• DOLAR 32.578
  • EURO 35.037
  • ALTIN 2426.092
  • ...

Ülkemizde, son dönemlerde farklı boyutlardaki faşist saldırılar ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu topluma ayrılık ve düşmanlıktan başka verecek hiçbir şeyleri olmayanlar, bu iğrenç yaklaşımla halkın huzurunu kaçırmanın ve insanları birbirine düşürmenin hinliklerini sergilemeye çalışıyorlar. Gelinen noktada, bu işi yapma emeli içerisinde olanlar; gün geçtikçe tahribatlarını artırmaya, yeni sapkın hedeflerini arsızca topluma dayatmaya çalışmaktadırlar.

Bir siyasi partinin 'göçmen' genel başkanı; partisini kurduğu ilk günden şimdiye kadar, toplumu ayrıştırma ve insanlar arasına kin ve nefreti ekme düzenbazlığından başka bir şey yapmamıştır. Bu göçmen siyasetçi, özelde göçmenler üzerinden, genelde ise toplumun tamamını kapsayacak şekilde tehlikeli bir ayrıştırma dilini çok arsızca kullanmaktadır. Göçmen düşmanlığı üzerine kurgulamaya çalıştığı söylem ve eylemleri ise birçok saf insanın zihnini bulandırmaya başlamış bulunmaktadır.

Belki de, bundan cesaret alan başkaca siyasi parti ve miadı çoktan dolmuş bazı siyasiler de zaman zaman, bu bulanık sulara dalarak 'faşizmcilik' oynamaya çalışıyorlar. Bu emelin içerisine girenlerin tamamının ortak paydası 'toplumu ayrıştırmak, insanları birbirine düşürmek ve en önemlisi İslam inancının bize bahşetmiş olduğu kardeşliği tamamen ortadan kaldırmaktır'. Her bir Müslüman ferdin bu fitneye karşı özellikle dikkatli olması gerekir.

Faşizmin son günlerdeki başka bir boyutu ise; ülke rejiminin yaşı kadar siyasi geçmişi olan bir başka partinin, inancımızın gereklerine karşı ortaya koymuş olduğu yobazlıktır. Bu partinin sözcü ve üyeleri her fırsatta kutsal değerlerimize saldırmak gibi bir hastalıkları vardır. İçlerinde taşıdıkları bu hastalık; kimi zaman bir iftira, kimi zaman bir saldırganlık, kimi zaman da açık bir düşmanlık olarak kendini göstermektedir.

Bir âlim veya duyarlı bir mümin; toplumun içinde vuku bulan bir ifsadı, alenileşen bir ahlaksızlığı, örf ve adetlerimize saldırı boyutuna ulaşan bir kepazeliği dile getirirse hemen yakasına yapışmaya çalışırlar. Bu melaneti yapanların sebep olduğu çirkinlikleri dile getirirse; bu partinin sözcü ve kurşun askerleri hep bir ağızdan bu kokuşmuşluğun 'dokunulmaz olduğunu' dile getirerek çirkin emellerini ortaya koymaktadırlar.

Hatta bu partinin bir belediye başkanı, düzenlenen bir konser sırasında 'şarkıcı figüre' 'niye az açılmışsın?'  şeklinde, farklı bir saldırı rezaletinde bulunmuştu. Bunların faşizan baskı ve saldırıları çeşitlenerek devam etmekte, esas hedef aldıkları ise bu toplumun inanç değerleri, gelenek ve yaşam tarzlarıdır. Bu arsızca saldırılarını sürdürürken karşılarına kim çıkarsa, hiçbir değer tanımaksızın bu insanları hedefe koymaktan geri durmuyorlar.

Toplumdaki açık saçıklığı ve alenileşen ahlaksızlığı dile getiren kimi duyarlı insanları, hemen linçe tabi tutmaktadırlar. Dinimizin haram kıldığı, günah saydığı ve lanetlediği fiilleri yapanları uyarmak bile bu faşistleri ciddi anlamda saldırgan hale getirmektedir. En ufak bir uyarı veya nasihat yapıldığında, koro halinde arsızlıklarını, kin ve nefretlerini kusmaktadırlar.

İnancımızın haram kıldığı fiilleri dile getirmek ve bu haramlara bulaşanları uyarmak bu laikçi faşistleri kaygılandırmaktadır. Yarasanın ışıktan korkması gibi bu laikçi faşistlerin hakikatten korkmaları ve 'doğru söze' karşı saldırıya geçmeleri karanlık zihinlerinin, toplumu karartmaya devam etmelerindeki sapkınlıklarıdır.