Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.
Okuduğunuz bu bir paragraflık tek cümle her ne kadar sanki bir yabancı dilden Google tarafından çevrilmiş gibi dursa da öyle değil. Bu Cumhuriyet Takiyye Partisinin sözüm ona başörtüsü sorununun çözümüne dair kanun teklifi.
CHP verdiği teklifte her şeyden önce kesinlikle başörtüsünden bahsetmiyor. ‘Giyilmesi gerekli Cübbe, Önlük, Üniforma’ kelimesi var metinde. Kullanılan tabirler o kadar muğlak ve yoruma açık ki; lastik gibi her isteyen istediği yöne çekebilir.
Bu yasaya göre, kamuda çalışanlar meslek durumlarına göre Cübbe, Önlük ve Üniforma giymeye zorlanabilir böyle bir mecburiyete maruz kalabilirler.
Bir polis ya da asker belirlenen üniformayı giymek zorundadır. Biri kalkıp Polisin üniforması Pantolon, gömlek ve ceketten ibarettir ve bunu giymeye mecburdur, derse bu öneriye göre haklıdır. Bu kombinasyonda başörtüsü yok. O halde kadın polisler başörtüsü takamaz, diyen biri tamamen haklı olabilir.
CHP bu konuda net ve samimi ise kesinlikle sarih bir şekilde başörtüsünün hiç kimse tarafından yasaklanamayacağını ifade eden bir öneri sunmalıdır. Tıpkı bundan önceki yıllarda başörtüsü karşıtlığında oldukları kadar net olmalıdır CHP.
Bir de şu var ki; CHP Kılıçdaroğlu’ndan ibaret değildir. CHP medyası ya da oy depoları veya CHP’nin diğer mihrakları açıkça bu konuda Kılıçdaroğlu’na destek olmadılar.
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olmak için inanmadığı, benimsemediği alanlara bile girmekten kaçınmıyor. O yüzden de bu tür inanç eksenli konular Kılıçdaroğlu’nda eğreti hatta antipatik duruyor.
CHP yıllarca İslam düşmanlığıyla beslenip büyüdü. Şimdi ne dediği belli olmayan bir kanun maddesiyle, devrik ve anlamsız bir paragraf ile bütün geçmişin bir anda silineceğini sanmak en hafif tabirle aklımızla dalga geçmek olsa gerek.
Evet, başörtüsü kesinlikle kanuni bir güvenceye alınmalıdır. Ama bu böylesine yeniden İkna Odaları doğuracak muğlaklıkta olmamalıdır.
Asla seçim endeksli ya da muhafazakârların endişelerini gidermeye yönelik atılmış bir adım da olmamalıdır.
CHP bu suların yüzücüsü değildir. Statükonun, yasakçılığın bir asırlık geçmişi, Anayasa Mahkemesi’ne dörtnala koşmaların ayıbı bir twett ile silinecek kadar basit bir leke değildir.
Bunu da en güzel Kılıçdaroğlu’na şu anda akıl veren ve bir zamanlar ‘Özde değil sözde Laik’ iken şimdi özden uzak olanlar bilir…