Gazze’deki ‘ateşkes ve müzakereler’ sahadaki sıcak savaş ve çatışmalardan daha hararetli bir şekilde devam etmektedir.
Aksa Tufanı’nın ilk gününden itibaren başlayan diplomasi ve müzakereler, ara ara kesilse de hiçbir zaman bitmedi.
Elbette bunun sebebi, sahada direnişin gücü ve direnişin işgal rejiminin tekliflerini kabul etmemesiydi.
İşgal rejimi, Direniş ile- dolaylı- masaya otursa da bu onun bir lütfu değil, tamamen mecbur olmasından kaynaklanmakladır.
İşgal rejimi onca katliam ve saldırılarına rağmen diplomasi dışında tek bir esirini dahi kurtaramadı, Direnişe şartlarını kabul ettiremedi.
Savaşlar, sahada verilir ama masada biter.
Direniş, sahada olduğu gibi diplomaside de bir tufan estiriyor.
İşgal rejiminin teklifi ne olursa olsun, red etmedi hemen kabul de etmedi.
Tekliflere ciddiyetle, olumlu ve sorumluluk bilinciyle yaklaştı, inceledi.
Tekliflerde ilerde tuzak olacak, aleyhte kullanılacak müphem ifadeleri gördü ve bu noktalara dikkati çekti.
İşgal rejiminin propagandalarını boşa çıkartarak masayı terk eden taraf hiç olmadı.
Ama kırmızıçizgilerini müzakerede arabulucu olan taraflara, kendi halkına ve dünya kamuoyuna net ve açık bir şekilde de ifade etti.
- Halkımızın milli ve ulusal taleplerini karşılayacak,
- Saldırıları tamamen sona erdirecek,
- İşgalci askerlerin Gazze Şeridi'nin tamamından çekilmesini sağlayacak,
- Yerinden edilenlerin şartsız bir şekilde evlerine geri dönmesini temin edecek,
- İnsani yardımların yeterli miktarda geçişini sağlayacak,
- Gazze'nin yeniden inşasını başlatacak ve gerçek anlamda bir esir takası ittifakını garanti edecek bir antlaşma…
İşgal rejiminin elebaşı Netanyahu, Yahudi mantığıyla sahada kazanamadığını masada elde etmeye çalıştı.
Hiçbir şey vermeden esirlerini kurtarma peşinde oldu. Böylece kendini işgal rejiminde büyük bir zafer kazanmış kahraman ilan etme çabasına girişti.
Diğer taraftan da Gazze’yi istediği zaman bombalama ve ablukayı aynen devam ettirme yolunu dayattı.
Çünkü daha önceki esir takaslarında bu olmuştu.
Ama bu sefer istediğini elde edemeyecek. Bedel ödemek ve bir şeyler yerine çok şeyler vermek zorunda kalacaktır.
Refah’a saldırı başlatsa da başlatmasa da bu şartları kabul etmek zorunda kalacak.
Müzakerelerde Refah Saldırısını bir koz gibi kullanmaya çalışıyor ama bu saldırı kendi aleyhine gelişecek…
Direnişin şartlarını kabul edecek ama bu sefer Direniş ‘şartlarımız dün için geçerliydi, bugün şartlar değişti’ diyerek başka şartlarla karşısına çıkacaktır, inşallah…