• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık. Kurbanlar kesildi, güzel bir dayanışma örneği olarak kurban etleri ihtiyaç sahipleriyle paylaşıldı. Hele yardım kuruluşlarının olağanüstü gayretleriyle, kurban etlerinin daha çok fakir, yetim, mağdur ve mazlum ihtiyaç sahiplerine ulaştırma noktasındaki hassasiyet ve düzenli çalışmaları bu bayramı daha anlamlı hale getirdi.

Yine bazı dinozorlar, İslam'a ve şiarlarına yönelik içlerinde sakladıkları kin ve nefretlerini kusmaya başladılar. Kurban ve kurban kesmeye yönelik düşmanlıklarını ve güya hayvan severliklerini (?!) dile getirmeye çalıştılar. Bazı laik ilahiyatçılarda (?!) kurban kesmek yerine bu paraların başka yerlerde değerlendirilmesi gerektiğine dair hezeyanlarını ifşa etme hınzırlığına giriştiler. Ancak bütün bu melanetlere rağmen, müminler büyük bir heyecanla kurbanlarını kestiler ve şeytani desiseleri ayaklarının altına alarak büyük bir basiret örneğini sergilediler.

Hacılar, manevi olarak şeytanları taşlayarak ve bundan sonra karşılarına çıkacak maddi şeytanları aynı heyecanla taşlama tecrübe ve şuuruyla memleketlerine dönmeye başladılar. Dönen hacıları ziyaret edip tebrik etmek ve hayır dualarına almak; bundan sonra, yaptıkları tövbe üzere hayatlarını ve mücadelelerini sürdürmek üzere manevi bir dayanışma içerisine girmek bizi de heyecanlandırmaktadır.

Ancak bayramları, mecrasından çıkarmak gibi yanlış bir yaklaşımın toplumun içerisinde hızla yayılmaya başladığını da üzülerek şahit olmaktayız. Batılı yaşam tarzının, bizi tamamen abluka altına almanın bir göstergesi olacak ki; bayramlarda tatile gitmeyi, olabildiğince eğlenmeyi ve herkesten uzaklaşarak yalnızlaşmayı dayatarak/cazip hale getirerek, bayramları asli fonksiyonlarından uzaklaştırmıştır. Bayramları, tatil yapma basitliğine düşürdüler. Bayramlar 'bayram' olmaktan çıkarılarak, eğlenme ve dinlenme sürecine dönüştürülmeye gayret edilmektedir.

Oysa bayramlar; akraba, eş ve dostlar arasında bir dayanışmadır. Aile büyüklerini, akraba, komşu ve dostları ziyaret edip hal hatırlarını sormaktır. Fakir, kimsesiz ve ihtiyaç sahiplerine gücümüz oranında yardım etme ve onlarla dertlenme sürecidir. Anne, baba ve diğer aile büyüklerini ziyaret edip hayır dualarını almak ve onlarla güzel vakit geçirme zeminidir. Toplumun bütün kesimleriyle bayramlaşarak, peygamber efendimizin sünneti gereği herkesle helalleşme, küslükleri giderme ve kardeşliğimizi pekiştirme fırsatıdır.

Kurban bayramı arifesinden başlayarak, bayram boyunca namazlardan sonra bilinçli bir şekilde 'teşrik tebriklerini' söyleyerek, hac ibadetini yerine getiren müminlerle manevi olarak hemhal olmak asıl amaçtır. Bayram boyunca tövbe ve istiğfarı, karşılaştığımız herkese hatırlatarak; hakkı ve sabrı tavsiye etme azim ve kararlılığı olmalıdır. Ziyaretleşmeler esnasında oluşan uygun zeminlerde, peygamber efendimizin sünnetini ihya babında sohbetler yapılmalıdır.

'Bayram boyunca beslenmemizi nasıl yapmalıyız?' şeklindeki müsrifçe ve sorumsuzca yaklaşımlar yerine; İslam beldelerinin değişik yerlerinde ve savaşların sürdüğü alanlarda açlıktan ölen çocukları görmeliyiz. Yokluk ve fakirlikten dolayı gıda bulamayan ve kuraklık veya doğal afetlerden dolayı dört gözle bir yardım kolisini bekleyen mazlumların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir bilinç, mümine daha çok yakışmaktadır. Teşrik tekbirlerini söylemek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, yardım ve dayanışmaya vesile olmak, ziyaretler gerçekleştirip hakkı söylemek bayramların asli zeminidir.

Bu anlayışta gerçekleşen bayramlar 'bizim bayramlarımızdır.'