)

Ramazanımız ve Cumanız mübarek olsun!