Allah`ın adıyla Domino etkisi ile Orta doğunun ekserini kavuran isyan ateşinin kıvılcımları Suriye`ye de sıçramasının üzerinden çok zaman geçmedi. Suriye`de başta sesleri kısık gelen muhalifler 15 Mart`tan itibaren taleplerini yüksek sesle seslendirmeye devam ediyorlar.
Suriye devleti ta baştan güvenliği sıkı tutmak için Halep, Deyrizor, Haseki ve Dera gibi birçok şehirde internet bağlantılarını kesmesine rağmen muhaliflerin etkin bir şekilde Şam, Halep, Deraa, Hama, Humus, Amud, Dirbassiye, Hassaki ve Kamışlı gibi kentler başta olmak üzere tüm ülkede büyük gösterilerin yapmasının önüne geçemedi ve şiddet kullanmasına rağmen geçemiyor da. Banyas gibi birçok yerleşim merkezi ordu birlikleri tarafından kuşatılmış durumdadır. Özellikle Banyas`ın Hama akibetine uğramasından büyük endişe ediliyor. Bu münasebetle Banyas eşrafından profesörlerin, doktorların, cami imamlarının, iş adamlarının ve okul müdürlerinin oluşturduğu bir heyet özellikle Banyas`ın büyük bir katliama uğramaması için kardeşlerine yardım etmesi adına Başbakan Erdoğan`a çağrıda da bulundu.
Esad, sıkıyönetimin kaldırılması ve reform sözlerinin uygulanması için yasal bir komite kurulacağını açıkladı, belki de siz bu yazıyı okurken açıklanmış olacak olan hükümetin programında da bunlar var, hatta Suriye Kürtlerine de vatandaşlık verdi. Fakat Esad`ın sözlerinin ve eylemlerinin birbirini tutmadığı gün gibi aşikar. Hemen hemen tüm ülkede göstericilerin vahşi bir muameleyle karşı karşıya kaldığı sansüre rağmen dışarı sızıyor. Köyler basılıyor, şehirler kuşatılıyor, insanlara sus payı için yirmi bin dolarlar teklif ediliyor. Yaralılara müdahale edilmesine engel olunuyor. Cenazeler yerden kaldırılmadan keskin nişancılar başkalarını yere indiriyor.
Evet, domino etkisi Suriye`de geç meydana geldi. Çünkü Baas rejiminin kirli ve kanlı tarihinden insanlar çekiniyordu. Öyle ki daha önce Suriye denilince her evde muhakkak bir muhaberat, istihbarat görevlisinin bulunması akla geliyordu. Hukuksuzluk, baskı ve sindirme akla geliyordu.
Bu korku ve sindirilmişliği; sözlerinde ve davranışlarında ilk defa bariz bir şekilde gördüğüm iki Suriyeliyi paylaşayım sizinle.
Yıllar önce birkaç aylığına Mısır`da bulunurken yerleşik bulunduğumuz mahalle camiinde Ezher Üniversitesinde Şeriat Fakültesi son sınıfında okuyan iki Suriyeliyle tanışmıştık. Bir gün onları akşam yemeğine davet etmiştik. Yemek sırasında muhabbet ediyorduk. Bir ara Hafız Esad`tan bahis açıldı, her ne kadar biz Hafız Esad zalim bir insandı, binlerce mazlumun kanına girdi diye direttiysek de özellikle biri hep aksini iddia edip ' hayır yanlış biliyorsunuz, Hafız Esad çok iyi biriydi' diyordu. Ta ki; arkadaşı ona hitaben 'hayır kardeşim, hafız Esad zalim biriydi, saklamanın gereği yok, bu kardeşler de bizden sayılır, onlara güvenebiliriz' deyinceye kadar. Yine hiç unutamıyorum, Suriye`nin neresindensiniz diye sormuştuk. 'Hama`danız' cevabını almamızla gayri ihtiyari dillerimizden 'Allahu Ekber' sedası dökülmüştü. Zira biz küçüklüğümüzden beri 'Hamalı', 'Mushaflar ve Bombalar' gibi eserlerden Hama`nın mazlumiyetini okumuştuk. Bunun üzerine 'siz Hama'yı bilir misiniz?' diye sormuşlardı. Bu sefer 'evet' cevabını bizden alır almaz onların da dillerinden 'Allahu ekber' sedası dökülmüştü. Hafız Esad için direten arkadaşa başta neden doğruyu bize söylemekten çekindin diye sormamız üzerine 'Korkuyoruz, çünkü Suriye muhaberatının her yerde karşımıza çıkabileceğinden endişe ediyoruz. Zira daha önce Hama`da yaşanan katliamlar gibi çok ağır bedeller ödediğimizden kimseye güvenemiyoruz. Suriye de adım başı muhaberat var, burada bile bizi takip ettikleri oluyor. Geçenlerde uçakla Mısır`dan Suriye`ye dönen ona yakın arkadaşımız uçaktan iner inmez tutuklandılar. Yine başka biri İhvan üyesi olduğundan kendisiyle beraber yüze yakın akrabası da tutuklandı. Tutuklananı da soramıyorsun, soranı da tutukluyorlar. İhvan üyesi olduğundan on iki yıl tutuklu kalan Hıristiyanlar bile biz de var. İhvan üyesi akrabası yerine tutuklanıp sonra asıl üye tutuklanıp idam edilmesine rağmen on beş yıl yatan ve ancak Beşar Esed`e teşekkür ve özür dolu bir mektuptan sonra salıverilen insanlar var.' demişti.
Hasılı gelinen noktadan Suriye`ye baktığımızda önlemlerin Suriye için işe yaradığını söyleyemeyiz. Onun için güvenlik güçleri kinle göstericileri saldırıyorlar. Netice olarak şimdiden yüzlerce ölü, yaralı ve tutuklu var.
Ve Suriye dönülmez yolun eşiğinde. Temennimiz odur ki; Suriye`nin Libya olmamasıdır, Irak olmamasıdır, Afganistan olmamasıdır ve Suriye`nin bir daha Hama`ları yaşamamasıdır. Zira insani muamelenin olmadığı bir yerde insanın yaşaması gerçekten çok zordur. Selametle kalınız.