`Lailaheillallah Ahmedun Rasulullah`
Müslümanların kelime-i şehadette baştan beri kullandıkları isim peygamberin Muhammed ismidir. Burada hemen şu soruyu yöneltmek lazımdır. Mesela biri “Lailaheillallah Muhammedun Rasulullah” yerine “Lailaheillallah Ahmedun Rasulullah” derse kabul olur mu? Yani Muhammed yerine Ahmed ismi zikredilse bunun bir sakıncası var mı? Bu durumda kelime-i şehadete ve Kelime-i Tevhide bir halel gelir mi? Ya da kelime-i tevhit neden hiç bu şekilde söylenmemiştir?
Elbette bunun birçok hikmeti vardır. Müslümanlar tarih boyunca kelime-i şehadette ve tevhitte Muhammed ismini tercih etmişlerdir. Oysa Ahmed ismi Rasulullah`ın müjdelendiği isimdir ve bu isimle kelime-i şehadet hiç kuşkusuz geçerlidir. Fakat buna rağmen Müslümanlar bunu kullanmaz. Zira Ahmed ismi heybeti ve ülküyü ifade etmiyor. Bireysel ve toplumsal sorumluluğu, insanın kendi bireysel disiplinini ifade ediyor. Çünkü Muhammed övülen, Ahmed ise öven manasındadır. Dolayısıyla ülkü ve hedef açısından Muhammed ismi çok daha heybetli ve çok daha etkileyicidir. Bu şekilde Müslümanlar, peygamberin tüm âlemde övülmesini, isteyerek ve istemeyerek herkesin bu hakkı teslim etmesini hedef edinmiş oluyorlar. Ve bu elbette doğrudur. Çünkü övülen manasındaki Muhammed ismi bir hedef ve ideal olarak bu ruhu, bu cesareti veriyor. Nitekim tarih boyunca bu şekliyle kelime-i tevhit çok heybetli ve caydırıcı olmuş, olmaya devam etmektedir. Ancak sadece bunun şiar olmasının bazı aksaklıklara yol açtığı da bir gerçektir. Şöyle ki Müslümanlar bu isimle sadece dünyada gönülden veya kerhen övülmeyi ve bu şekilde kabul görmeyi arzulamışken, kendi paylarına düşen görevi yani Ahmed olarak dünyadaki güzel işleri, güzel şeyleri övmeyi ve takdir etmeyi ihmal etmişlerdir. Müslümanlar övülmeyi(Muhammed) olmayı seviyor ama maalesef övmeyi(Ahmed) olmayı sevmiyor. Bu da daima kendilerini ‘zorla kabul ettirme` imajını oluşturmuştur. Oysa Peygamber (sav) Muhammed olarak mutlak surette övülmüş Ahmed olarak da çok geniş ve kadirşinas bir şekilde övmüştür. Gerçek ve cihanşümul bir medeniyet inşa etmenin formülü budur.
Kelime-i tevhitteki Muhammed ismi, Müslümanların gücü, imanı ve heybetidir. Bu olmadan mücadele ve savaş olmaz. Mücadele ve cihat da ancak bunun için olur. Lakin Müslümanların sırf bununla yetinmeleri ve kendilerini öyle göstermeleri, övülecek işler yapmalarını engellemiş ve üretim konusunda sorun yaşamalarına sebep olmuştur.
Hz. İsa Peygamberi Ahmed ismiyle müjdelemiştir. Kuran`ı Kerim müjdeye “beşaret” ismini vermiştir ki bu da beşerden gelir. Güzel haber beşerin yüzünde ve teninde güzel bir iz bıraktığı ve bu da yüzüne yansıdığı için beşarete bu isim verilmiştir. Evet, Peygamber beşirdir. Beşeriyetin yüzünü güldürecek, ona övgü olacak yol, nizamı göstermiştir. Herkesin güzelliğini görmüş, takdir etmiş ve cömertçe övmüştür. Bunu fark etmeyen ya da buna inat ve cehaletle karşı koyan kimse için ise Muhammed ismi devreye girer.
Bugün Müslümanlar ism-i Muhammed`in sırrı ve ruhuyla iyi cihat ediyor, çok etkili ve hayranlık verici bir mücadele ortaya koyuyor. Mevcut dünya sistemi de bundan çok endişeleniyor. Bu noktada bir yandan Müslümanlara karşı amansız plan ve desiselerini ortaya koyarken öte taraftan Müslümanları beşeriyetin lehine bir üretimde, bir güzellikte bulunmamakla itham ediyor. Somut olarak icat ve üretimlerin büyük çoğunluğunun kendi eserleri olduğunu iddia ediyor.
Elbette Müslümanların bu tür suçlama ve ithamlara yüz vermemeleri gerekir. Lakin Ahmed isminden övülecek işlerden az pay aldıklarını da kabul etmeleri gerekir. Kim ve nerde olursa olsun beşerin ortaya koyduğu güzelliklerin, kazanımların takdir edilmesi ve sahiplenilmesi gerekir.
Kelime-i tevhitteki Muhammed isminin sırrı ve ruhuyla Müslümanlar bugün dünyaya meydan okuyor. Boyun eğmiyorlar. Sınıra yakın Suriye`nin küçük kasabası Çobanbey`de Amerikan özel birliklerine karşı yükselen “Muhammed lil-ebed” (ebediyen Muhammed) nidaları onları dehşete düşürmüştür. Adamlar bundan korktukları ve ürktükleri için Müslümanların her mücadelesine “terör” diyorlar. Öte taraftan Müslümanların dünyanın baş belası olduklarını, medeniyeti tehdit ettiklerini yayıyorlar.
Evet, gerçekten Müslümanlar tehdittir. Muhammed ismiyle bütün şer güçlere tehdittir. Fakat Ahmed isminden mahrum bir mücadele ve cihat başta Müslümanlar olmak üzere tüm beşeriyete tehdittir. Bunu dengelemeyen Müslümanlar karşıdakilerini korkutur ama bir medeniyet inşa edemezler.
Sırf Ahmed ismiyle hareket edenler de boyun eğmek zorunda kalırlar. Övülmeyi bırakır sadece övmeyi öğrenirler. Bu da zayıf ve yanaşma bir tavırdır. Müslümanlar bu ikisini birleştirmedikçe muratlarına eremezler. Vesselam.