• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Hatırladığımız ramazanların tamamına yakını zaten hep mahzun geçmişti. Siyonist kâfirler içimize zehir ekmek için özellikle hep ramazanı beklediler, yaktılar yıktılar ve katlettiler. Hatırlarsanız genellikle böyle geçti, birden ağzımızın tadı kaçardı, huzurumuzu kaybederdik.

Fakat Gazze, Kudüs hiçbir ramazana böyle girmemişti. Bugün itibariyle kuduz Siyonizm ateşi kesip saldırganlığına ara verse bile felaketin boyutları asla tahammül edilecek gibi değil. Şehit ve yaralılar bir yana yüz binlerce Müslüman şu anda ölümle pençeleşmekte.

Allah’ım, bu nasıl bir ramazan Gazze’yi bekleyen, bu nasıl bir oruç! 

Galiba dünya Müslümanları olarak en fazla yapabileceğimiz şey Gazze’den görüntüler izlemek, yıkılmış minarelerin dibinde okunan ezanları,  viraneye dönmüş camilerden birazcık düzeltilmiş yerlerinden teravih görüntüleri izlemek olacak.

Ve bir de Gazzelilerin iftarlarından ve sahurlarından sahneler... Kendi muhteşem sofralarımızdan üzülerek izleyeceğiz, dökebilirsek en fazla birazcık gözyaşı dökeceğiz ve böylece görevlerini yapmış birileri olarak kendimizi tatmin edeceğiz. Öyle ya, etrafımıza baktığımızda bu kadarını bile yapmayanlar var, kendimizi onlarla kıyasladığımızda hani güya az şey yapmış sayılmayız(!)

Anlaşılan Gazze’nin sadece açlık ve susuzlukla değil tamamına yakınının ölümle karşı karşıya olduğunu görmeyeceğiz, görmek istemeyeceğiz.

Allah’ım, nasıl geçecek bu ramazan, Gazze’nin ramazanı kadar ben bizim ramazanımızı da merak ediyorum. İftar şovlarımıza zirve yapan politik atmosferi de ekleyin. Oluşacak manzaradan doğrusu ben şimdiden ürküyorum, Allah Teâla’nın bize hangi nazarla bakacağını düşünmek istemiyorum.

Ramazan için kendime ne kadar dolu dolu bir program hazırlasam, ne kadar hatim ve Kur’an mütalaası yapmayı, ne kadar yardım ve gönül almayı planlasam Gazze bu haliyle gözümüzün önünde durduğu müddetçe Rabbimizle asla barışık olamayacağımız kanaati bende daha ağır basıyor.

Rabbim akıbetimizi hayreylesin, cumanız mübarek olsun.