• DOLAR 34.716
  • EURO 36.83
  • ALTIN 2940.748
  • ...

Gazze, 11 aydır aralıksız bir şekilde, siyonist katiller tarafından bombalanıyor. Her gün istisnasız katliam yapılmaktadır. Sistematik bir soykırım bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştirilmektedir. Siyonist katiller, ABD silahlarıyla ve batı küfür cephesinin bütün imkânlarıyla Müslümanların gözünün içine baka baka vahşetlerini sergilemeye devam etmektedirler. Bundan daha acısı ise bazı sözüm ona Müslüman ülkelerin de bu vahşete destek olmalarıdır.

Siyonistlerin bütün vahşi saldırılarına rağmen Kassam mücahitleri ve direniş ekseninin diğer izzetli kahramanları zaman zaman işgalcilere karşılık vermektedirler. İşgalin 11. ayında bile Kassam mücahitlerinin siyonistlerin hedeflerine roket atabilmesi, siyonistleri kahretmekte ve batı küfür cephesinin planlarını alt üst etmektedir. İbret olanı ise içimizdeki siyonist tasmalı tiplerin işgal ettikleri ekranlarda ve sosyal medya platformlarında siyonistlerden daha fazla öfke krizlerine girmeleridir.

İran’ın işgal rejimine karşılık verme konusundaki tavrı üzerinden, günlerdir ekranları ve gazete köşelerini işgal eden çoğu ABD beslemesi ucube tiplerin siyonist katillere değil de İran’a saldırmalarını ibretle izliyoruz. Hatta daha önce İran’ın gerçekleştirmiş olduğu saldırıyla dalga geçmiş ‘boş araziyi ve kümesleri vurdu’ şeklinde algı oluşturarak gerçek hedeflerinin siyonist katilleri kollamak olduğunu açıkça ortaya koymuşlardı.

Çünkü İran’ın füzelerinin isabet edip etmemesinden çok; Müslüman bir ülkenin siyonist katilleri vurma kabiliyetinin bilinmesinin ve bütün Müslümanlar tarafından bundan sonra bir strateji olarak sürdürülmesinin önüne geçmek istiyorlar. Siyonist katillerin vurulabileceğinin ve batı küfür cephesinin bütün yardımlarına rağmen bu işgal çetesinin yenilebileceğinin anlaşılması, Müslümanların galibiyetinin başlangıcı ve katil siyonistlerin de yok oluşunun ilk basamağı olacağını çok iyi bilmektedirler.

Son olarak Hizbullah’ın işgalcilere yönelik gerçekleştirdiği saldırıların yine ‘aynı aveneler’, siyonist katillerden önce meydana atılarak ‘kümesler vuruldu’ şeklinde böğürerek, efendilerine köle ruhlu bir bağlılıkla sadık olduklarını gösterdiler. Daha önceki Hizbullah saldırılarını da küçümsemek için ‘tiyatro’ diyerek yine ekranları kirletmeye devam ediyorlardı. Ama görüntüler yayınlandıkça, karşılıklı saldırıların zayiatları ortaya çıktıkça; bu işin, bilinçli bir şekilde bu etki ajanları tarafından üstünün örtülmeye çalışıldığını gördük.

Hele Hizbullah’ın, katil siyonistlerin sözde başkentinin 5 km yakınındaki istihbarat birimini vurması ve buranın sorumlu komutanıyla beraber çok sayıda askerini etkisiz hale getirmesi, ülkemizdeki kümes kafalı sözde gazetecileri fena halde ters köşe yaptı. Siyonistlerin kümes keyfi, Hizbullah’ın füzesiyle altüst olurken ve 48 saat süreyle olağanüstü hal ilan ederlerken bizdeki siyonist beslemeler ise füzelerin tamamının boş araziye düştüğünü ve kümeslere bile isabet etmediğini ispatlamaya çalıştılar.

Son süreç bize şunu gösterdi ki; direniş ekseni mücahitleri siyonistleri istedikleri gibi vurabiliyorlar. Bunu deneyerek diğer bütün Müslümanlara da göstermek istediler. Bundan sonra diğer Müslümanların da onurlu bir şekilde direniş eksenine yardım etmelerini ve siyonist katillerin vahşetine son verme noktasında birlikte hareket etme izzetini ortaya koymalarını beklemektedirler.

Kümes kafalılar yalanlarla, sahte algılarla ve fitne söylemleriyle hakikatleri gizlemeye devam edeceklerdir. Müslümanların cesaretini kırmaya ve siyonistlerin yenilmezliğini işlemeyi sürdüreceklerdir. Ancak Gazze; Müslümanların da diğer insanların da gözünü açtı. Direniş ekseni de; işgalcileri rahatlıkla vurabileceğini dünya âleme gösterdi. Geriye onurlu bir şekilde planlı, kararlı ve sonuç alıncaya kadar eyleme geçmek kaldı.