• DOLAR 34.363
  • EURO 37.044
  • ALTIN 2975.595
  • ...

ABD’den Müslümanlar için sürekli kötü haberler gelirdi.

ABD Temsilciler Meclisi, siyonist israile şu kadar milyar dolarlık askeri yardımı onayladı.

Beyaz Saray Sözcüsü, Pentagon, Dışişleri Sözcüsü… ‘siyonisti savunmaya ve sürekli yanlarında olmaya devam edeceğiz, kendilerini savunma hakkı vardır, HAMAS’ın terörist eylemlerine izin vermeyeceğiz…’

BMGK, Filistin’in BM’ye tam üyelik tasarısının oylamasında kararı ‘veto’ etti… türünden açıklamaları basından hep duyar, okur ve izlerdik.

Bütün bu haber ve açıklamalar bizi üzer ve ABD’ye karşı olan nefret duygularımızı kabartırdı.

Ama Aksa Tufanı’nın 200. gününü geride bıraktığımız bu günlerde ABD’den farklı haberler gelmeye başlıyor.

ABD ki, kendini Özgür Dünya’nın hamasi ve özgürlükler ülkesi olarak tanımlamaktadır.

Irak, Afganistan ve dünyanın diğer bölgelerine Demokrasi, Özgürlük ve Hürriyet götürmek için işgal edecek kadar özgürlük havarisidir.

Ama ABD’de kendi vatandaşları, üniversite hocaları, öğrencileri, özgürlük, hürriyet ve demokrasinin kendilerine vermiş olduğu haklarını kullandıkları için polis şiddetiyle karşılaşıyorlar.

Üniversite hocaları, Filistin halkıyla dayanışma için barışçıl gösteri yapan öğrencilerini polis şiddetinden korumak için kendilerini siper ediyorlar.

Namaz kılan Müslüman öğrencileri polis şiddetinden korumak için Hristiyan, belki de kendini bir dine mensup görmeyen öğrenciler halka oluşturuyorlar.

Bizzat üniversite kampüslerinde, bahçelerinde öğrenciler, hocalarıyla birlikte polis zoruyla, ters kelepçeyle tutuklanıyorlar.

ABD, sözde dünyanın geri kalmış halklarına lütufta bulunduğu ‘özgürlük ve demokrasi’ hakkını, kendi halkından esirgiyor.

Siyonist rejimin Gazze ve Filistin’de uygulamış olduğu işgal ve soykırıma destek politikalarını bırakın dünyaya anlatmayı, kendi insanlarına, öğrencilerine ve akademisyenlerine dahi anlatamıyor.

Dünyanın en iyi eğitim kurumları arasında yer alan ve ABD’nin elit tabakasını yetiştiren ABD’nin üniversiteleri artık polis kuşatmasında.

ABD’de öğrenci olmak istiyorsan “aklını, düşünceni, antisiyonist düşüncelerini dışarda bırak, öyle gel” deniliyor.

Bütün dünya gördü ki ABD’de herkesi ve her türlü politikayı, hatta ABD politikalarını ve Başkanını dahi eleştirebilirsin ama siyonsit rejimi ve zulümlerini asla eleştiremezsin, ne olursa olsun onaylamak ve desteklemek zorundasın..

ABD halkı ve akademik kurumları artık siyonist rejimin zulümlerini desteklemek, ortak olmak istemiyor.

Vergileriyle Filistinli kadın ve çocukların katledilmesini kabullenmiyorlar.

Antisemitist ile antisiyonist olmak çok farklı şeylerdir.

Siyonistlerin Gazze ve Filistin’de işlemiş olduğu soykırım ve işgale karşı çıkmak, antisemitizm değildir.

Netanyahu’nun Amerikan üniversitelerindeki Filistinli destekçilerinin eylemlerini "Yahudi karşıtı, korkunç" olarak nitelendirip "durması gerektiği" çağırısına, Amerikalı Yahudi Senatör Sanders, manifesto gibi bir cevap verdi.

"Gazze'de 34.000 kişiyi öldürüp 77.000 kişiyi yaraladığınızda bu protestolar Yahudi karşıtı bir protesto olamaz.

Hükümetinizin Gazze'nin tıp ve sağlık sistemini ve bu bölgedeki 26 hastaneyi hizmet dışı bıraktığını ve 400'den fazla sağlık personelini öldürdüğünü bildiğinizde bu protestolar Yahudi karşıtlığı değildir.

Bizi bu ahlaksız savaşa müdahale etmekten uzaklaştıramazsınız…"

Üniversitelerdeki öğrenci eylemleri sadece ABD’de değil, Avrupa ve dünya genelinde bir domino etkisi oluşturmaya devam etmektedir.

Küresel Gazze desteği ve anti siyonist bir intifadaya dönüşme potansiyeline sahiptir.

Aksa Tufanı ve şehitlerin kanı heder olmadı ve olmayacaktır.

Siyonist rejimi Batı, kurdu ve destekledi. Tükeniş ve yıkımı da Batı’dan başlayacak ve öğrenci eylemleriyle de başlamıştır inşallah..