Bu yazı illa bir yerlere, ya da birilerine misal olsun diye yazılmamıştır. Fakat bazı güncel meseleler tarihteki bazı ilginç olayları hatırlatıyor. Bu yönü ile “tarih” her zaman ve herkes için bir ibret aynası olmalıdır.
Özellikle iktidara yaklaşıp nemalanmak isteyenler için…
Bilinmelidir ki, “iktidar” olgusu; bir arpalık ve nemalanmadan ziyade; kaynakların ve adaletin hakça dağıtıldığı bir mekanizma olmalıdır. Esas olan budur.
Denilir ki “iktidara yakın olanlar, aslan binicileri gibidirler. Uzaktan bakanlar, hayranlık duyarlar. Fakat nasıl bir tehlikeye bindiklerinin farkında olmayanlar, düştüklerinde anlarlar ancak…”
Tarihte sayısız örnekleri olmakla beraber sadece Müslümanların tarihinden birkaç çarpıcı örneğe bakalım.
Hemedanlı Ebu Müslim Horasanî… Hilafetin Emevilerden Abbasilere geçmesini, Emeviler devrinin kapatılıp Abbasi imparatorluğunun tarih sahnesine çıkışını sağlayan meşhur komutan… Kendisini halifeliğe taşıdığı ilk Abbasi Halifesi Seffahın (Ebul Abbas es-Seffah) oğlu, ikinci Abbasi Halifesi El-Mansur tarafından öldürtüldü…
Kuteybe bin Müslim… Emevilerin ünlü komutanı… İslamiyetin Orta Asya`da temelinin atılmasını ve uzun savaşlardan sonra Türk`lerin İslam`ı kabul etmesini sağlayan komutan. Selefi Horosan Valisi Ubeydullah b. Ziyad tarafından öldürtüldü.
Efdal b. Bedr el-Cemali… Fatımîlerin meşhur veziri… Babası vefat ettiğinde 5 yaşında olan Ali Amir Bi Ahkamillah`a kol kanat gerdi. Bi Ahkamillah, Fatımîlerin Halifesi oldu. Eli rahatlayınca ilk yaptığı işlerden biri, kendisini o güne taşıyan Efdal b. Bedri öldürmek oldu. Babek isyanını bastıran komutan Afşin, döneminin Halifesi tarafından öldürtüldü.
Son günlerde Kanunî Sultan Süleyman`ın konu edildiği bir film nedeni ile gündeme geldi… Osmanlı`da vezirlerin öldürülmesi sıradanlaştığ gibi (Pargalı İbrahim`in olayı vs) iktidar için kardeş ve evlatlar da acımasızca öldürülebiliyordu.
Tüm bunlarla beraber, en hazin ve ibret verici olanı, Abbasilerin ünlü vezir ailesi “Bermekî`lerin” başına gelenlerdir.
“Bermek” Belh`te (Bugünkü Afganistan sınırları içinde) bir Budist tapınağının Rahibidir. Emeviler döneminde de ilişkileri olmasına rağmen, asıl ilişkisi Abbasi ihtilali sırasında Abbasi`lerin hizmetine girmesi ile başlar. Bermak`in Müslümanlığı tartışmalı olsa da, oğlu Halid Müslümandır ve Abbasilerin ikinci Halifesi Mansurun müşaviri olur. Halife Harun Reşid küçükken Halid ona hocalık yapar. Hatta Halid`in hanımı Harun Reşid`e sütanneliği yapmıştır. (Halidin oğlu Yahya, Harun Reşit ile yaşıttır.) Harun Reşit, Halife olunca Halid`in oğlu Yahya`yı kendisine vezir yapar. Asıl serencam burada başlar. Yahya`nın Cafer ve Fazl isminde iki oğlu vardır. Yahya vezir, Fazl ve Cafer`den her biri İslam coğrafyasının birkaç eyaletine birden vali olurlar. Özellikle Cafer, valisi olduğu eyaletlere bile gitmez. Merkezden vekaleten idare eder. Koskoca Abbasi imparatorluğu (Halifeliği (!)Saltanatı) Yahya ve iki oğlunun mülkü ve arpalığı haline gelir. Zenginlik bir yandan… Zevk-û sefa diğer yandan… Özellikle Avruplıların sık sık filmlere konu ettiği ve tarihte de “Binbir Gece Masalları” olarak isim bulan “tarih magazine”, Cafer`in icraat ve maharetleridir. Kimine göre “sözde nikahlı”, kimine göre de nikahsız bir aşk ilişkisi dedikodusu Harun Reşid`in kız kardeşi Abbase ile Cafer arasında ifşa olur. Hilafet merkezindeki bu rezalet, başta Arap coğrafyasında ve diğer İslam beldelerinde büyük tepkiler toplar. Kısacası ilk dört Abbasi Halifeleri döneminde tüm İslam aleminin idaresini avuçlarına alan “Berbeki ailesinin” suistimalleri artık kabına sığmaz olur.
Harun Reşid, 803 yılında Hacdan dönerken (Hac mevsiminde gelen tepkilerin de etkisi ile) daha makamına bile varmadan, Caferi idam eder. Faal ve önde gelen Bermeki siyasetçilerini hapseder. Yahya`yı gözaltına aldırır. Geri kalan tüm Bermekileri de Rakka`ya (Bugünkü Suriye`de) sürer. Mal mülklerine el konulur. Yahya, 805`te, Fazl ise 808`de ölür. Geri kalan Bermekiler ise tarihçilerin rivayetlerine göre sürüldükleri Rakka ve diğer Arap bölgelerinde zamanla Araplaşırlar.
(Bazı rivayetlere göre sürülen bazı Bermekilerin Kürtler ve Zazalar arasına karıştığı yönündedir. Nasılki zulümlerden kaçan bazı Ehli Beyt aileleri, Seyyidler olarak Kürtler arasına karşmış ve nisbeten Kürtleşmişlerse, Kürtleşen/Zazalaşan bazı Bermekiler olabilir. Ama soy olarak Kürtler, Zazalar ile Bermekiler arasında bir bağ yoktur.
Kürtlerin asıl anayurdu (ki kadim tarihte “Kürt” kelimesi geçmiyor) Medlerden bu yana Hemedan –Ardelan- Medain bölgeleridir. Buradan diğer bölgelere yayılmışlardır. Aynı şekilde Zazalar (tarihte zaza olarak geçmiyor) Dımılî (Dumılî) beyliği olarak bugünkü İran`ın Xoy şehri civarındaki nisbeten bugünkü Türkiye sınırları içinde de kalan Sökmenabad merkezli Çaldıran, Süleyman Saray, Ebka, Bargırî bölgelerinde konumlanmış 28 Kürt beyliğinden bir beyliktir. Dımıliyan beyliği… Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki Çaldıran savaşı Dımıli Beyliği Coğrafyasındaki Çaldıran`da oluyor. Sökmenabad Sancak Beyi Dımılîli Haci Posthume (Sünni Şafii ama safevilere bağlıydı) Osmanlı kuvvetleri tarafından öldürülüyor. Sökmenabad ve yukarıda bahsi geçen mıntıkalar Osmanlı`ya geçiyor. Yavuz Selim (Osmanlı) bu sancağa, öldürülen Hacı Posthume`nin yine Hacı adındaki oğlunu Sancak beyi olarak atıyor ve bu bölgeler Osmanlı`ya bağlanıyor. Şu açıdan önemlidir.
Bermekiler İslamdan önce Budisttirler. (Safeviler içinde olmalarına rağmen) Bermekiler, Belh kökenlidir. Dımılî Beyliği İran`ın Xoy şehri civarıdır. Bermekilerin Sürgünü Harun Reşid döneminde 800`lü yılların başındadır. Sünni-Şafii Kürt-Zazaların İran`dan bu yana gelişleri (Alevi Türkmenlerin İran`a geçmeleri ile – Yavuz Selim- Şah İsmail savaşı ve sonrası sürece denk gelir) 1500-1600`lü yıllar arası ve sonrasındadır. Coğrafya da el değiştirmiştir.
Hasılı kelam Bermekiler ile Kürt-Zazalar arasında bir soy ilişkisi yoktur. Bu parantez bilgisinden sonra;
Hedefinde Allah rızası olmayan her iş gibi, Rıza-î îlahîyi esas almayan, adil işlemeyen bir iktidarın kimseye bir faydası olmaz.
İktidar yaklaşımı, iktidarla ilişki geliştirme meyli, bu düstur zemininde olmalı… Faydacı/faydalanıcı yaklaşımlar, iktidarlara da zarar verir, arzu sahiplerine de.
Niyet ve amellerde Rıza-î İlahî`nin esas alınması dua ve ümidi ile.
Allah`a emanetsiniz.