Türkiye’de ne zaman bir felaket yaşansa, bir deprem ya da sel olsa veya maden faciası yaşansa Devlet çok çabuk reaksiyon vererek olaya gerekli müdahaleleri yapıyor.
Hemen ilgili bakanlar olay yerine gidiyorlar, ülkenin her tarafından kurtarma ekipleri hızlıca olaya müdahil oluyorlar.
Devlet bütün imkânlarını seferber ediyor, ambulanslar, helikopterler, uçaklar yaralı taşıyor, iş makineleri hemen devreye sokuluyor.
Olaydan etkilenenlere hem devlet maddi yardımda bulunuyor hem de millet elinden geleni yaparak yardım kampanyalarına destek veriyor.
Yani anlayacağınız tüm kurumlar ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. İyi de yapıyorlar…
Ama gelin görün ki; tüm bunlar eskilerin deyimiyle ‘Basra harap olduktan sonra’ babında kalıyor.
Devlet aklı dedikleri şey böyle bir şey mi acaba?
Amasra’da maden kazası yaşandı. Devlet oraya koştu… İnsan sormadan edemiyor, devlet bu kazadan önce neredeydi? Çünkü maden devletin madeni…
Belli ki; kazadan önce devlet, bir işveren olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirememiş.
41 Can yitip gittikten sonra, değil 3 Bakan, kabine oraya gitse ne yazar!
Neden devlet, iş güvenliği, İşçi sağlığı ve kazalara karşı tedbirler konusunda da bu kadar hızlı değil acaba?
Amasra’daki kazadan sonra oraya giden Cumhurbaşkanı, faciada hayatını kaybeden madencilerin ailelerine 1 milyon 350 bin lira yardım yapılacağını, belirtti.
Yüreği yanan her insan gibi ben de sormak istiyorum. Bu parayı kazadan önce tedbirler için, işçilerin can güvenliği için, iş güvenliği için harcasaydınız da bu kaza olmasaydı daha iyi olmaz mıydı?
Amenna, ‘biz kader planına inanmış insanlarız’ ama eşeğini sağlam kazığa bağla sonra tevekkül et, diye de yetiştirilen nesildeniz.
2014’te yaşanan ve 301 kişini vefat ettiği kazadan sonra devlet ne demişse Amasra’dan sonra da aynı şeyleri söyledi…
O kazadan sonra da hemen soruşturma açılmış ve savcılar görevlendirilmişti. Bu kez de öyle oldu. Hemen 3 savcı görevlendirildi.
Ama o savcılar kazadan önce görevlendirilmeliydiler… Amasra’nın yüreği yandıktan sonra değil…
Belli ki, devletin ders alma gibi bir anlayışı yok. Felaketlerden geçe geçe afet sonrasını iyi öğrenen devletin bu yeteneğini kontrol ve yaşatma konusunda da geliştirmesi lazım.
Bakanlar ya da Cumhurbaşkanı cenazelere değil o insanların düğünlerine, çocuklarının sünnet şölenlerine gitmek için çaba sarf ederler inşallah bundan sonra…
Rabbim vefat eden kardeşlerimize rahmet eylesin inşallah…