Üç yıl aradan sonra geçen Pazar günü Diyarbakır’da yeniden düzenlenen Kutlu Doğum ya da Mevlid-i Nebi etkinliğinde, insanlığın geleceğine dair çok kıymetli mesajlar verildi.
Özellikle yakın zamanda yaşanan deprem konusunda gösterilen duyarlılık ve bu duyarlılık uyarınca ‘Paylaşmayı dayanışma, yardımlaşmayı sorumluluk edinenler için “En Güzel Örnek Hz. Muhammed’dir.” Denilerek paylaşma ve yardımlaşma vurgusunun yapılması programın en can alıcı noktalarından biriydi bence.
Peygamber Sevdalıları tarafından kaleme alınan ve adeta insanlık dersi veren bir manifesto hükmünde olan açıklamanın 2. Maddesinde geçen şu ibareler kimin gelecek adına insanlığın umudu ve kurtuluşu olabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.
“Depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarmak hem İslami hem de insani sorumluluğumuzdur. Hem fâni dünyada hem de ebedi âhiret yurdunda mutlu olmanın esaslarından biri; sadece Allah (Celle Celâluhu) rızası için paylaşabilmek ve bunun hazzına varabilmektir. Allah rızası için verilen bir sadakanın, mazlumların yüzünde oluşturduğu sevincin tarifi imkânsızdır. Muhsin, güzel işlerle süslenmiş kimsedir. Yüce Kelam, Muhsin olana armağan bir naiflikle emir buyuruyor: “Onlar bollukta da darlıkta da harcarlar, öfkelerini yutup insanları affederler. Allah iyilik yapanları sever. “ (Âl–i İmrân Suresi 134)”
Açıklamada vurgulanan; Hakka sarılmayı izzet haktan uzaklaşmayı zillet görmek, Aileyi ve haneyi korumak, Kardeşliği esas vahdeti de bu esasın temeli olarak algılamak, gençliği toplumun geleceği olarak görüp yarına hazırlamak, Kudüs’ü sahiplenmek, Huzur ve istikrar için sulh ve adalete sarılmak, Kur’an’ı yol Sünnet’i rehber edinmek ve Mescitleri yeniden ihya etmek gibi önemli maddelerin her biri için cilt dolusu kitaplar yazılsa bile değer doğrusu.
Kısa bir köşe yazısıyla geçiştirilmeyecek kadar önemli olan 10 maddelik beyanatta, aslında günümüzde var olan sorunlar iyice tespit edilmiş ve reçetesi yazılmış.
Ailenin dolayısıyla da toplumsal geleceğin bilinçli olarak yok edildiği bu zamanda Aile ve gençlik konusunda verilen toplumsal mesajın güç sahipleri tarafından iyice algılanarak çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi lazımdır.
Açıklamada yapılan Gençlik ve Mescid vurgusu da zamanlaması açısından tam yerinde bir vurgulama olmuş. Birilerinin gençliği ifsad ederek toplumun geleceğini yakmak istediği bu zamanda, gençliği yeniden mescitlerle buluşturma çağrısı Kutlu Doğum organizasyonlarının asıl hedefini ortaya koymaktadır.
Peygamber Sevdasının hayat biçimi ya da yaşam tarzı olarak algılanıp pratiğe dökülmesini hedefleyen Mevlid-i Nebi etkinliklerinde verilen mesajlar, her yıl o zamanın dertlerine çözüm olarak alınmalı ve istisnasız uygulanmalıdır.
Milletin ve Ümmetin geleceği ve selameti adına bu çağrıya kulak verilmeli anılan ilkeler için yol haritaları belirlenmelidir…
Peygamber Sevdası da Peygamber Sevdalıları da hem umuttur hem de kurtuluş reçetesidir. Rabbim yollarını açık etsin…