Sait Şahin

Men dakka dukka

25.07.2014 10:49:00 / Sait Şahin

Farklı tercümelerde bulunmak mümkün olsa da bu Arap atasözünün Türkçe`deki en uygun karşılığı “eden bulur” olsa gerek. 

Asıl hesabı ve cezası ahirette olan bir hayat yaşasak da insanların her yaptıkları bu dünyada da yanlarına kar kalmıyor. İnsanlar bu dünyada da yaptıklarının cüzi de olsa karşılığını görüyorlar. 
 
Toplumsal hafıza her ne kadar yoğun gündemin tacizine uğrasa ve detayları unutsa da yeri geldiğinde ibretlik gelişmeler karşısında tazeleniyor. Hele hele kötülük yapanların başlarına, yaptıklarının benzeri şeyler gelince, toplumsal hafıza hemen devreye giriyor ve işte o zaman men dakka dukka diyor. 
 
Yaşanan hayat içinde edenler o kadar çok bulmuşlar ki, bu hayati tecrübe Türkçe`de “etme bulma dünyası” şeklinde atasözüne dönüşmüş. 
 
“Eden bulur” veya “etme bulma dünyası” vecizeleri, ihtar ve ibret amaçlı kullanılsa da zulme uğramışlar açısından ise kısmi adaletin yaşanıyor olmasından dolayı ruhi teskin ve rahatlama halini de barındırır. 
 
Evet, “edenin bulduğu” bir “etme bulma dünyasında” yaşıyoruz.
 
Gülen grubunun emniyet ayağına yönelik operasyon yapıldı ve içlerinde önemli isimlerin de bulunduğu çok kişi gözaltına alındı. 
 
Hükümet yanlısı medya “inlerine” girilmiş olmasının sevincini yaşıyor. 
 
Gülen grubu medyası ise mağduriyet sahneleri üzerinden savunma refleksli saldırı yayınları yapıyor. Ancak kendi kitleleri dışında kimse yayınlarını takip etmediği için toplumun büyük kesiminin, Gülen grubunun ne söylediğinden haberi dahi olmuyor. Dolayısıyla sadece kendi kitlelerine anlatabiliyorlar kendilerini. 
 
Aslında toplumun büyük bir kesimi, yakın zamana kadar, derin devlet ile mücadelede psikolojik harekât çerçevesinde algı operasyonu yapan merkez konumundaki Gülen grubu medyasını takip ediyordu. 
 
17 Aralık ile birlikte “öküz ölüp ortaklık bozulunca” hükümet muhipleri, gözlerini ve kulaklarını Gülen grubu medyasından çekti. Gülen grubu da kendi öz kitlesi ile başbaşa kaldı.      
 
Bu yalnızlığın sebebi sadece hükümet ile ortaklıklarının bozulması ve hükümeti hedef almaları değil elbet. Hükümet çevresinin dışında, hükümetle ilişkisi olmayan ve hatta hükümete muhalif kesimler nezdinde de Gülen grubu yalnızlık yaşıyor. 
 
Bu yalnızlığa en büyük sebep de Gülen grubu ektiğini biçiyor.   
 
Çünkü bugüne kadar Gülen grubu, sahip olduğu devlet gücü ve elinde bulundurduğu medya ile o kadar insanın mağduriyetine sebep oldu ki... 
 
Hedefine aldıkları kişileri medyası üzerinde itibarsızlaştırmaktan tutun da akla hayale gelmez komplolarla öyle masumlar hakkında dosyalar oluşturup ceza verdirdiler ki... 
 
Cezaevlerinde olan siyasi mahkûmların bir kısmı Gülen grubu mağduru ve bunların içinde ciddi sayıda İslami dava dosyaları ve mağdurları var. Bir de cezaevine girmemek için yerini yurdunu terkedenler...
 
Şimdi ortada birkaç husus var:
 
1- Gülen grubuna yönelik bu operasyonlar adaletin tesisi için mi ve sürecin sonunda adalet tesis edlilir mi? Yoksa paralel devlete yönelik bu operasyonlar, derin devlet ile mücadele tarzına mı dönüşür? Tabi zaman gösterecek ama bana göre bu operasyonlar ile amaç adaletin tesisi değil ve mağdurlara yönelik de adalet sağlanmayacak. Paralel devletin seçkin beyaz insana yapmak istedikleri konuşulacak ama vasıfsız zenci insanlara yaptıkları görülmeyecek ve bu insanların mağduriyetleri devam edecek. Tıpkı derin devletle mücadelede olduğu gibi. Hükümet, kendisine tehlike arz ettiği kadarıyla üzerine gidecek ve tehlikeyi bertaraf ettikten sonra üzerine yatacak. 
 
2- Gülen grubu bu yaşananlardan ibret alır, bir muhasebe yapar mı? Hüseyin Gülerce gibi münferit çıkışlar dışında tavan açısından hiç zannetmiyorum. Çünkü batıla hak diye sarılmışlar, niyetleri ve ilişkileri kötü. Çok mübarek insanların bulunduğu tabana gelince, bunlar kendisiyle ilişkileri sohbet ve kitap olan liderlerinin ve hizmetlerinin gönül dünyasına gömülmüşler. Öyle inanmışlar ki sorgulamak diye bir şey yok dünyalarında. Hakkı da kendilerinden ibaret biliyorlar. Bunun dışında emniyet, yargı, medya ayağı kimi mağdur etmiş haberleri bile yok. Cemaatin hışmına uğrayan herkes muhakkak suçludur onların nazarında.
 
3- 17 Aralık operasyonlarına gerekçe kılınan yolsuzluklar ne olacak? Hükümet,  dört bakan hakkındaki fezlekeyi meclisten geçirtmeyerek tavrını ortaya koydu. Yolsuzluk dosyasını kapattı. Gülen grubunun, yolsuzlukları kötü amaçlarına alet etmek istemesi iktidar için de yolsuzlukları örtme sebebi olmuş. Biz bu konuya değindiğimizde zamanı değil diyenlerden de zaman içinde ses çıkmıyor. Peki, ne zaman?
 
Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar