• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

Enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki artışlar artık insanların sinir uçlarına dokunuyor. İnsanlar tabir yerindeyse kriz geçirecekleri bir noktaya geldi.

Bu krizi daha da derinleştirecek yöntemlerden bir an önce vazgeçilmelidir. Bu konuda çözüm odaklı bir siyaset geliştirmek elzemdir. Geliştirilen tepkilere bakılırsa bu işin bir ‘beka’ sorununa evrilebileceği düşünülmelidir.

Vatandaş elektrik faturalarına yansıtılan paylardan şikayet ederken ve bu kesintilerle ilgili kısmi de olsa müspet bir adım atılmışken hemen ardından gelen aşırı zamlarla, pay kesintili günleri insanlar arar oldu.

Malumunuz en son elektrik tarifesinde değişikliğe gidildi. 210 kilovata kadar olan tüketimler 1,37 ile çarpılarak hesaplanıyor, 210 kilovat üzeri tüketimler ise ayrıca hesaplanarak 2,06 ile çarpılıyor ve 210 kilovat tüketimin üzerine ekleniyor.

Yeni gelen bu tarifeler ve zam furyası vatandaşı tabir yerindeyse çileden çıkardı. Elektrik faturalarını ödeyemeyen insanların yanında ‘faturayı ödemiyorum’ protestosunda bulunanlar da oldu, oluyor.

Enerji fiyatlarındaki artışın küresel gelişmelerden kaynaklı olduğu belirtiliyorsa da yine genel bir sorumluluk ve yükümlülük gerekiyor. Başta belediye ve devlet kurumlarının büyük tasarrufları yanında enerji dağıtım şirketleri, sanayiciler ve büyük iş adamları ile organize şekilde bu işe bir çözüm getirilmelidir. Sosyal devlet olmanın gereği de budur.

Bir aylık gereksiz masraflar ve hiç yere israf edilen paralar ile koca köylerin elektriklerini sübvanse edebilecek kurumlar var, maalesef. Farklı yerlerden bağlanan maaşlarla halkın kurumlarını emenlerin bu hortumlarının kesilmesiyle kaç tane fakir fukaranın, çiftçinin, esnafın zorunlu giderleri karşılanabilir, hiç hesabı yapıldı mı?! Başkasının dünyası için ahiretini hatta dünyasını/iktidarını satanların, kaybedenlerin, kaybedecek olanların aklına şaşırmamak mümkün mü?! Bu konuda atın radikal adımları ve halkınızla aranızdaki mesafeyi ortadan kaldırın!

Tabii ki bu arada kaynak çeşitliliği de çok önemli; elektrik üretiminde sadece doğalgaz seçeneğine mahkum kalınmamalı. Yeni kaynaklar devreye sokulsun diye büyük özveri ile çalışılmalıdır.

Vatandaş bu darboğazı aşsın diye 210 kilovat kotasında da yeni bir değişikliğe gidilmelidir. Bu kota daha yüksek bir düzeye çıkartılmalıdır.

Bağımlılık her konuda kötüdür. İstifade edersin, ancak ayakların üzerinde duracak enstrümanları geliştirmeden bağımlı halde yoluna devam ediyor olman, normal değildir. Üretimde farklı yolları geliştirerek kendi ayağı üzerinde durmanın yolları zorlanmalıdır.

Vatandaşın fahiş zamlar karşısındaki tepkileri tabii ki normaldir ve hükümetin bir an önce bu tepkiler karşısında çözümler üretmesi gerekmektedir. Ancak faturaları ödememek ve sokak gösterileriyle işi daha ‘karanlık’ günlere götürmenin de çözüm olamayacağını bilmek lazım.

Bu kapsamda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturasını ödemeyeceğine dair açıklaması halkın sorununa tercüman olmaktan ziyade başka gayelere hizmet şeklinde değerlendirilmelidir. Daha birkaç gün önce onun kaldığı otelin gecelik faturası ve CHP belediyesinde sözcü kişinin tatil giderleri her şeyi ortaya koyuyor diye düşünüyorum. Kanmamak lazım.

Hırsızlık, yolsuzluk, suiistimal, kamuda şahsi çıkar vb kötülükleri kim yaparsa yapsın, ahlaksızlık ve haramla milletin hakkını yemektir. Buna karşı çıkanlar ‘hak ve hukuk’ için mi, ‘dürüst ve temiz’ bir yönetim için mi ortaya atılıyorlar? Buna dikkat edilmelidir. Kendileri çalıp çırpmadıkları için, kendileri yiyemedikleri için ortalalığı velveleye vermeye çalışanlara pirim vermemek lazım. Bu çok önemlidir. Hırsııızzz! diye bağıran herkes ‘temiz’ olmayabilir. Buna dikkat etmek ve kanmamak gerekir.

Sonuç olarak demem o ki; mazot, benzin ve elektrik zamlarına mutlaka bir çözüm bulunmalıdır. Gereksiz israflar ve harcamalardan vazgeçilerek sübvanse mi yapılacak, üretimde radikal farklı adımlar mı atılacak, bütün ilgili kurumlar elbirliği ile kardan zarar etmek suretiyle sorumluluk mu yüklenecek? Her ne yapılacaksa, yapılmalı ve millete reva görülen yoksulluk ve yoksunluk son bulmalıdır.

İdarecileri buna zorlamak için -daha büyük zararlara yol açmayacak şekilde- haklı tepkiler tabii ki ortaya konmalıdır. Ama kesinlikle burada kurulan tuzaklara ve kazılan çukurlara dikkat edilmelidir. İsyan bayrağını kimin taşıdığına öncelikle dikkat kesilmelidir. Mazileri her açıdan (ekonomik, siyasi, sosyal) kirlilerin ardından gidilmeden, tepki gösteren farklı muhalefet cenahları takviye edilerek yol yürünmelidir.

Selam ve dua ile.