• DOLAR 34.474
  • EURO 36.288
  • ALTIN 2935.309
  • ...

Kur`an`ı Kerimde zikredilen ve zayıf düşürülen anlamına gelen Mustaz`af kavramı(Enfal:26) aslında Muzaaftan türemedir. Muzaaf da bir harfin iki kere okunması ya da bir sayının kendisinin kat kat fazlası olmasıdır.

Demek ki Mustazaf kendi içinde şeddeli olan, kuvvetli ve donanımlı olandır. (Kasas:5) ile kendisine vaat edildiği üzere imam ve mirasçı olabilmek için kendi içinde şeddeli olmak, yani bağlantıları ve bütünlüğü sağlamış olmak gerektirir.

Mustazaf, eğer kendi içinde şeddeli olursa o zaman gücünü ikiye üçe dörde katlar.

Mustaz`af matematikteki karekök işlemiyle alakalıdır. Karekök işareti bir nevi sayıyı hapseder.

Sayının karekök dışına çıkmasının en kolay ve pratik yolu sayının kendi köküyle özüyle fıtratıyla ruhuyla kendini katlamasıdır. Böyle olunca sayı kolay karekök dışına çıkar. Aksi takdirde karekök dışına kat kat küçülerek büzülerek çıkmak zorunda kalır.

Dünyada ve ülkede Müslümanların zayıflıklarını kendilerini kapasitelerini bu noktadan görmeleri önemlidir. Dünyada sıkıntılar vardır. Dünya insanı karekök misali hapseder. İnsanın bunun dışına çıkabilmesi için kendini katlaması gerekir. Evet, bir sayı kendi kapasitesini kabiliyetini katlarsa karekök içinde tutulamaz. Çok kolay bir şekilde çıkar.

Dünyada bütün Müslümanların zayıflıkları vardır; ama neticede Mustazafdırlar. Çünkü kapasiteleri vardır. Buna rağmen kendilerini katlayamıyor, karekök içinde hapsediyorlar. Kapasiteleri, bilgileri kat kat artmalı ki karekök dışına çıksınlar bu hem birey hem toplum hem de ülkeler açısından böyledir. Mesele böyle okunduğu takdirde umulur ki Hak Teâlâ bizleri karekök dışına çıkararak özgür, aziz kılar. Öncü ve örnek yapar.  

Sayın Başkan Erdoğan`ın sıklıkla dile getirdiği “dünya beşten büyüktür” sözü bu manada güzel bir şiardır. Bu bir yerde İslam aleminin karekök içinde mahpus olduğunun da ifadesidir. Dünya 5`ten büyüktür. Lakin bu büyüklüğün katlanması gerekir. Köklü, sağlam ve istikrarlı olması gerekir.

Türkiye`de af gündemdedir. Zaten hapishaneler normal adi suçlular için karekök değildir. Çünkü onlar çok rahat girip çıkıyor. Normalde hapishane insanları köklerine özlerine götürmesi gerekirken sadece zaman hesabıyla onları tutuyor. Yani ortada ne kare ne de kök var. Bu nedenle bunlar için salıverme çok kolay ve sıradan bir hal alıyor. Fakat öte taraftan mazlum ve mağdur bir şekilde hapse atılan insanlar manevi olarak kendilerini katlamış köklerini fıtratlarını sağlamlaştırmış oldukları halde orada tutulmaya devam ediyorlar. Bunlar zaten bihakkın çıkacaklardır. Ama burada karekökü çözenin adalet duygusu, sorun çözme gücü tescillenmiş olur.

Evet, bütün İslam âlemi bu karekök hesabına muhtaçtır. Çünkü Müslümanların zayıflığı vardır. Bu zayıflığın farkına varıp kapasiteyi artırmak sonrada karekök dışına çıkmak gerekir. Yoksa zayıflığı kabullenmek mazeret değildir.(Nisa:97). Buna da bilhassa dikkat etmek gerekir.