M.Medet Solmaz

STK’LAR ve UYGULAMALI EĞİTİM

04.01.2021 00:43:52 / M.Medet Solmaz

Bismihi Teala                                                                                                            

  Sivil toplum kuruluşları diye telaffuza geçen STK’lar; elbette pek çok yanı vardır.

 Öz olarak ortak paydaşların, düşüncenin belli bir amaç doğrultusunda bir araya gelerek kümelendikleri sivil kolektiflerdir, yasal örgütlenmelerdir.

  Sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim vs. alanlarda faaliyet gösterebildikleri gibi dini amaçlı, hayır işlerde de faaliyet gösterebilir.

  Temel amaçları;

-BİR: Toplumsal sorunları dile getirmek,

-İKİ: Farkındalık uyandırmak,

-ÜÇ: Kamuoyunu aydınlatmak, bilgilendirmek gibi işlevleri bulunmaktadır.

 Sendikalar, vakıflar, dernekler…

   Tabiî ki sivil toplum kuruluşları gönüllük esaslı çalışır, isteğe bağlı faaliyet yürütür.

Karanlığa, şiddete, kaosa, istismarlığa hizmet etmediği sürece varlıkları aslında resmi gücün eksikliklerini, yetersizliklerini gidermek olan sivil güç; insanlık hareketi olarak kabul edilemez mi? 

Zira sivil ses toplumun kimi zaman nefesinin uzanamadığı nefesi, uzun süren soluğu olabilmektedir.

   İşte İstanbul sözleşmesinde olduğu gibi ucu, kaçarı nereye varacağı tam tartmadan emperyal güçlerin dayatmalarıyla alelacele tedavülden kaldırmak külli zararları yelken açabilir.

   Savaş, katliam, kaos gibi organizasyonların hamisi olan; karışıklıktan nemalanan emperyal güçler anadamarı keser. Deyim yerindeyse elini vermekle kolunu kaptırırsın.

  Dünyadaki karışıklığın finansörü olan 5’li çeteden iyilik gelmez. İnsani meziyetlere zemin hazırlayan sivil inisiyatiflerin faaliyetleri; keyfi uygulamaların ağızlarına alet edilmemelidir.

  Sosyal hayatın vazgeçilmesi olan sivil inisiyatif organizasyonları ciddi anlamda bireyi fikri, vicdani, kültürel yönden geliştirmesine olanak sağlar.

  Kimi alanlarda okulların veremeyeceği birikimi, donanımı; adabı ve görgüyü verebilir.

Somutlaştıralım:

-ÖRNEK BİR: Ev ortamında belki basit bir yemek hazırlama, pişirme fırsatı bulamayan fert sivil ortamlarda  bu beceriyi edinebilir..

-ÖRNEK İKİ: Kalabalık bir ortamda hizmet, ikram etme görgü adab olanağı bulabilir.

-ÖRNEK ÜÇ: Akranlarıyla diyalog, sosyal münasebet gibi dışa dönük beceriler edinebilir.

-ÖRNEK DÖRT: Fikri olgunluğu ve doyumluğu bulabilir. Şöyle ki; Sorunlara duyarlılık, sorun çözmede katkı bulabilir.

-ÖRNEK BEŞ: Ait olma gereksinimi bulur. Bu da güven ve cesaret devinimlerine katkı sunabilir.

-ÖRNEK ALTI: İyilik yapma, hayır işleme yönüyle duyuşsal tatminlik bulabilir.

   Belki de yararlarını buraya sığdıramayacağımız edinimleri birey bu gibi ortamlarda ve mekânlarda bulama fırsatı bulur. İşte bu pratikler ve uygulamalar hele hele şehir nüfusunun arttığı günümüzde ciddi bir fırsat olarak düşünmek gerekir.

 Üleştirmenin hazına varan birey mutlu olmaz mı?

Dezavantajlı kesimlere, mağdurlara, mazlumlara, kimsesizlere, afetzedelere yakın mesafede olan duygudaşlık kurmaz mı?

Biçarelere uzanan eller, hakları ellerinden alınan muztazaflara açılan yürekler güçlü ve müreffeh olmaz mı?

  Özetle; örfümüzle, ananelerimizle en önemlisi kültürümüzle örtüşen yani kökü, gövdesi, damarı yerli olan sivil toplum kurumları; desteklenmeli hatta iktidarların teşvik etmesi gerekir

Kalın sağlıcakla…

 

 

 

  

 

 

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar