Üçlü Zirve Öncesi…
Rusya Savunma bakanı Sergey Şoygu ile Hulusi Akar bir görüşme gerçekleştirdiler. Bu görüşmenin ana gayesi, Suriye ile ilgili bazı meselelerin çözümüne yönelik ele alınması olarak belirtildi. Yanı sıra İdlib’de de son durumun ne olduğu üzerinde durulması, sahadaki gelişmeler ele alınan konular arasında yer aldı.
Önümüzde Soçi’de yapılacak olan bir üçlü zirve var. Bu zirve öncesi masada ele alınacak konuların ön görüşmeleri, detayları, alternatif ve saha gelişmeleriyle beraber siyasi analizleri hakkında fikir teatisinde bulunmak gayet tabidir. Tabii olmayan şey bu görüşmeyi günübirlik olarak nitelendirmek… Demek ki evveliyatı olan ağır görüşmelermiş.
Üçlü zirve -yani Türkiye, Rusya ve İran- himayesinde bir anayasa komitesi kuruldu. Bu komite, Suriye’nin yeni anayasasının hazırlanmasında tüm ırk, din ve sosyal dokuyu dikkate alacak diye söylense de sahadaki uygulama açısından zorluklar çok. Unutmayalım ki Suriye meselesi gündem olmadan önce Suriye’deki Kürtlerin değil nüfusa kayıtlı olmaları, vatandaş dahi değillerdi. Bu durumda diğer ırk ve dini azınlıkların anayasal güvenceye alınması fikri uygulamaya çalışılıyor.
Bu durumda masada görüşülen İdlib meselesi için sahadaki Rus Generallerin önerileri doğrultusunda ya müdahale kararı alınacak ya da Türkiye’nin verdiği söz çerçevesinde Rusya Türkiye’den beklentisini ifade edecek. Çünkü bu konuda yani İdlib’e Suriye ve Rus askerinin girmemesi, sükûnetin sağlanması Türkiye’ye havale edilmişti. Fakat son günlerde HTŞ’nin İdlib’in güneyine uzanması ve buna yönelik girişimlerde bulunması, Rusya ve Esad’da rahatsızlık meydana getirdi.
Türkiye, İdlib’de silahtan arındırılmış bölgede 12 gözlem noktasına sahip. Aktif sorumluluk altında olması üçlü zirvede bu sorumluluğunu yerine getirmesi beklentisinin olacağını biliyor. HTŞ de alan kazanma çabalarını artırırken sahada oluşan kaosun ve doğuracağı sonucun farkında olmasının hatırlatılması zirvede gündem olacak elbet. Rusya bu ve benzeri grupların burdan çıkarılması tarafı olduğunu gizlemiyor. Türkiye sahadaki sivillerin korunması ve sivillerin ayrıştırılmasından yana tavır almaktadır. Ayrıca Rusya ve Esad’ın saldırmasıyla sınıra doğru gelecek milyonlarca insan göçünün önüne geçmeyi amaçlıyor.
4-5 bin kadar silahlı HTŞ, Rusya ve Esad’ın müdahalesinin kanlı olacağının idrakin mi veya sivilleri katliamdan uzak tutmaları uzak bir ihtimal mi bilemiyoruz. Elbette bu kolay olmasa gerek. İçinde olduğu durumun ciddiyetini idrak eden bir yaklaşım dillerde dolansa da herkes kendi siyasi çıkarını benimsetme gayretinde.
Buna paralel Rusya’nın, “Adana Mutabakatı” çerçevesinde Türkiye’nin Esad’la muhatap olmasından yana okumaları var. Dolayısıyla Rusya tarafından Türkiye’nin daha fazla Suriye’nin derinliklerine dalmaması için önerilen şey bu mutabakat çerçevesinde gelişecek olan bir iş birliği olacak. ABD’den boşalacak alanı da Türkiye değil, Esad doldursun niyetinde. Adana mutabakatını gündem etmesinin perde arkasında bu niyetler yer almaktadır.
Astana Mutabakatı çerçevesinde alınan kararlar sahada uygulanırken önümüzdeki üçlü zirveye yukarıda dile getirdiğimiz sorun ve sıkıntıların masada hafifletilmiş olarak ele alınması için Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile Hulusi Akar, bir araya geldiler. Sonuç, üçlü zirve gerçekleştiğinde tablo biraz daha şekillenmiş olacak.