Bir Gecede Gelen Cehalet HARF İNKILABI MI? HARF KIYIMI MI?
1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun”un kabul edilmesi ile Türkiye’de yaşayan insanlar için yeni bir süreç başlamış oldu. Her ne kadar koyu Kemalistler ve Cumhuriyet’i İslam’a karşı kazanılmış bir zafer olarak addetme gafletiyle ‘Zafer naraları’ atanlar kabul etmese de Harf İnkılabı’nın getirisinin olmadığı, fazlasıyla götürüleri olduğu için bir ‘Harf Kıyımı’ olduğunu belirtiyorlar.
Bir gecede ansızın değiştirilen ve adına ‘Harf İnkılabı’ denilen bu kıyıma karşı Anadolu’dan bir ses çıkmaması da hayli ilginçtir.
1925’teki Şapka Kanunu’na karşı çıkan 13 şehirde onlarca insanın asılmış olması, İskilipli Atıf Efendi gibi alimlerin ‘uyduruk dosyalarla’ idam sehpasına çıkarılması...dahası Hamidiye Gemisi’nin beraberindeki zırhlı gemilerle Rize’yi top ateşine tutması gibi sert müdahaleler halkın direncini ciddi anlamda kırmış bulunuyordu.
Belki de bu korkunun yaşattığı sebep ve inkılaplara baş kaldıranların başsız! kalması gerçeği insanları başkaldırmama konusunda uyarıyordu ama bir başka açıdan bakıldığında ilk etapta bu değişikliğin halk tarafından çok iyi anlaşılmadığı görülüyor.
Harf İnkılabı, bu millete danışılmadan, kamuoyu tarafından hiç konuşulmadan ve herhangi bir talep olmadan aniden ve ivedilikle kabul edilmiş hatta Meclis’te ‘Kanun-u Medeni’ denilen halen cari olan kanunun sözde kabul edilmesindeki garabet gibi ve İsmet İnönü’nün ‘Cumhuriyet’in ilanı için söylediği meşhur “TERTİP” şeklinde hızlı bir şekilde yürürlüğe geçmiştir.
Bir gece ansızın gerçekleştirilen ve ertesi gün tabiri caizse ‘Cahil olarak uyanan’ kalabalık halk kitlesi içinde iki kişinin itiraz ederek ses çıkardıkları görülür.
Bunlardan biri Osmanlı’nın son Şeyhülislam’ı olarak tanıtılan Mustafa Sabri Efendi’dir. Cumhuriyet'in ilânından sonra oğlu İbrahim'le birlikte 150'likler listesine alınan ve tutuklanacağı sırada ailesiyle beraber yurtdışına çıkmayı başaran M. Sabri Efendi, çıkardığı ‘Yarın’ isimli dergi ile İslam Dünyası’nın ve Türkiye’deki ‘Batılılaşma’ çabalarını şiddetle eleştirdiği için dergisi kapatılır. M. Sabri Efendi, harf inkılabının büyük bir yanlış olduğu konusunu defaatle ele almış ve bu konuyu gündem yapmıştı.
Konuyu ehemmiyetle ele alan ve itiraz edenlerden bir diğeri de ‘Bediüzzaman’ lakabıyla tüm Türkiye’de meşhur olan Said-i Nursi rahmetullahi aleyh idi.
Üstad, harf inkılabının bu halka yapılabilecek en büyük zulüm olduğunu avazı çıktığı kadar haykırsa da nafiledir. Ankara, İslam’a karşı attığı büyük adımların sonuncusunu bir gece ansızın kanunlaştırarak yürürlüğe koymuştur artık.
OSMANLI’NIN 600 YILLIK HAFIZA ARŞİVİNİ NEDEN SİLDİLER?
Harf İnkılabı CHP idaresinin, Osmanlı’ya ve İslami dünya görüşüne karşı yürüttüğü hamlelerin son büyük kararı oldu. Ondan önce Saltanatın kaldırılması, Hilafetin ilgası, Şapka Kanunu...gibi adımlar atılmıştı. Harf inkılabı ile bu sürecin en zorlu adımı da atılarak Osmanlı’nın 600 yıllık ‘Hafıza Arşivi’ de bir anda çöpe atılmış oldu.
Osmanlı’nın 6 asırlık kadim arşivinin bugün halen tam olarak çözülmüş olmaması bu inkılap için en büyük ayıp olarak yeterlidir.
Bunun yanında hem 3 kıta hem Türk tarihi hem İslam Dünyası ve İslam Tarihi hem de İnsanlık Tarihi için önem arz eden 6 asırlık Osmanlı Arşivi’nin bir gece ansızın ‘Yokluğa’ mahkum edilerek adeta yok sayılması ve depolarda çürümeye terk edilmesi akıllara şu soruyu getirdi: Osmanlı’nın 600 yıllık hafıza arşivini neden sildiler? Bunu hangi niyetle yaptılar?
İNÖNÜ YASAYA EK YAPARAK HAPİS CEZASI DA GETİRİYOR.
1928 yılında gerçekleştirilen sözde inkılaptan tam 13 yıl sonra İsmet İnönü (1941 yılında) bahsi geçen (1925’te gerçekleştirilen Şapka Kanunu ve) 1928 yılındaki Harf İnkılabı’na muhalefet suçuna bir madde ekleyerek 30 liradan 300 liraya para cezası veya 1 aydan 6 ay’a kadar hapis cezasını öngörmüştür.
İlginç bir manzaradır ki bugün yürürlükte olan ceza kanununa rağmen Askeriye dışında kimsenin keyfi olarak şapka takmamasıdır.
Ancak yazı bunun gibi olmadı. Zaman bu değişikliği yontamadı...