• DOLAR 32.259
  • EURO 34.698
  • ALTIN 2400.348
  • ...

Bu savaşa, Kureyşliler, Hayber Yahudileri, Gatafânlılar, Fezâreliler, Esedoğulları ve Süleymoğulları gibi bütün şirk, küfür ve şer grupları birleşip Medine’ye saldırdığı için Ahzab savaşı denmiştir. Gelen gruplardaki kişilerin toplamı on bin küsur kadardır. Onlarla birlikte Kureyza Yahudilerinin desteği ve ayrıca münafıklar…

Buna karşılık İslam ordusu, üç bin kişilik kuvvetiyle Allah Resûlü’nün (salallâhu aleyhi ve sellem) komutanlığında Medine içerisinde düşmanı karşılamayı tercih etti. Çünkü Uhud savaşında dışarıda savaşmakla tercih edilmiş ve bir yenilgi yaşanmıştı. Selman’ı Farisi’nin teklifi ile şehrin etrafında düşmana set olacak hendekler kazıldı. Düşman hendeklerle karşılaştığında büyük bir şok yaşadı. Böyle bir şeyi hiçbir şekilde beklemiyorlardı.

Günlerce süren kuşatma esnasında havanın soğukluğu, açlık ve düşmanın hendeklerden sızma girişimlerine karşı sahâbe çok büyük zorluk yaşadı. Bu zorluklardan sonra Nuaym b. Mesud Müslüman oldu. Nuaym (radiyallâhu anh), Allah Resûlü’nün (salallâhu aleyhi ve sellem) tavsiyesi ile Kureyza Yahudileri ve dışarıdan gelen müşrikler arasına fitne koydu ve birliklerini bozdu. Sonra Allah tarafından bir rüzgâr ve fırtına ile develerinin bağlı olan iplerini dahi çözemeden geldikleri yerlere geri döndüler. Geride Kureyza Yahudileri kaldı. Onlar da hakkettikleri cezayı bulup cehennemi boyladılar.

Bin dört yüz küsur yıl sonra bir Ahzab Savaşı da Gazze’de yaşanıyor. Bütün şer grupları, emperyalist devletler ve israil siyonisti tek vücut olmuş saldırıyor. Şer grupları ve emperyalist devletler ve israil siyonisti bütün güç, teknoloji ve imkanları ile birbirlerini destekliyorlar. Öldürmede, yıkmada, yakmada ve tahrip etmede sınır tanımıyorlar. Bütün vahşet ve barbarlıklarını ortaya koyuyorlar. Yeri geldiğinde fosfor bombası ve tahrip gücü yüksek silahlar kullanıyorlar.  

Günlerdir kuşatma devam ediyor. Elektrik kesik, su akmıyor ve yakıt tükenmek üzere… Her türlü yiyecek, hijyen, sağlık ve diğer ihtiyaç malzemeleri tükenmek üzere. Oradaki kardeşlerimiz büyük bir acı ve dram yaşıyor. Dünya ise onları seyrediyor. Fakat Allah’ın izniyle bu durum çok sürmez. Allah’ın nusreti ve yardımı yakındır. Bu şer grup ve devletlerinin güttükleri emperyalist emeller sebebiyle birbirlerine düşmeleri de yakındır. israil siyonistinin halkı ile birbirine düşme zamanı da yakındır. Düşmanın sabır ve sebatının tükeneceği ve pes edeceği günler de pek yakındır inşallah.

Mücahitler şehre destek veren tünellerle mücadele ediyor. Elde bir de rehineler var. Bu düşmanın elini kolunu bağlıyor. Savaş, şu an Gazze halkının aleyhine görünse de Allah’ın yardımıyla zafer onların olacaktır. Önemli olan, gevşemeden ve üzülmeden direnişe devam etmektir. Zayıflık ve korkaklık göstermeden düşmana imkan dahilinde saldırmaktır.

Sadece Gazze’deki mücahitler ve mücahit halkın direniş üzerinde sabru sebat etmesi yetmiyor. Tüm dünyadaki Müslümanların bütün imkanlarıyla destek verme üzerinde sabru sebat etmesi gerekiyor.

 Dua, yürüyüş, miting, basın açıklamalarının yanında, ayni ve nakdi yardımlarda bulunmaları gerekiyor. Düşman bu savaşı bir ahzab savaşına dönüştürmüş durumda, küfrün tek millet olduğunu ispat ediyorlar. Müslümanların da tek ümmet olduklarını ispat etme zamanıdır. Söylem ve tehditlerden ziyade zaman eylem ve harekete geçme zamanıdır.

Mevla’m tüm şer gruplarını ve emperyalist devletler ile israil siyonistini kahru perişan eylesin, birliklerini bozsun, onları birbirine düşürsün. Attıklarını kendilerine çevirsin ve tuzaklarını akamete uğratsın. Mücahitlere ve Gazze halkına güç, kuvvet ve direniş azmi versin, onlara sabru sebat nasib eylesin. Attıklarını isabetli kılsın ve kendi katından onları rızıklandırsın inşaallah.