• DOLAR 32.995
  • EURO 35.801
  • ALTIN 2529.046
  • ...

Ne güzel tespit etmiş Şehit Malkolm X..

“Eğer dikkatli olmazsanız, gazeteler, mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sevmenizi sağlar.”

Zira medyanın toplumları manipüle etme konusundaki gücü ortada..

Bu bağlamda Aksa Tufanı ve sonrasında hepimizin şahit olduğu tablo, bu hakikati bir kez daha gözler önüne serdi.

Var olan mücadelenin bir cephesi de medya ayağı üzerinde, bilhassa sosyal medya ağları üzerinden hareketli ve hararetli bir şekilde vücut bulmuş durumda.

Hak ve batılın savaşında, zalim ile mazlumun kavgasında büyük bir enformasyon ve dezenformasyon mücadelesi başladı...

Yanlı, yanlış, yanıltıcı ve yalan bilgiler yayma amacı güden dezenformasyon savaşçıları ve bunların hemen her sahada, her coğrafyada varlık gösteren, çok amaçlı, hilekâr aparatları, savaş  sahasındaki gerçekleri çarpıtarak, kasıtlı olarak milyarlarca insanı manipüle etmeye çalışıyorlar. Kirli emellerinden damıttıkları, kirli bakış açılarıyla, insanların doğru haber alma özgürlüklerinin üzerine kirli bir perde çekip, siyahı beyaz, beyazı siyah, zalimi mazlum, mazlumu zalim gösterme uğraşındalar.

Özetle ifade edecek olursak; Gazze’de milyonlarca insanın üstüne bombalar yağdıran zihniyet, milyarlarca insanın üstüne de kirli haberlerini yağdırmakta.

Bu sebeple, doğru ve gerçek haberleri, bilgileri yayan, yayınlayan, duyuran, izleten enformasyon savaşçılarının varlığı ve gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü enformasyon milyonlarca insanın herhangi bir konudaki bilgilerinin temelini oluşturarak, o konuda doğru karar alabilme, irade gösterme, strateji belirleme, safını seçme  ve eyleme geçme konusunda muazzam bir güçtür.

İşgal Ordusu’nun Gazze Hastane baskınındaki dezenformasyon mücadelesini hatırlayalım.. İnsanların basiretine atılan bir roket misaliydi. Maalesef ki azımsanmayacak kadar insanı tesiri altına almayı da başarmıştı..

 Şükür ki, o füzeyi imha eden, haktan yana enformasyon füzeleri de peş peşe geldi ve hakikat bir sille gibi, doğruları göremeyen milyonlarca insanın yüzüne muazzam bir rahmet tokadı attı...

Fakat doğru bilgi delilleriyle gelmese, milyarlarca insan, Hollywood tadında (!) muhteşem bir senaryo ve eşsiz bir prodüksiyona tanıklık edecekti yine..

Doğru bir bilgi, milyarlarca insanı kanmaktan ve kandırılmaktan nasılda korudu...

Ve bu doğru bilgiler işgalci zalimi ne kadar da kızdırıyor sadece bir örnek verelim.. Yüzlerce örnek arasından...

Hastane katliamının üzerinden çok geçmeden, katliamı canlı yayında duyuran Al Jazeera Muhabiri Wael al-Dahdouh’un evine füze ile saldırıldı. Muhabir, eşini ve iki çocuğunu bu saldırıda kaybetti...

Doğruyu, doğruları oturduğu yerden yayma, iletme, haber verme imkânına sahip milyarlarca insan var. Ve elbette herkes için, bu kadar ağır olmuyor bedeli..

Ancak buna rağmen, parmağını dahi oynatmaktan imtina eden insanların varlığı kahrediyor insanı!

Oysa yeni dünya düzeninde(!) ve tarihte pek çok kez açılan, günümüzde de yeniden önem kazanan enformasyon ve dezenformasyon cephelerinde de saflarımızı belirlememiz ve sıklaştırmamız çok önemli..

Gücümüz nispetince  gayret etmemiz çok değerli..

Eliyle, diliyle, kalemiyle, klavyesiyle..

Kimin gücü, kabiliyeti ve imkânı neye yetiyorsa...

Doğru bilginin ve doğruların propagandasını üşenmeden yapalım..

Her alanda olduğu gibi, bu alanda da safları sıklaştıralım.

“Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever.”(Saf,4)