• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Siyonist işgal rejiminin Filistin Müslümanlarına uyguladığı katliam ve ambargolar insanlığın yüreğini sızlatsa da İslam ülkeleri dahi bu zulme son vermek için etkili bir adım atmıyor maalesef. Hiçbir hedef gözetmeden, Müslümanların kutsallarına zerre saygısı olmadan Filistinlilere saldıran barbar işgalciler her yıl yüzlerce Filistinliyi katlediyor, yüzlercesini de esir ediyor.

Kardeşlerimizin yaşadıkları acılar karşısında Müslümanlar olarak yüreğimiz yanıyor, büyük acılar duyuyoruz ancak dua etmekten, kardeşlerimiz için Rabbimize sığınmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden. Asıl gücü elinde bulunduranlar, İslam ülkelerine liderlik edenler ise onlarca çocuğun, kadının katledilmesini ‘şiddetli’ bir kınamayla geçiştirebiliyorlar. On yıllardır kınamaların bir işe yaramadığı, işgalciyi frenlemediği bilinse de vicdanlarını rahatlatmak için midir bilinmez kınama yarışına girilir. Dünyanın kör ve sağır kesildiği bu katliamlar, İslam ülkelerinin kuru kuruya kınamalarıyla durur mu sandınız!

Masum bedenler üzerine yağan bombaları, kitle imha silahlarını, fosfor bombalarını, ilk kıblemize, Mescid-i Aksa’ya uzatılan kirli elleri, mescitlerimize postallarıyla giren barbarları bir kınama durdurabilir mi? Emperyalistlerin her türlü silah ve parayla donattığı işgal çetesini hangi kınama durdurabilir…

Siyonist çeteye işgallerin durması için ‘kınama’ yayınlayarak yaşanan katliamları uzaktan izlemekten öteye geçmeyen İslam ülkelerinin liderleri, Müslümanlara da ‘Kudüs kırmızı çizgimizdir’ mesajlarıyla şirinlik yapmaya çalışıyorlar. Çocuk, kadın katledilmesinin önüne geçemeyen İslam ülkeleri yöneticileri “…ama Kudüs kırmızı çizgimizdir!” söylemleriyle Müslümanların gazını almaya mı çalışıyor. Bir yanda onca ağır silah ve bombalarla katledilen bedenler ve öte yanda verilen “…ama Kudüs kırmızı çizgimizdir!” söylemleri…

Bu nasıl bir çizgidir efendiler! Bu nasıl bir kırmızılıktır! Hangi kalemle çiziyorsunuz, hangi maddelerle belirliyorsunuz bu çizgiyi?! Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü; canlarıyla ve mallarıyla savunanların mı kırmızı çizgisidir yoksa aciz açıklamalar yapmaktan öteye geçmeyen sizin mi? Bu uğurda candan, evlattan geçenler, kanlarıyla bu kırmızı çizgiyi çizenler mi doğru söylüyor yoksa konuşmaktan başka bir şey yapmayan sizler mi?

Bu söylemler ile kime ne anlatmaya çalışıyorsunuz? Bu katliamları ve işgalleri durdurmayan söylemlerinizle sadece vicdanlarınızı mı rahatlatmaya çalışıyorsunuz? Emperyalist Amerika ve Siyonist uşağı Kudüs’e elçilik açacağını söylediğinde tek yaptığınız, “…ama Kudüs kırmızı çizgimizdir!” açıklamaları.

Onca katliama, işgale, ambargoya rağmen yapabildiğiniz sadece bu mu? Oysa ama’dan sonra kurulan cümlelerin hiçbir geçerliliği yoktur. Ne söylemiş olursanız olun kurduğunuz cümlelerin arkasına bir ama koyduğunuzda o amadan önce kurmuş olduğunuz cümlenin, sözlerin hiçbir anlamı kalmaz.

Bir yandan işgalciyi kınayarak, diğer yandan da işgalci ile ‘normalleşme’ adımları atmak Kudüs davasına ve Filistin Müslümanlarına ihanet etmek değil midir? Kırmızı çizgilerinizi silip atmak, çizgilerinizi bir lastik gibi esnetmek değil midir? Katliamlarından geri durmayan, ambargolarla Filistinlilere açık cezaevini yaşatan bir işgal çetesi ile ne üzerine normalleşiyorsunuz!

Allah’ım! Biz aciz Müslümanlara ve bizi yöneten İslam ülkesi liderlerine feraset ver. (AMİN)