• DOLAR 32.455
  • EURO 34.749
  • ALTIN 2439.89
  • ...

            Hz. Musa’yı evinde büyüten Firavun, daha sonra onu orduların başına getirir.

Bir çok Peygamber gibi, Hz. Musa (as)’da tağuti sistemin hakim olduğu bir ortamda dünyaya gelir.

Ramses(Firavun), gördüğü rüya üzerine doğan erkek çocukları öldürme kararı alır. Kızları daha sonra kendi kötü emellerine alet edecek şekilde sağ bırakır. Bu da topluma en acıklı bir zulümdür. Kur’an-ı Kerim; “يسومونكم سوء العذاب يذبحون ابناءكم ويستحيون نساءكم” Bakara/49. Ancak, daha sonra doğan erkek çocukları bir sene diri bırakıp diğer sene öldürme kararı alır. Hz. Harun(as) sağ bırakıldığı yılda, Hz. Musa(as) ise, öldürmek istediği yılda doğar. Üstad’ın deyimiyle; Takdiri Hüda kuvve-i bazu ile dönmez,  Bir şem’a ki mevla yaka üflemekle sönmez.

Hz. Musa’nın annesi, bebeğini dünyaya getirdiğinde ne yapacağını bilemiyordu. Yüce Allah ona vahiyle (ilham ederek) nehre bırakmasını emreder.(Kassas/7-9)Nehirde Ramses(Firavun)’in hanımı onu su üzerinde yüzen bir sepette görür ve eve getirir. Yüce Allah, Harun’u kendi ailesinde, Musa’yı da Firavunun sarayında yaşatır.

Bu arada Hz. Musa’nın annesi bir yandan Firavunun sarayında Musa’yı uzaktan gözetlemekte, diğer yandan Harun’u abid ve zahid olarak yetiştirir. Dolayısı ile Harun zahid, Musa ise, askeri ve siyasi bir kişiliğe sahipler. O büyük insan doğum öncesinde bile, Ramses’in korkulu rüyasıydı. Çünkü O ilerde, tağuti sistemi ilahi nizam üzere bir inkılapla ıslah edecektir. Her iki kardeşe peygamberlik verildi. Musa’nın Resul, Harun sadece Nebi şeklinde yardımcı peygamberdi. Yüce Allah onları Firavuna gönderirken, günaha karşı sertliğini en iyi bilen yüce Allah yumuşak söz söylemeyi sıkı sıkıya tembih eder. Taha/44

Hz. Harun’un zahid, Hz. Musa’nın fıtratı ise toplumsal bir zihne sahipti. Sarayında büyüttüğü Musa’nın siyasal aklını keşfeden Ramses, O’nun bu yönünden istifade etmek istiyordu. İlerde toplumu yönetebilecek şekilde kendi hükümranlığında önemli görevlere getirmek istiyordu. Toplumu ayakta tutan sacayaklarından en önemlisi, ekonomi ve güvenliktir. Ekonomide maharet ve adalet, güvenlikte de siyaset ve cesaret şarttır. Bular Hz. Musa’da mevcuttu. Onun için Musa’yı orduların başına getirir. Yani bugünkü deyimle, Musa’yı ordu komutanlığı, genelkurmay başkanlığı veya Milli Savunma Bakanlığı diye bileceğimiz görevleri vermişti II. Ramses, Sudan/Habeşistanı alan ordular, Hz. Musa’nın, ordu komutanı, genelkurmay başkanlığı veya Milli savunma Bakanlığı döneminde olmuştu. (Kaynak: İlk İslam devleti / M. Hamidullah)

  Siyasal tasavvur sahibi Musa’ya Kitap, Hz. Harun’a da bir nevi yardımcı peygamberlik verildi. (Taha/29-30) Musa’daki siyasal akıl ve metropolojik zihin yapısı bir inkılap ruhu taşıyordu. Musa’nın bu yönünden Ramses faydalanmaya çalışıyordu. (II. Ramses MÖ. 1279’dan 1213’e kadar 66 yıl yönettiği Mısır’ın 19. hanedanın 3. Firavunudur. Özgür ansiklopedi)  Ramses çocuklarından daha çok Hz. Musa’ya güveniyordu. Ordular Hz. Musa’nın emrinde iken Habeşistan Keldani devletinin alınması da bu seferlerdendir. Yüce Allah onu öyle üstün yeteneklerle donatmıştı ki, bazen kendisi bile bunun farkında değildi. Hani Kıpti’yi tedip için vurduğu tokatın öldürücü olması, onu da rahatsız etmişti. Adam öldürmenin şeytan işi olduğunu söylemesi bunu teyid etmektedir. (Kassas/14-5-6)

Başarılı bir yönetim, düşmana galip, dostların idare edildiği bir yönetimdir. Bazen düşmanla uğraşmaktan çok dostları idare etme daha zor olabilir.

Cephe-Masa ilişkisini iyi kurabilen Hz. Musa’dan Mısır Firavunu II. Ramses faydalanmak için onu orduların başına getirir. İşte bunun bugünkü karşılığı, ordu komutanı, genelkurmay başkanlığı ya da Milli savunma bakanlığı dememiz mümkündür. Genellikle tüm peygamberler beklenmedik şekilde çıkarlar. Köle edinilen İsrail oğullarından bir yöneticinin çıkmasını hiç beklemezlerdi. 

O,  peygamber olmadan önce  Fravun'un ordusunda ordu komutanlığına getirilmişti.