• DOLAR 34.692
  • EURO 36.64
  • ALTIN 2961.23
  • ...

11. ayına giren Gazze soykırımı, ABD’nin ve batı küfür cephesinin teşvik ve desteğiyle daha acımasızca sürdürülüyor. Bugüne kadar, bu küfür cephesinde insanlık onuruna yaraşır tek bir söz duymadık, insani tek bir eylemlerine tanık olmadık. Aksine siyonist katillerin vahşiliklerine sınırsız destek olmak gibi aşağılık bir anlayışı sergilemeye devam ettiler.

Siyonist katiller sıkıştıkça, yapılan katliamları dünya halklarının dikkatinden kaçırmak için müzakere yalanlarına başvurmaya çalışmaktadırlar. Dünya âlemin, artık öğrendiği ve Filistinli Müslümanların yüz yıldır bildiği şey; siyonist katiller yenilmeyinceye kadar, asla bir barış anlaşmasına yanaşmayacaklardır. Çünkü siyonizmin tıynetinde barış, birlikte ve huzur içinde yaşama diye bir kavram yoktur. Bildiği tek şey; işgal, bozgunculuk, ifsat ve öldürmektir.

1948’den beri siyonistlerin, İngiltere ve ABD’nin desteğiyle Filistin’de başlatmış oldukları işgal; sistematik bir şekilde sürdürülmüş, katliam ve sürgünler istisnasız her gün vahşi bir şekilde devam ettirilmiş ve bugüne gelinceye kadar, bu zulüm aralıksız devam ettirilmiştir. Bu süre içerisinde BM’nin yüzlerce kararına rağmen, vahşi siyonist Yahudiler bir tek adım dahi geri atmamış, ateşkes veya barış anlaşması yapmak gibi bir anlayışa girmemişlerdir.

Oslo görüşmeleri vb. süreçler, sadece siyonist katillerin bir sonraki katliamlarına hazırlık yapmak için kamuoyunu oyalamak, silah ve mühimmat temin etme ve yapacakları işgallere zemin hazırlamak amacıyla ateşkes yapar görünmüşlerdir. Dolayısıyla siyonistlerin ateşkes yapmak ve barış anlaşması için adım atmak gibi bir niyetlerinin olmadığını hepimiz artık biliyoruz. Zaten Filistinli Müslümanlar yüzyıldır bu lanetli kavmin niyetini, katliamlarını ve nihai hedefini çok net bir şekilde bilmektedirler.

Buna rağmen, ABD başta olmak üzere tasmalı bütün batılılar, müzakere varmış gibi bir algı oluşturmakta, çevre ülkelere diplomatik turlar düzenlenmekte, dünya halklarının gündeminden Gazze soykırımını düşürme hamleleri gerçekleştirilmektedir. HAMAS’ın içinde olmadığı bir müzakerenin ne hükmü olabilir ki? Bu algıyı boşa çıkarmak için HAMAS yetkilileri çıkıp: “Bu müzakereler iyi niyetten yoksun, boş hayallerdir” şeklinde açıklama yaparak kamuoyunu doğru bilgilendirmeye çalışmaktadırlar.

Siyonizmin tasmalıları olan bütün batı küfür cephesi; şimdiye kadar katil siyonistlere ‘dur demek’ bir yana, gece gündüz silah sevkiyatı yaptıklarını görüyoruz. Bu aşağılık hareketleri yetmiyormuş gibi çevredeki sözüm ona Müslüman devletlerin idarecilerinin de tasmalarını ele geçirerek siyonist katillere açıkça desteklerini ortaya koymalarını sağlamaktadırlar. Bu omurgasız idareciler de, Müslüman kardeşlerinin yanında değiller, küfür cephesinin hamallığını yapmak gibi bir zilleti tercih etmiş bulunmaktadırlar.

İşte insanlıktan tamamen çıkmış batı küfür cephesi ve zelil yerel işbirlikçileri aslında HAMAS’ın ateşkesten kaçtığının yalanını iki günde bir yaymaya çalışmaktadırlar. Basın yayın sektöründe satılmış kalemler, özellikle ülkemizde ekranları işgal eden çoğu ajan devşirmeler, efendilerinin ‘yakala co’ emri gereğince HAMAS’a, Hizbullah’a, Yemen’e ve İran’a saldırıp durmaktadırlar. Bu renkli bukalemunlar, katil siyonistlerin vahşetini gizlemeye, basite indirgemeye ve hatta satır aralarında saldırılarını meşru göstermeye çalışmaktadırlar. Beri tarafta ise; esas suçlu 7 Ekim’de saldırı yapan KASSAM’dır, Ona destek çıkan Hizbullah’tır ve bütün bunların koordinasyonunu sağlayan İran’dır.

İzzetli Filistinli Müslümanlar zafere ulaşmayıncaya kadar da anlaşma yoktur.