M.Şerif Durmaz

Saadet-i Ebediyeye Nasıl Ulaşılır?

26.04.2012 12:41:00 / M.Şerif Durmaz

Hamd yüce makamın yegâne sahibi Cenabı Allah`a, salât ve selam önderimiz Resulullah`a, pak ve temiz ailesine, ashabına ve hayatta kalacakları süre boyunca yolundan gidecek peygamber âşıklarının üzerine olsun.

Gözlerimizin nuru, kalplerimizin süruru, gönüllerimizin gülü efendimiz Hazreti Muhammed (sav)`in nurlu doğumunu içinde barındıran Nisan ayında olmamız sebebiyle; yapılan ibadetlerin, edilen duaların, verilen sadakaların, çekilen salâvatların, okunan kelime-i tevhid ve kelime-i şahadetlerin, getirilen tespih ve tekbirlerin değeri normal zamanda yapılanlardan daha fazladır. Yeter ki yapılanlar Allah rızası için ve sevabı Allah`tan beklenilerek yapılsın. Böyle yapıldığında Allah (c.c) kulun samimiyeti karşısında ona nice nimetler verecek, onu kıyametin dehşetli gününde Resulullah ile beraber kurtuluşa erenlerden eyleyecektir.

Allah (c.c) kulun yaşamı boyunca yaptığı her şeyi şerefli kâtipleri aracılığıyla kayıt altına alır. Şerefli kâtipler (yazıcı melekler) kulun yaptığı ibadet ve iyiliklerden dolayı elde ettiği sevaplarını da; gaflete düşüp işlediği cürümleri de eksiksiz yazarlar. Yüceler yücesi Allah-u Teâlâ da kulun zerre kadar yaptığı iyiliklerin mükâfatını ve zerre kadar işlediği kötülüklerin de hesabını sorar.

"Artık kim zerre kadar iyilik yaparsa onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre kadar kötülük yaparsa onun karşılığını görecektir."(Zilzal/7–8)

Samimiyetle, ihlâsla yapılan ufak bir ibadet bile Allah`ın yanında değerlidir. Allah (c.c) yapılan ibadetin küçüklüğüne ve azlığına bakmaz. Allah (c.c) yapılan ibadetin, getirilen kelime-i şahadetin, kelime-i tevhidin, verilen sadakanın, okunan Kur`an`ı Kerim`in, Resul-i Ekrem Efendimizin yüzü suyu hürmetine zikredilen salâvatı şerife`nin ihlâslı bir şekilde okunmasına/yerine getirilmesine bakar.

Başımızın tacı, gönlümüzün sultanı, gözümüzün nuru, kalbimizin nazlı süsü ve gülü Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v), ihlâslı bir şekilde söylenen kelime-i şahadetin ahiret gününde kulun sağ kefesini nasılda yükselttiğini şöyle anlatır.

"Aziz ve Celil olan Allah Sübhanehu ve Teâlâ kıyamet günü, ümmetimden bir adamı halkın içerisinden alır ve onun için doksan dokuz defter açar. Her defter gözün alabildiği kadar büyüktür.

Allah adama sorar; ‘Bu defterde yazılanları inkâr ediyor musun? Şerefli kâtiplerim sana zulüm etmişler mi?`

Kul; ‘Hayır ey Rabbim! Hepsi doğrudur` der.

Allah Teâlâ sorar; ‘Bunları işlemenden dolayı beyan edeceğin bir özrün var mı?`

Kul; ‘Hayır, ey Rabbim!`

Allah-u Teâlâ; ‘Evet, senin bizim yanımızda büyük ve makbul bir hasenen var. Biz bugün sana zulüm etmeyeceğiz` diye buyurur. Sonra bir kart çıkarılır. Üzerinde ‘kelime-i şahadet` yazılı…

Sonra Allah-u Teâlâ tekrar buyurur; ‘Amellerini hazırla!`

Kul sorar; ‘Ey Rabbim! Bu defterlerin yanındaki şu kart da ne?

Allah (c.c); ‘Sana zulüm edilmeyecektir` buyurur.

Hemen defterler mizanın bir kefesine konulur, kart da diğer kefesine… Tartılırlar. Neticede doksan dokuz defter hafif kalır, sevabı Cenabı Allah`tan umularak ihlâslı bir şekilde söylenen ‘kelime-i şahadet` yazılı kart ağır basar. Böylece kul Cennete gider.”

İşte Efendimiz Resulullah (s.a.v)`in sahabelere verdiği örnek… Üzerinde durup, tefekkür edilmesi gereken bir mesele… Yapılan ibadetin sadece Allah rızası düşünülerek yapıldığında insana neler kazandırtacağının en açık beyanı… Amellerini Allah için yapanların -az bir amel bile olsa- sonlarının nasıl da hayırlı olduğunun/olacağının göstergesi… Dinlerini katıksız bir şekilde yaşayan muhlis kulların Allah (c.c) tarafından nasıl da mükâfata erdirildiğinin açık tezahürü…

Üstad Bediüzzaman da (Allah ondan razı olsun) ihlâs konusunda şunları söylüyor. "Bu dünyada özellikle uhrevi hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en sağlam bir dayanak noktası, en yüksek bir haslet, bizi hakikatlere ulaştıran kısa bir yol ve bizi maksatlarımıza ulaştıran en kerametli bir vesiledir.”

Tam bir teslimiyet ile Allah`a iman eden bir kişi maksadına/hedefine nasıl ulaşır; huzur, mutluluk, üstünlük ve saadet-i ebediyeyi nasıl kısa sürede elde eder?

Saadet-i ebediyeyi isteyen birinin hedefine ulaşmasında ona en çok yardımcı olacak durumu; samimiyeti ve sorgusuz/sualsiz teslimiyeti olacaktır. Şeytani oklara karşı en büyük kuvveti; kötülüklerden ve şüpheli şeylerden kaçınması olacaktır. Yüce makamda kendisine seslenecek en makbul bir şefaatçisi; kâinatın yaratılmasına sebep olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) olacaktır. İslami çalışmalarda/hizmetlerde en önemli bir esası; dünyevi bir karşılık beklemeden çalışması olacaktır.

Davayı ayakta tutmak ve daha ileriye götürmek için en sağlam bir dayanak noktası; öğrendiklerini kendi hayatında tatbik etmesi ve daha sonra da başkalarına anlatması olacaktır. Yaşamını İslami kaide ve kurallara göre şekillendirmesinde kendisine lazım olacak en önemli hasleti; hayatının her aşamasında hal, hareket, davranış ve tavırlarıyla ayrıca eylem ve söylemleriyle de Allah`tan başka hiç kimseyi memnun etme/razı etme peşinde olmaması olacaktır.

Aslında tam bir teslimiyet ile iman etmiş bir insan, yaptıklarıyla Allah`tan başka hiç kimseyi memnun etme çabasında olmaz, olmamalıdır. Çünkü o kalplerin Allah`ın elinde olduğunu, Allah`ın dilediği takdirde tüm insanların kendisinden razı olacağını bilir. Üstelik insan dünya hayatında ne kadar takdir, övgü, teşekkür veya iltifat görürse görsün; bunlar ahiret hayatında ona hiçbir şey kazandırtmayacaktır. Kıyametin dehşetli gününde hesaba çekilecek ve tüm yapıp ettikleri eksiksiz bir şekilde önüne serilecektir.

Annenin yavrusundan, çocuğun annesinden kaçacağı o günde kişinin imanı, ihlâsı, takvası, samimiyeti ve teslimiyeti önemli olacaktır. Kişi o günde yeryüzünde yaptıkları ile baş başa kalacaktır. Yaptığı iyilikler, işlediği cürümlerden fazla ise o zaman kurtuluşa erenlerden olacak; yok eğer işlediği cürümler fazla ise o zaman hüsrana uğrayacak, zelil ve aşağılanmış biri olarak Cehenneme gideceklerden olacaktır. Rabbim bizleri onlardan -Cehenneme girecek olanlardan- eylemesin inşallah.

İnsani ve İslami görev ve sorumlulukları eksiksiz ve noksansız yerine getirip, kesintisiz ve sürekli nimetlere erecek olan Peygamber Sevdalılarından olmak dileğiyle…

Allah`a emanet olun.

Muhammet Şerif / doğruhaber

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar