• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Doğru yazım kurallarına “imla” denir. İmla ile millet, aynı kökten gelir. Demek ki, yazması olmayan, ilkeleri yazıya dökülerek ortaya konulmayan,  imla edecek kaynağı olmayan topluluk “millet” vasfına haiz olamaz. Çünkü imla etmesini bilmeyen, sözleşme akdedemez(Bakara:282). Kısaca Millet, hem doğruluğu tartışmasız olan yazılı kaynakları olan hem de bunlara bağlı topluma taalluk eder.

Millet imladan gelir. İmla; yazabilme, dikte etme güç ve kabiliyetidir. Tek bir millet olarak Müslümanlar kendi kaynaklarından, kendi değerlerinden başka imla kabul etmez. Bu nedenle dünyanın şer güçleri özellikle Müslümanların millet vasfıyla mücadele etmektedir. Kur`anî bir kavram olan millet, kavmi bir manaya hasredilemez. Bütün Müslümanlar tek bir millettir.

Millet kavramı en çok Türkiye`de kullanılır. Bazıları bunu kavmi manada kullanabilir. Bazıları da kavmi reflekslerle buna karşı çıkabilir. Birilerinin kavramı yanlış kullanması birilerinin de buna alerji duyması bizim buna karşı temkinli olmamızı gerektirmez. Mesela Arap dünyası, din ile halkı özdeşleştiren bir kavrama sahip değildir. Arap ve İslam ümmeti kavramlarını kullanırlar. Burada kavmi ve dini birleştiren bağ zayıf kalıyor. Aynı anda her ikisini ifade eden, ikisini çağrıştıran bir kavramın olmaması hassasiyetlerin ve mücadelenin tek elde, tek noktada birleşmesini engelliyor. Buna karşılık Türkiye`de millet kavramı hem Halkın hem de Hakkın mücadelesini ifade ediyor. Din mücessem bir halde ahali ile aynı meydanda bir ve beraber oluyor. Öyle ki din millet; millet de Din oluyor.

Millet imladan gelir. İmla bilmeyenin velisi onun adına dikte eder. Tek bir millet olarak Müslüman ahali Haktan başka veli kabul etmez ve sadece onun adına imla ederler.

Millet aynı zamanda elbise dikmektir. Dikiş atmaktır. İslam ümmeti millet ruhuna sahip olmadıkça kendine uygun elbise dikemez. Başkalarının dikte ettiğini alır, diktiğini giymeye mahkûm olur.

Milletin bir manası da ekmeğin pişirildiği tandır ve etin pişirildiği ocaktır. Müslüman ahali Millet olarak kendi ateşini kendisi tutuşturacak, kendi ocağını kendisi tüttürecektir. Bağımsızlığın teminatı budur. Kendi ekmeğini pişirmeyen, kendi ocağını tüttüremeyen başkalarının imlasını kabul eden halk boyunduruk altına girmeye mahkûmdur.

Milletin değerlerine cahil, bu değerlere karşı bıkkın, soğuk ve karamsar olan düşünce, parti vs. milli değil, melüldür. Melül, nimetin bolluğundan dolayı bıkkınlık gösteren kimsedir. Çünkü millet ve melül, aynı köktendir. Buna göre Milletin değerlerini kabul etmeyen, imlasını bilmeyen, nefsine uyarak nankörce başka tatmin vasıtaları arayan kimselerin oluşturduğu toplum millet olamaz.

Gerçekten de lafzıyla manasıyla milletten bıkan kimseler vardır. Belli bir kavimden değil her kavimden kimseler vardır. Türklerin içinden bile millet vasfından melül olup bunun yerine “ulus” kavramını kullanmayı tercih edenler vardır. Demek ki milletin böyle bir özelliği vardır. Sevmeyeni melül eder, seveni olgunlaştırır. Özgürlüğün hamiyetine sahip kılar.

Bu ülkede yaşayan insanların ortak değeri ve kaynağı İslam`dır. İslam, bu ahaliyi Millet yapmıştır. Kendi pişirdiği eti ve ekmeği yemeyi, kendisinin diktiği elbiseyi giymesini öğretmiştir. Bu da başkalarının kendisine bir şey dikte edenleri, imla edenleri reddetmesini sağlamıştır.

Evet, hâkimiyet bu manada milletindir. Hâkimiyet imlasını Kur`an`dan, ekmeğini kendi ocağından, elbisesini kendi ölçülerinden alan milletindir. Hâkimiyet imlayı başka yerden almaya meyilli, kendi değerlerine ve imlasına karşı melül kimselerin değildir.

Müslüman ahali tek millettir. Hâkimiyet de hiç şüphesiz bu milletindir. İrade bu milletindir. Kimse milletin hâkimiyetini ve hâkim olması gerektiği idealini başka tarafa çekmemelidir. Bu millet ocağını tutuşturan ateşi Kur`an`ın ruhundan almıştır. İmlasını Kur`an`dan almıştır. Zalimlerin imlasını reddetmiştir.

Birileri bunu başka anlamda ve başka amaçla slogan olarak kullanıyor olabilir. Başka birileri de sırf bir tepki ve refleksle bundan alerji duyabilir. Lakin bunların hiç biri hakikati değiştirmez; Hâkimiyet sadece Hakkı veli kabul eden, imlasını Kur`an`dan alan Milletindir.