İSLAMİ SİYASAL HAREKETİ BAĞLAMINDA ÜÇ GÖMLEK VE HÜDA PAR
Yusuf’un, kanlı, arkadan yırtık ve şifalı siyasal üç gömlek ile HÜDA PAR’ın aldığı pozisyon. Bugün Müslüman Kürtler ile Hz. Yusuf’un başına gelen olaylar, her yönü ile birbirine çok benzerlik arzetmektedir. Birinci gömlekte kardeş ihaneti ile, Müslüman Kürtler’e yapılan kardeş ihaneti aynıdır. Organizeli bir şekilde kardeşini kuyuda yok etme teşebbüsü ile, Kürt solun, Müslüman Kürtleri imhaya yönelik büyük katliamları aynıdır. Vezirin karısının sistemin gücünden faydalanarak attığı iftira ile, Müslüman Kürtlerin, sistemin gücünden faydalanan müfterilerin attıkları iftiralar da aynıdır.
Bir de; Yusuf’un en hassas olduğu noktada iftiraya maruz kalması ile, Müslüman Kürtlerin en hassas olduğu noktada iftiraya maruz kalması da aynıdır. Hz. Yusuf’un en çok hassas olduğu iffetiydi. Müslüman Kürtlerin de en çok hassas olduğu konu sistemden uzak kalma hassasiyeti idi. Her ikisi hassas olduğu konuda iftiraya maruz kaldılar. Fesübhanellah!
Hz. Yusuf, Kardeşlerin kuyusundan erken çıktı. Ama Vezirin karısının iftirası ise, uzun sürdü. Müslüman Kürtler’de de aynısı oldu. İki olay her yönü ile birbirine ne kadar da çok benziyor! Müslüman Kürtlerin de Yusuf gibi gömleği arkadan yırtık(suçsuz) olduğu halde zindana atıldılar. Ayette,“ قد من دبر ” deki “قد” (Yusuf/25.) Kelimesi, uzunca yırtmaç manasına gelir. Yırtmacın uzunluğu iftiradaki tesirin uzun bir mağduriyet oluşturacağına işarettir.
İslam medeniyetinde gömlek, Batı uygarlığında ise şapka, bir düşünceyi temsil eder. Batıya tapanlar, şapka için Müslümanları idam etmeleri de bundandı. Mesela; “Bu gömlek bana dar geliyor, deli gömleği, gömlek değiştirmek ve yine, şapkasını alıp gitti, şapkayı öne koy... gibi.” Bunlar birer düşünceyi temsil eden kinayeli sözlerdir.
Yusuf’un gömleğindeki kanın Yusuf’a ait olmadığını Yakup bildiği halde onu içine atarak dedi ki; “ قال انما اشكو بثي وحزني الي الله” (Yusuf/86) ve “صبر جمیل” İle karşıladı. (Yusuf/18) Müslümanlar, her iki gömlek iftirasıyla çok bedeller ödediler.
Gömleğin arkadan yırtılması, kişinin Allah adına, günahlara sırtını çevirdiğini gösterir. İlk iki gömleği atlatabilenler ancak üçüncü gömleği elde edebilirler.
Genelde tüm Müslümanların, özelde Kürt halkının tüm İslami ve insani haklarını yok sayan kemalist sistem ve varisi partinin işlediği zulümleri unutamayız. Söz konusu partinin bıraktığı yerden sancağı Kürt solu aldı. Onlar da Türk solu gibi, nihilist bir zihniyetle Kürtler içinde İslam’ı suç, Müslümanları potansiyel suçlu gördüler. Bu konuda Yusufları imha etmek üzere acımasız katliamlar yaptılar. Kürtleri Kürt yapan din, namus, örf, adet, kılık ve kıyafetleridir. Kürt solu önce Kürtlerin bu asli değerleriyle savaştı. Güçlü oldukları yerde bu değerlerden eser bırakmazlar. Bu Batı küresel güçlerin projesidir. Batı İslam’a düşmandır. Tıpkı Türk solundan bunu istedikleri gibi. Artık camilerde Kur’an dersini veren her Kürt imha edilmesi gereken potansiyel suçlu görüldü. Cami yolunda ya da içinde büyük katliamlar yaptılar. Susa katliamı gibi…
Müslüman Kürt halkı solculara karşı bir kaç yıl direnerek kuyudan çıktı. Ama gücünü sistemden alan müfterilerin iftirasıyla, Müslüman Kürtler Hz. Yusuf gibi uzun yıllar zindanda kaldılar. İlk iki gömlek böyle.
Şimdi üçüncü gömlek dönemi başlamıştır bi iznillah! Bu üçüncü gömleğin yolu gayri İslami bir sistem dahi olsa, meclise girmekten geçer. Müslümanların insani ve İslami değerlerini korumak için gerektiğinde bedel ödemekten kaçınmayan HÜDA PAR da işte meclis yolunda. Bu bağlamda HÜDA PAR, Yusuf’un babasına gönderdiği sadra şifa gömleğidir. Yusuf nasıl ki o günkü sistemin meclisine girdi ise, HÜDA PAR da bugünkü meclise girmeli. Nasıl ki, Yusuf’un göz açıcı gömleği mecliste aldığı bakanlık zamanında oldu ise, HÜDA PAR’ın da bugünkü meclise girerek gözlerimizi iyileştirip açan bir gömleği bize göndermesi gerekir. İnşallah HÜDA PAR üçüncü gömlek dönemi İslami siyasal sadra şifa gömleğin ta kendisi olur.