Özkan Yaman

Kurban Ve Hakka Yakınlık

28.06.2023 05:00:00 / Özkan Yaman

“De ki: 'Şüphesiz benim namazım, nüsukum(kurbanım, haccım), yaşamım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır.'” (Enam 162)

Hz. Enes’ten rivayetle; Rasulullah (sav) bir defasında; “Allah’ım, beni miskin olarak yaşat, miskin olarak öldür ve kıyamet günü miskinlerle haşret.” diye dua eder, Hz. Aişe bunun hikmetinden sorunca, “Onlar cennete, zenginlerden kırk bahar önce gireceklerdir. Ey Aişe! Yarım hurma dahi olsa miskini geri çevirme, onları sev ve onları kendine yaklaştır, ta ki kıyamet günü Allah da sana yaklaşsın.” buyurmuştur. (İbn Mace, Tirmizî)

İmam Cafer-i Sâdık(ra)’ın; dilenen yoksula fakir, dilenmeyen yoksula miskin dediğini de hatırlayalım..

İmanın dereceleri, nefsin mertebeleri, amellerdeki huşu, huzu, ihlas, takva vera, isar bunların hepsi Allah’a cc yaklaşmayı anlatır.

“Secde et ve yaklaş”(Alak 19) ayetini tefsir eden “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!” (Müslim, Ebû Dâvûd) hadisi şerifi de namazın Hakka yaklaşma manasına vurgu yapar.

Yine; “Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm.” (Bakara 186) ayetini tefsir eden “Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan, bana daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık sağlayamaz. Kulum bana nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır; nihâyet ben onu severim. Kulumu sevince de ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, onu mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum.” (Buhârî)

Ve “Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Tevbe 99) ve ayetinin bir tefsiri hükmünde olan şu hadis: “Hiç şüphesiz ki sadaka, muhtaç onu almadan önce Allâh’ın (kudret) eline geçer. (Yani muhtaca verilen sadakaları önce Allah alır, sonra fukaraya devreder.)” (Münâvî) Evet bütün bunlar bize, Allah azze ve celle’ye yaklaşmanın usulünü öğretir.

            “Sizden biriniz Rabbiyle konu‏mak isterse Kuran okusun” (Kenzül Ummal) hadisi şerifi gibi zikir, sılayı rahim, ana babaya iyilik, cihad ve davetle kulun Hakka nasıl yaklaştığını anlatan bir çok ayet ve hadis vardır.

Ayeti kerimeler, cennetliklerden bahsederken mesela: “Bunlar (Allah’a) yakınlaştırılmışlardır.(Vâkıa 11) der.

İşte Kuran’da bizzat kurban, hedy, nahr gibi kelimelerle bulduğumuz bir ibadetin eda vaktindeyiz.

“Âdemoğlu, Kurban Bayramı günü kurban kesmekten, Allahü Teala’ya daha sevimli bir amel islemiş olamaz.” (Tirmizi) fermanı Nebevisi, bugünün anlamını zaten özetlemiş oluyor.

Günümüzde hayli dağılmış, savrulmuş, kaybettiği manaların peşinde her gün biraz daha yorulan avare beşerin en çok ihtiyaç duyduğu şey aslında bu yakınlıktır. Çünkü fıtratından uzaklaşan modern zamanların şaşkın insanını uzaklaştığı kucağa geri döndüren ve onu layık olduğu makamlara yücelten bir irade fiilidir kurban.

Dünya da yakın manasındadır. Ancak dünya’da arzi (alçaltılmış) bir yakınlık, kurban’da ise semavi(yükseltilmiş) bir yakınlık vardır. Ve kurbanın sırrı da bu dikotomide gizlidir.

Kendini Hak’tan alıkoyan dünya’sını yine Hakkın belirlediği ölçülerde kesen kimse, semaya yükselir.

Adeta dünya, insanın yükselmesini önleyen bir bağdır da kişi onu, Allah cc için koparıp attığı oranda yükselmektedir.

            Allah-ü Teala, Hz. Musa(as) için “Fısıldaşan kimse kadar onu kendimize yaklaştırdık.” (Meryem 52) buyuruyor.

Mevla kendisine yakın kıldığı kullarından eylesin.

Bayramınız mübarek olsun.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar