Farklı Düşünebilmek
Psikoloji, insanın sağlıklı davranışta bulunamamasının nedenlerini farklı şekilde izah eder. Bunlardan birini de işleve takılma olarak açıklar. İşleve takılma demek bazı şeyleri akıl edememe ya da geçmişe takılıp kalma olarak da yorumlayabiliriz. Çantanın elde taşınacağını düşünüp yere bırakmayı akıl etmeme veya şemsiyenin sadece yağmurlu havalarda kullanabileceğini düşünme, herkesi sorup kendi kardeşlerini sormama gibi…
Sağlıklı bir araştırma yaptığımızda insanın geçmişte yaşadıklarının sosyal hayatta kendisini çok ciddi şekilde etkilediğini söyleyebiliriz. İnsanın geçmişte yaşadıkları dönem bir karanlık dönem olarak düşünülebilirken aydınlanmanın temelinin de atıldığı dönem olarak yorumlanabilir. Kimi geçmişinden dersler çıkarıp geleceğini düşünürken kimi de geleceğini karartıp geçmişinde yaptıklarıyla yetinmeye çalışır veya geçmişinde yaptığı iyilikleri bir umut olarak görür.
İyi niyetli olup salih amelde gayret edenler hiçbir zaman yaratandan umudunu kesmez. Zaten onların hayat felsefelerinde öyle bir düşünce de yoktur. Hayatlarının her aşamasında sabır, şükür vardır, yaratana her daim hamd etme vardır. Davranışlarında tarafsız olanlar başlarına bir bela bir sıkıntı geldiğinde acelecidirler gözleri yaratanın yardımındadır. Konuyla ilgili rivayet ve alıntıladığım örneğin bir kısmını paylaşmak isterim.
Üç kişi yolda giderken sağanak yağmura yakalanıp, bir dağın mağarasına sığındılar. Sığındıkları mağaranın önüne, dağın üzerinden bir kaya düşüverdi ve mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine içlerinden biri şöyle dedi: “Allah için işlediğimiz bir iş varsa, hatırlayalım ve onu vesile ederek Allah’a dua edelim, belki bizi bu beladan kurtarır.
“Bundan sonra içlerinden biri: "Ey Rabbim! Benim pek yaşlı anam babam vardı ve bir de küçücük çocuklarım. Onlara ben bakardım. Otlaktan koyunlarımla döndüğümde, koyunları sağar ve yavrularımdan önce ana babama süt içirir, onları beslerdim. Bir gün geç kaldım, karanlık bastıktan sonra gelebildim ve ana babamı uyumuş olarak buldum. Yine her zamanki gibi, koyunlarımı sağdım çocuklarım açlıktan ağladıkları halde, ana babamdan önce onları beslemeyi, onlara süt içirmeyi uygun bulmadım.
Ana babamı uyandırmaya kıyamadığım için, sabaha kadar başuçlarında bekledim. Yarabbi eğer bu amelim senin yanında kabul olunup, rızanı kazanmışsa, göğü görecek kadar olsun, önümüzü açıver" dedi. Allahü Teâlâ da, kayayı biraz kaldırmak suretiyle bir miktar açtı ve gökyüzünü gördüler.
Bu yaşanmışlık herkes için bir örnektir. Farklı psikolojiye sahip nötr olan kardeşlerim için, bizim için bir tedavi örneğidir. Bu örnekten yola çıkarak şunu söyleyebiliriz. İnsanın ne olursa olsun hangi durumda olursa olsun yaptığı küçücük bir iyilik bu dünyada karşılıksız kalmadığı gibi ahirette de karşılıksız kalmaz. Hele ki Allah rızası için yapılan bir davranışın ne kadar kıymetli olduğunu çok zor günlerimizde daha rahat anlayabiliriz.
Kendimizi çok kötü görüp amellerimizi kesmeyelim küçük de olsa bir şeyler yapmaya özen gösterelim. Hiçbir şey yapamıyorsak bile yerdeki bir taşı bir dikeni kaldırmak daha iyi bir davranışın nedeni olabilir.
Selam ve dua ile…