Şehit Aytaç Baran Suikastına Tutulan Ayna
Türkiye`de Şehit Aytaç Baran`ı duymayan kalmadı sanırım. Peygamber Sevdalıları Platformuna üye İslami bir STK olan Yeni İhya-Der` in Başkanıydı Şehit Aytaç Baran. Geçen yıl 9 Haziranda PKK tarafından katledilmişti. Tarihe dikkat edin (9 Haziran 2015) yani HDP`nin %10 barajını aştığı Genel Seçimlerden 2 gün sonra. Yani 2 gün öncesine kadar “bize oy verin Ey Kürtler! Kürtlerin haklarını biz savunacağız” diyen zihniyet tarafından katledildi.
Aytaç Baran`ı katledenler zaten biliniyor ve bilinmesi gereken başka bir şey daha var ki, o da neden katledildiğidir.
Peki, Aytaç Baran neden katledildi?
Bu sorunun cevabı bizleri kronolojik olarak “Büyük Bir Gerçeğe” götürecek. Herkesin üzerini örtmeye çalıştığı bir gerçek. İşte şimdi o gerçeğe adım adım ilerleyelim.
Şuan sokakları çukurlarla donatanlar 6-8 Ekim 2014 yılı Kurban Bayramında “sokak savaşı” provası yapmıştı ve bu savaşı da tamamen İslami kurum ve şahsiyetlere karşı yapmıştı. Şehit Aytaç Baran`ın başkanlığını yaptığı dernek de hedefe alınan Kurumlar arasındaydı. Her yeri ateşe verin, yakın-yıkın diye gönderilen gençler Aytaç Hoca`nın derneğine saldırıp içindekilerle beraber her şeyi yakacaklardı. Aytaç Hoca dernek binasından onlara seslenip konuşmuş ve oraya gelen gençlerin çoğu da Aytaç Hoca`yı tanıdıklarından dolayı Aytaç Hoca`ya ve derneğine zarar vermeden gitmişlerdi. Çünkü Aytaç Hoca zamanın Mus`ab Bin Umeyr`i idi. Diyarbakır halkı “Kur`an Bülbülü” diyordu ona. Tatlı dili ve gülümseyen siması ile herkesin gönlünde taht kurmuştu. Çünkü Aytaç Hoca o gençlerin birçoğuna Kur`an dersi vermişti.
İşte o gençleri oraya gönderenler istediklerine kavuşamayınca deliye döndüler ve bu gençleri vazgeçiren şeyin İslam ve İslam`a olan saygıda yattığını biliyorlardı. O yüzden Aytaç Hoca`ya olan kinleri birkaç kat daha da arttı.
Peki Neden?
Birileri bu toprakların evlatlarını Komünizmin kokuşmuş emellerine kurban etmek istiyordu.
Gençleri ve halkı Komünizmin kirli pençelerinden koruyacak olan şey ise İslam ve İslami çalışmayı yürüten Aytaç Hoca ve onun Dava arkadaşları idi.
Yani PKK sözle, iftira ve kirli propagandalarla halkı İslami çalışmalardan uzak tutmak istedi. Dilleri ile mücadelede başarısız olunca silahı kullanmaya yöneldiler.
Yani İslam hakikatine karşı bir kez daha yenilmişti o kirli ve kokuşmuş zihniyetler.
Aytaç Hoca defalarca tehdit edilmişti. Gençlere verdiği Kur`an dersini bırakmasını ve mahalleden de taşınmasını istemişlerdi. Ama Aytaç Hoca canı pahasına da olsa o gençleri bırakmadı. Asıl kahramanlık da buydu zaten.
Şimdi soruyorum; Halk sever olmak insanları evsiz-barksız bırakıp çukurların başında öldürtmek midir? Yoksa Aytaç Hoca`nın yaptığı gibi Kur`an dersinden vazgeçmeyip halkın geleceği için ölümü göze almak mıdır?
Aytaç Hoca şehit edildiği gün halk bu saldırıyı gerçekleştirenlere karşı sessiz durmadı ve karşılık verdi. Çünkü Aytaç Hoca halkın Şehidi idi. Halk PKK`ye karşılık verince de Selahattin Demirtaş alel acele kameralar karşısına geçip “Hizbullah militanları silahlanmış ve kendilerine bir saldırı yapıldığı zaman kimin kimi vuracağı da belirlenmiştir” anlamında bir açıklama yaptı.
Yani HDP/PKK herkese saldıracak, yakacak, yıkacak ve öldürecek ama halk karşılık verdiğinde de vaveylalar koparacaklar. İşte bunlar böyle bir zihniyete sahipler.
Şimdi gelelim o kronolojik gerçeğe…
Demirtaş demişti ya “Hizbullah” ve “kendilerine bir saldırı yapıldığı zaman…”
İşte tıpkı Aytaç Baran`a yapılanlar 90`lı yıllarda Hizbullah Cemaatine de yapılmıştı. (Aşağıdaki bilgiler “Kendi Dilinden Hizbullah” kitabından alınmıştır) Hizbullah Cemaati çok yoğun olarak İslami tebliğ çalışmaları yürütüyordu ve bu da PKK`nin gelecek hesaplarını bozuyordu. İslami çalışmalar PKK`yi korkutuyordu. Yani yine tarih tekerrür ediyordu ve yine kokuşmuş beşeri ideolojiler İslam hakikatine yenik düşüyordu ve Müslümanlara savaş dayatılıyordu. PKK Hizbullah Cemaatine 3 şart koşmuştu. Bunlar;
- Ya bize katılacaksınız,
- Ya buraları terk edeceksiniz,
- Ya da hepinizi teker teker öldüreceğiz…
Hizbullah Cemaati ise bu dayatmaları kabul etmedi ve daha sonra da PKK, Hizbullah`a karşı bir yok etme savaşına girişti. Yani PKK saldırıyor ve Hizbullah da savunma yapıyordu. Biri savaşı zorla dayatıp saldıran ve diğer taraf da meşru bir hak olan savunmayı yapıyordu. PKK Hizbullah`a zorla dayattığı bu savaşta büyük bir hüsrana uğradı ve PKK Hizbullah`a karşı eylem yapamayacak duruma geldi.
Şimdi buraya iyi bir dikkat!
Ne zaman ki bu topraklarda halk İslami çalışmalar yoğunluğu içerisine girişiyor, birileri bunu engellemeye çalışıyor ve her türlü zulmü yapmaktan da geri durmuyor. Özellikle Bölgeye bakın ki, ne zaman İslami çalışmalar hız kazansa PKK sahneye çıkar ve bu çalışmaları yapan insanları hedef alır.
Bazen PKK eliyle, bazen 28 Şubatçıların eliyle ve bazen de başka maşaların eliyle yapılır tüm bu zulümler… Tüm bunlar sizin de dikkatinizi çekmiştir sanırım.
İşte Aytaç Baran`ın katledilmesi,
Hizbullah Cemaatine yapılan saldırılar ve kirli iftiralar,
Zamanında yapılan başörtüsü zulümleri,
Merve Kavakçı Hanımefendiye yapılan zulüm,
Şehit Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesi,
Şehit Furkan Doğan ve Mavi Marmara Şehitleri aynı odaklar tarafından zulme uğramışlardır.
Dikkat ve yine Dikkat!
İslam düşmanları yukarıda saydığım ve daha sayamadığım birçok İslami şahsiyet ve topluluğu hedefe koyarken hiçbirini ayırmadan hareket ediyor.
O zaman Müslümanlar da bir olmalı ve ayrışmamalı.
Müslümanlar birbirine sahip çıkmalı ve kardeşlerini başkasının insafına terk etmemeli.
Kardeşine Kur`an bakışıyla bakmalı, TV ve gazetelerdeki bazı canavar ruhlu insanların algılarıyla değil…
Ne dersiniz, sizce de öyle değil mi?
Allah(cc)`a emanet olunuz.
twitter.com/EminOzaslan