• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bundan tam on iki yıl önce yola çıkan Mavi Marmara gemisi bir devrin başlangıcı, bir dönemin tanığı, Siyonist zulmünün ve eşkıyalığının tüm dünyaya gösterilmesi için bir ayna olmuştu adeta. Tarihler 2010 yılının Mayıs ayını gösterdiği günlerde Türkiye’nin önderliğinde bir yardım filosu çıktı yola.

İHH İnsani Yardım Vakfı’nın öncülük ettiği filo insani yardımla birlikte 750 aktivisti de taşıyordu. Almanya, Kuveyt, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fas, Yemen, Mısır ve Cezayir gibi 36 ülkeden gelen aktivistler arasında 15’den fazla milletvekili, 60’ın üzerinde uluslararası basın mensubu, sanatçılar ve Nobel Barış Ödüllü aktivistler de yer alıyordu.

Kendilerini uğurlamaya gelmiş on binlerin duaları eşliğinde yola çıktılar. Yükleri insanlık, yükleri merhamet, yükleri umut doluydu. Heybelerinde mazlumlara azık, yüreklerinde iman ve cesaret vardı. Tek dertleri dünyanın gözü önünde her türlü ambargo ve zulme maruz kalan Filistinli kardeşlerine yardım elini uzatmaktı. Tüm insanlığın izlediği zulme sessiz kalamamış bir avuç Müslüman, bu zulme dur demek için yola çıktı dünyanın en zorba en hain işgalcisine karşı…

Zaman zaman gemiden canlı yayınlarla, kaydedilen görüntülerle ortamın havasını bizlere ulaştırıyordu geminin yolcuları. Bir köşede cemaatle namaz kılanlar, diğer köşede Kur’an okuyanlar, diğer bir köşede sessizce duaya duranlar, ilahiler, marşlar seslendirenler… Adeta işgal edilmiş Filistin topraklarını fethe gider gibi heyecanlı, umutlu… Kendilerini bekleyen işgalci ve azgın sürüsünden habersiz bir şekilde usulca yol alıyordular gecenin karanlığında. 

İşgal ettiği Filistin topraklarını bir ahtapot gibi saran Siyonist çete, Mavi Marmara gemisinin yolunu keserek canlı yayında, tüm dünyanın gözü önünde büyük bir katliama ve vahşete imza attı. Savaş gemisine indirme yaparcasına helikopterlerden asker yığdılar geminin içerisine. Bir yandan da botlarla gemiye asker çıkardılar. Yüklerinde insani yardım dışında hiçbir şey olmayan insanlara gerçek mermilerle kurşun yağdırdılar. Kadın çocuk, yaşlı demeden haince ve zalimce saldırdılar. Filistinli mazlumlara yaşattıkları zulmün ufak bir parçasını yaşattılar adeta gemideki sivillere.

Vahşi saldırıda 9 Müslüman şehit olurken, saldırılardan ağır yaralanan bir kişinin daha dört yıl aradan sonra şehit olmasıyla umut ve özgürlük yolculuğunun toplam on şehidi oldu. Kanlarıyla bir tarihe damga vurdular, bir döneme ışık tuttular… Selam olsun Mavi Marmara yolcularına, selam olsun Mavi Marmara Şehitlerine…

ŞEHİTLERDEN GERİYE KALAN…

ŞEHİT FURKAN DOĞAN

Filistin’de zorluklar içinde yaşayan insanlara yardım götüren Mavi Marmara gemisine Siyonist askerlerin saldırısı sırasında ateş seslerini duyan Furkan, önündeki kâğıda şöyle yazmıştı: “Şahadet şerbetine son saatler. Var mı daha güzel şey? Varsa o da sadece annemdir.”

ŞEHİT İBRAHİM BİLGEN

Ömrünü hayır işlerine adayan Bilgen, fakir evlerinin elektrik tesisatlarında yardım için ilk kapısı çalınanlardandı. Ücret tekliflerini “hayır duanız yeter” diyerek kabul etmezdi. Her nerede insanlık adına bir etkinlik olsa İbrahim Bilgen varlığıyla oradaydı.

ŞEHİT ALİ HAYDAR BENGİ

Güzel ahlakı ve yaşantısıyla herkes tarafından sevilen Diyarbakır’ın kanaat önderlerinden Ali Haydar Bengi, son yıllardaki ilmi çalışmalarında ve verdiği derslerinde, dinin doğru anlaşılması, Müslümanlar arasında birliğin sağlanması ve Kudüs’ün özgürleştirilmesi konularına önem verdi.

ŞEHİT CEVDET KILIÇLAR

Filoya katılanların doldurduğu iletişim formunda yardım edebileceğiniz alanlarla ilgili kısmı “ne iş olsa yaparım” diye doldurmuştu en son. İnsanlık uğruna ne iş olsa yapmak üzere yola çıktı. Yanında olanlar Kılıçlar’ın “Allah rızası için boş bırakmayalım” diyerek güverteye koştuğunu ifade ettiler. Kendisi görev alanını boş bırakmadı. Saldırıyı görüntülemek üzere fotoğraf çekerken alnından vuruldu.

ŞEHİT NECDET YILDIRIM

Ailesi tarafından da merhametli, güler yüzlü ve bir sabır abidesi olarak tanımlanan Necdet Yıldırım, iş arkadaşları tarafından da çok seviliyordu. 31 Mayıs 2010 Pazartesi günü sabah 04.00 sularında insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine Siyonistler tarafından düzenlenen saldırıda arkadaşlarına yardım etmek için geminin üst güvertesine çıktı. Siyonistlerin kullandığı gerçek kurşunlarla hayatını kaybetti.

ŞEHİT FAHRİ YALDIZ

Fahri Yaldız, filo katılım formunda yardımcı olabileceği alanları, elektrik, arama-kurtarma, itfaiye olarak belirtmişti. Fahri Yaldız yolculuğa çıkmadan önce sevenleriyle, yakın dost ve akrabalarıyla görüşmüş ve onlardan helallik istemişti. Ailesiyle çektirdiği aile fotoğrafı son fotoğrafı oldu.

ŞEHİT ÇETİN TOPÇUOĞLU

Filistin’e yardım filosuna katılım için hazırlanan formda yer alan “Bu kampanyaya ne kadar destek verebilirsiniz?” sorusunu “Gücümüzün yettiği yere kadar” yazarak cevaplamıştı. Yardımcı olabileceği alanları, “eğitmen, ilkyardım, spor, organizasyon” olarak sıralamış, filoya neden katılmak istediği sorusuna ise “Topal karınca misali safımızın belli olması için” diyerek yanıtlamıştı.

ŞEHİT CENGİZ SONGÜR

Ailesine Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkacağını söylediğinde altı kızından biri bir mektup sıkıştırmış cebine. Mektupta, “Korkuyorum baba. Kardeşlerimin gözlerindeki hüznü annemin yüzündeki endişeyi gördükçe korkuyorum. Ama seni sonunda kaybetmek de olsa git baba... Bir yetimin gülümsemesi için, bir annenin duası için git baba... Geriye bir tek adın da dönse git... Senin kızın olmak çok ama çok güzel baba…” diyordu.

ŞEHİT CENGİZ AKYÜZ

Gazze’de yaşayan evsizler için bir şeyler yapmak isteyen Akyüz, bu konvoya neden katıldınız sorusunu ise “Allah için.” diyerek özetlemişti. Her sabah evden çıkarken gördüğü yakın arkadaşına “Heyben doluysa (sevgi, neşe, umut, selam yüklüysen) haydi bismillah, çıkalım ve insanlara dağıtalım…” diyen Cengiz Akyüz, her daim güler yüzüyle hatırlanıyor.

ŞEHİT UĞUR SÜLEYMAN SÖYLEMEZ

Kendini mazlumların yerine koyup aynı acıyı hissediyordu. Maddi şeyleri gözü görmüyordu. Çocuklarını mesela, onları dahi gözü görmedi. “Gidip onlara yardımcı olmam gerekiyor.” diyerek gemiye binip gitti. Birine yardım edilecek dendiği an herkesten önce koşardı. 4 yıl komada kaldıktan sonra o da katıldı şehadet kervanına…