• DOLAR 34.339
  • EURO 36.417
  • ALTIN 2843.34
  • ...

Yerel seçimlere iki aydan az bir zaman kaldı. Partilerin seçim çalışmaları daha bir hız kazandı. Aday belirleme işi bu çalışmaların başında geliyor.

Siyaset genel itibariyle maalesef kirli bir seyir içerisinde ilerliyor. Çıkarları uğruna iftira ve yalanlarla gerçekleri tersyüz etmekten çekinmeyenler maalesef gırla.

İttifak saikiyle eli silahlı bir örgütü siyasi bir partiyle aynı kefeye koyacak kadar çirkinleşen çakma milliyetçiler peyda oldu.

Terörün her türlüsüne tevessül eden ve halen de ABD gibi ortaklarıyla Türkiye’ye büyük bedeller ödeten bir şiddet uygulayıcısı yapıyı, siyasi bir partiymiş gibi lanse etmeye çalışmak nasıl bir aklın ürünüdür, varın siz düşünün!

Bir milletvekilinin kendi seçim bölgesinde okul ziyareti bile büyük bir cürüm gibi lanse edildi. Kanun ve tüzüklerde var olan, ama ihmal edilen bir hususun hatırlatılması ve teşvik edilmesi suç gibi yansıtılmaya çalışıldı.

Millet İttifakı türevlerinin kendi içlerinde yaşadıkları travma ve parçalanmışlık hali, onları haddi aşma ve saçma hareketlerde bulunma gibi bir pozisyona sürüklüyor.

Elbette ki, her siyasi partinin kendi siyasi geleceğiyle ilgili kararı kendisi verir, ama bunu normal bir siyasi anlayış içerisinde değil de muhatabı yalan ve iftiralarla karalamaya çalışarak yapmak siyaset değil, çirkefliktir.

Bu kirli siyaseti görünce temiz siyasetin önemi daha bir anlaşılmış oluyor. Çünkü kirli siyaset çirkefliktir, bataklıktır, kötülüktür, barbarlıktır, hadsizliktir, iftaradır, yalancılıktır.

O meşum vaziyetten sahiplerine bir fayda olmadığı gibi halkın başına da ancak belayı ve musibeti musallat eder.

HÜDA PAR ‘Dürüst ve Temiz Siyaset’ten sonra şimdi de dürüst ve temiz belediyeciliğe hazırlanıyor. ‘Az laf, Çok İş Bizimle Olur’ diyor ve o yüzden de, ‘Bu Sefer HÜDA PAR’ diyor.

Bunu yaparken de halka hangi hizmetleri yapacaklarını tek tek sıralıyor. ‘Başkasına çamuru at izi kalsın’ anlayışıyla hareket etmiyor.

Rüşvet ve yolsuzluğa geçit verilmeyecek diyor. İşi ehline teslim edeceklerini ikrar ederek, emanete sahip çıkacaklarının ısrarı içerisinde hareket ediyor.

HÜDA PAR’ın önceki gün Gaziantep’te, dün de Adana’da tanıtım programları vardı. Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu Gaziantep programında konuştu; “Görev ne olursa olsun ister parlamentoda ister bakanlık makamında ister cumhurbaşkanlığı makamında ister yerel yönetimlerde, belediye ya da atanma suretiyle bir vazife olsun, bunların hepsi emanettir. Bizim sahip olduğunu zannettiğimiz servetimiz bile bize emanettir ve biz onu meşru daire içerisinde kalarak emanet olduğu bilinciyle ancak sahiplenebiliriz, emanetçi olduğumuzu unutmadan…. Çok iyi bir yönetim ortaya koyabileceğinizi düşündüğünüz kişi o makamın kendine emanet olduğunu değil, kendisine mülk olduğunu zannediyorsa, eğer belediyenin parasını, gelirini, kaynaklarını kendisine emanet edilen halkın malı değil, kendisinin şahsi işlerinde kullanabileceği bir mülk olduğunu düşünüyorsa, oradan sizin beklediğiniz iyi, hayırlı ve adaletli bir yönetim çıkmaz. O yüzden diyoruz ki; emanet bilinciyle hareket eden, adaletten kendi aleyhine bile olsa milim şaşmayacak olan ve sadece Allah’ın huzurunda eğilen, ahiret bilinci olan, Allah’tan korkanlara emaneti teslim ediniz ki, memleket huzur bulsun, memleket gerçek bir hizmetle tanışsın” dedi.

Bu siyaset tarzında çok önemli bir ayrıntı var; ‘Sadece ehil olmak yetmez, bir de emin olmak lazım gelir’ deniyor.

İşte asıl fark burada! Temiz siyaset, emn ve emaneti de sağlayacak! Emin olun!