ABD ilginç bir seçim süreci geçirdi ve dünya kamuoyu da seviyesiz bir seçim kampanyasına şahit oldu.
Yaşım itibari ile ABD`de ilk defa Trump gibi bir karakterin dâhil olduğu bir seçime şahit oldum.
ABD`de bugüne kadar gerçekleşen diğer seçimlerin adaylarının politikacı görüntüsü vardı. (Tabi bundan diğer adaylara seviye atfettiğim manası da çıkmasın. Başkanlık koltuğuna oturacak olan Trump`ın kişiliği üzerinden ABD`yi değerlendirmektir amacım.)
Trump kişilik olarak politikacıdan daha çok Hollywood aktörlerine benziyordu. Seçim kampanyası boyunca da bu kişiliğini sergiledi.
Trump`ın sergilediği kişilik ve ortaya koyduğu söylemler, özellikle ABD dışında Trump`a karşı bir antipati oluşturdu. Çoğunluk, Trump`ın kazanmamasını istiyor ve genel yargı ve tahminler de kazanmayacağı yönündeydi.
Çünkü kimse Trump`ı, ABD gibi bir ülkeye yakıştıramıyordu.
Trump`ın nasıl bir yönetim ortaya koyacağını zamanla göreceğiz ama ben başından beri Trump`ın ABD`ye yakışan bir aday olduğunu düşündüm. (Buradan da ABD`deki seçimlerin tarafı olduğum veya Trump`ın kazanmasını istediğim anlaşılmasın.)
ABD`nin kibrini, tipik şarlatan karakterini, faşist ırkçılığını, hepsini kendisinde barındırıyordu Trump. Asgari düzeyde bir genel kültürden uzak görüntü verdi. Ama parası vardı.
Devlet olarak ABD de tam da Trump`ın kişiliğinden ibaret değil mi?
ABD`ye yakışmıyor/yakışmadı diyorlar. Niye yakışmasın ki!
Bal gibi yakıştı. Amiyane deyişle Trump ABD`ye “cup” diye oturdu. ABD tenceresi tam da kapağına kavuştu.
Bugüne kadarki adaylar ve başkanlar az buçuk da olsa siyaset hokkabazlığı ile ABD`nin gerçek kişiliğini ve görüntüsünü örten bir maske özelliği taşıyorlardı. Ancak Trump, seçim kampanyası boyunca ABD`nin maskesiz yüzü oldu.
Kültür profiline de bakılırsa bol bol gaf yapan bir ABD başkanı göreceğiz.
Bütün bunlar işin ABD ile uyumlu magazin tarafı.
İşin bir de hepimizi ilgilendiren boyutu var. ABD demek, dünyadaki savaşlar, karışıklıklar, çatışmalar, darbeler, yıkımlar, sömürüler demek.
Durum bu iken, Trump ile birlikte durum daha da kötüleşecek endişesi oluştu. Trump da söylemleri ile bu endişeyi besliyordu. Trump ile birlikte durum daha da kötüleşebilir, bu ihtimal var.
ABD seçimleri süresince “hangisi kazansa daha iyi olur” sorusu ile çok karşılaştım. Aslında bu sorunun altında zımni bir Trump kazanmasın beklentisi ve endişesi vardı.
ABD`de cari olan bir devlet yapısı ve politikası vardır. İplerin Neoconların ve dolayısıyla Yahudilerin elinde olduğu bir “Derin ABD” vardır. Başkanlar “Derin ABD”nin yapısında ve politikalarında ancak icracı olurlar.
Gerçek manada bir başkanın çıkıp bu yapının politikaları ile mücadele ettiğini görmedikçe ABD seçimleri, bizim için bir umut ifade etmemeli. Hatırlayın Obama başkan seçilince İslam âleminde bazı Müslümanlar ve ABD zencileri sevinç gösterileri ve kutlamalar yaptı. Adı Hüseyin imiş, zenciymiş...
Ee, sonra ne oldu!?