Geçmişte Haçlı istilasına uğramış Gazze hakkında bir tarihçi “insansız ve harap olduğundan” bahsediyor. Gazze bugün yine harap ama bir farkla; insansız değil. Bu harap şehirde öyle onurlu insanlar yaşıyorlar ki, modern teknoloji ile donatılmış, dünyanın süper güçlerinin açıktan desteklediği israil ordusuna ve başlarına yağdırılan binlerce ton bombalara karşı direniyor ve dünyayı dize getiriyor. Şehre yönelik ağır saldırılara, tüm baskılara ve masa başı oyunlarına rağmen, HAMAS ve İslami Cihad hareketleri geri adım atmadı, sonuçta şartlarını kabul ettirdikleri bir ateşkese imza attılar. Bu Gazze`nin zaferi, israil ve destekçisi dünyanın yenilgisiydi.
Evet, Gazze savaşı kazanmıştır ve manen ayaktadır ama madden yıkım yaşamış harap bir şehir.
Zira terör rejimi israilin 7 Temmuz`da başlayıp 51 gün süren Gazze`ye yönelik saldırıları sonucunda 17 bin 200 ev, 73 cami ve 24 okul tamamen yıkıldı, 41 bin 350 ev, 197 cami ve 208 okul zarar gördü. 2 bin 155 Filistinli hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla kişi yaralanmıştı.
Bu Gazze için bir yıkım demek. Çünkü Gazze 45 kilometrekare şehir merkezine sahip ve bu küçük toprak üzerinde yaklaşık iki milyon nüfus insan yaşıyor. Bu sebeple dünyanın en yoğun nüfusuna sahip şehirlerinden biri.
Ekonomik olarak son derece kötü durumda olan Gazze 2006`dan beri de ağır bir ambargo altında. Yaklaşık 8 yıldır israilin açık cezaevine çevirdiği bir şehir. israil, nüfusu son derece yoğun bu açık cezaevinin dışarı ile her türlü ilişkisi dâhil özellikle ekonomik hareketliliğini kesmiş durumda.
Kendi şehirlerine mahkûm etmiş olduğu Gazzelilerin teslim olmalarını istiyor. Tüm ambargoya, açık cezaevi şehrinin mahkûmiyetine rağmen Gazzeliler onurlu bir direniş sergiliyorlar ve teslim olmuyorlar. Bunun karşısında çılgına dönen israil terör rejimi zaman zaman Gazze`ye bombalar yağdırıyor.
(israil`in 2009`da gerçekleştirdiği saldırılarda da 4.000 bina yıkılmış ve 200.000 ev zarar görmüştü.)
Yıllardır insanlık dışı büyük bir ambargo ve saldırı altında olan Gazze`nin ve Gazzelilerin ayakta kalması ve yaşaması tam anlamıyla bir mucize. Bu mucizeyi Allah`ın yardımı ile Gazzelilerin onurlu insanları gerçekleştiriyor.
İmzalanan ateşkesin şartları tam olarak paylaşılmamış olsa da konulardan biri de Gazze`nin yeniden inşası.
Ateşkes maddeleri uygulanır mı? Göstermelik bir iki adımın dışında uygulanacağını zannetmiyorum. Çünkü israilin dönek karakteri bir tarafa ateşkesin garantör ülkeleri de en az israil kadar israil yanlısı ve Gazze düşmanı.
Hafta içinde israil, Ramallah, Gazze ve Mısır`ı ziyaret eden Norveç Dışişleri Bakanı 12 Ekim 2014`te Kahire`de düzenlenecek konferansta Gazze`nin yeniden imarı konusunun ele alınacağını belirtti.
Şehri gezen İsmail Heniyye de Gazze`nin yeniden imarı konusunda acil çağrıda bulunmuş.
Normal şartlarda ekonomisi kendisine yetmeyen Gazze`nin, kendi içinde imarı mümkün değildir.
Önümüz kış, Gazze yeniden acil olarak imar edilmeli. Peki, 10 milyar doları tutacağı söylenen bu imarın kaynağını kim karşılayacak ve oluşturacak?
Kahire`deki toplantıda kaynaktan ziyade imar için gerekli malzemelerin Gazze`ye sokulması konuşulacak ve belki bu sağlanacak. İmarın finans kaynağı konusunda ciddi bir sonucun çıkacağını zannetmiyorum. Bu konuda bir karar çıkarsa, ya geçiştirme ya göstermelik veya İslam dünyasında imajı sarsılan Körfez ülkelerinin, bu imajlarını düzeltme amaçlı rakamlar olacak. Bu da HAMAS`sız şartlara bağlanacak.
Gazze`nin yeniden imarı ile ilgili elbette ki Müslümanlar seferber olmalı ama bu fatura, müsebbibi olan israile ve öncelikli destekçisi Yahudilere kesilmeli. İsraile bu faturayı kesecek güç var mı?
Doğrudan olmasa da dolaylı olarak elbette bu yapılabilir.
Geçen haftaki köşesinde Faruk Köse bu konuda çok orijinal ve uygulanabilir bir fikir paylaştı:
“Gazze`yi imar edecek para, Yahudi işadamlarından karşılansın. israile bir şekilde katkı sağlayıp da ülkemizde iş yapan, ticari sınai ve benzeri ortaklıklar kuran, ülkemiz üzerinden ticari bağlantılara giren, bir şekilde Türkiye`ye temas eden, yerli-yabancı bütün Yahudilere ve onların ortaklarına, oluşturulacak “Gazze fonuna” katkı için “özel vergi” ödemeleri zorunlu kılınsın.”
Bu düşünce, gündemleştirilmesi gereken önemli bir konudur. Türkiye, mağdur, mazlum ve kardeş Gazze`yi ekonomik kaygılarına öncelese, pekâlâ bunu yapabilir ve bir umut halkı Müslüman ülkelere, hiç olmazsa yürekli bazı Latin Amerika ülkelerine örnek/öncü olabilir.