Nezir Tunç

“Cumhuriyet” ve “Bayram”

29.10.2019 08:57:48 / Nezir Tunç

Bugün Cumhuriyet’in 96. Kuruluş yıldönümü.

Her yıl 29 Ekim gününde olduğu gibi bu günde okullar başta olmak üzere bazı resmi kurumlar “Bayram” diye kutlamalar yapacaklar.

Siyasi iktidar’dan mülki amirlere, siyasi partilerden Belediye Başkanlarına, STK’lardan Odalara birçok kişi ve kurum, Cumhuriyetin kuruluşuna atfen medhiyeler düzerek açıklamalar yapacak. Yazılı ve görsel medyaya reklamlar vererek Cumhuriyetin kuruluşunu “Bayram” diye tanıtacaklar.

Peki, Türkiye için “Cumhuriyet” ve “Bayram” kavramını bir araya getirerek “Cumhuriyet Bayramı” demek ne derece doğru ve gerçekçidir?  

Cumhuriyet; “Halka dayanan, halkın yönetimi” demektir.

Bayram ise; “Sevinç ve neşe günleri” demektir.

Eğer bu günde halka dayanan bir yönetim kurulmuşsa elbette sevinç ve neşe günü demeliyiz. Ancak halka rağmen “Cumhuriyet” adı altında “Oligarşik” bir yönetim kurulmuşsa, halk nezdinde “Bayram” diye kabul edilmez.

Dönemin siyasi iktidarı, bu günü “Bayram” olarak ilan etmiş olabilir. Devletin ceberut yüzü, uzun bir süre halkı ve kamu çalışanlarını kutlamalara katılmayı mecbur etmiş olabilir. Önemli olan halkın gönlünde ve zihninde olanıdır.

Cumhuriyet nasıl ilan edildi?

Başta şunu belirtelim ki; İnkılâp tarihi kitaplarında yazıldığı gibi halkın desteği ve mebusların onayıyla Cumhuriyet ilan edilmemiştir. Bilakis halka rağmen ve işi kitabına uydurarak Cumhuriyeti ilan etmişlerdir.

Tarih sayfalarına baktığımızda Türkiye’ye “Cumhuriyet” teklifinde bulunan kişi İngiliz Yarbayı Rawlinson’dur. Özetle; “İstanbul’u başkent olmaktan çıkarıp Cumhuriyet idaresine geçerseniz İngiltere size yardım edecektir” şeklinde teklifte bulundu. Böylece Cumhuriyet idaresinin kilometre taşları döşenmeye başlandı.

Daha sonra Cumhuriyetin ilanı için bazen desise ve oyunlarla bazen de tehdit ve zorbalıkla adımlar atıldı. Derken, Cumhuriyet idaresinin seçimi meclise sunulduğu gün, muhalif olan Milletvekilleri meclise alınmadı ve sadece yandaş olan Milletvekillerinin onayıyla Cumhuriyet ilan edildi.

Peki, halk bu idarenin neresindedir?

İşi kitabına uydurarak Cumhuriyetin ilan edildiği gün, nasıl bu halkın Bayramı oluyor?

Cevabı takdirinize bırakıyorum.

Zaten Cumhuriyetin ilanından hemen sonra halkın inanç ve kültürüne savaş açıldı.

Halifeliğin İlgası ve buna itirazda bulunan Şeyh Said ve kıyam arkadaşları başta olmak üzere yüzbinlerce vatandaş katledildi.

Faşist ve kafatasçı uygulamalar ile Türk ırkı üstün tutuldu. Bin yılı aşkın bir süre beraber yaşayan, aynı inanç ve kültüre sahip milletler ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutuldu. Kürtler başta olmak üzere diğer etnik unsurlar yok sayıldı, inkar ve asimilasyon politikaları güdüldü. Böylece Türk faşizmine karşı Kürt faşizmi peyda oldu ve zamanla müzminleşen en büyük ülke sorununa dönüştü ve bu sorun hala devam ediyor.

Kılık kıyafet inkılabı, şapka kanunu, Laikliğin kabulü, harf devrimi, dil devrimi... Böylece celladına aşık bir nesil yetiştirme çabası içine girildi.

Sadece bunlar mı? Elbette hayır. Daha nice zulümler ve insanlık dışı uygulamalara imza atıldı.

O halde Cumhuriyetin ilan edildiği gün, halkımız için “bayram” günü demek toplumun aklıyla alay etmekten başka bir şey değildir.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar