HAYIRLI İŞLERE KOŞMAK

Allah’ın selamı ve rahmetiyle..

Hamdlerin en güzeli Cenab-ı Allah’a mahsustur..

Salat ve selam kutlu elçisinin, O’nun yolundan gidenlerin, hak yolundan sapmayanların üzerine olsun. 

“Herkesin yüzünü ona doğru çevirdiği bir yönü vardır. Öyleyse hayırlarda yarışın” (Bakara /148)’ ayetini konuşalım bugün sizlerle. Allah’a doğru yüzümüzü çevirdiğimiz yön, hayat yolumuzda önümüze alıp koyduğumuz bir eksen, dosdoğru bir istikamet… Yeter ki döndüğümüz yön O’na doğru olsun, O’nun gösterdiği eksen ve çizgi üzerinde bulunsun. Türlü türlü hadiseler, fitneler, zorluklar kimi zaman genişlik ve rahatlıklar bizleri o eksenden, Kur’an ve sünnet çizgisinden alıkoymasın, saptırmasın…

Ve hayırlarda yarışmak, acele etmek… Hayırda koşmak… Mü’minden istenilen bir çaba, gayret elinden gelenin en iyisini yapmak.. Bazı ayetlerde iyilik ve takvada yardımlaşın buyrulurken bu ayette ‘hayırda yarışın’ emri ilahisi! Hz. Ömer misali. Gazvetü’l-Usra, Zorluk Savaşı öncesi. Hz. Peygamber (a.s.) ashaptan bu savaş için mallarını infak etmelerini ister. Hz. Ömer, Hz. Ebubekir’le yarışır ve bu hayırda olsun onu geçmeyi umar. Elindeki malın yarısını infak eder. Kendi ifadesiyle Hz. Ebubekir’i yine geçememiştir. Zira Hz. Ebubekir ailesine ve geride kalanlara Allah ve Rasulü’nün sevgisini bırakarak malının tamamını infak etmiştir.

Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (a.s) ‘İyi işler yapmakta acele edin; yakında karanlık geceler gibi birtakım fitneler meydana gelecek’ buyurmuştur. İsterseniz bu rivayetin manasını da yukarıdaki ayetin manasıyla yan yana koyalım… Kur’an ve sünnet çizgisinden iki güzel mesajla karşı karşıyayız. Sanki o iki mesaja sarılmanın ihtiyacını çokça hissetiğimiz zamanlardayız. Hayırda yarışmak ve iyi işler yapmakta acele etmek. Elimizden gelenin en güzeli ve en iyisiyle… Her mümin kendinden sorumlu bu noktada, herkesin vicdanı kendi hakimi. Özellikle de karanlık geceler gibi meydana gelen fitneler yaşanırken… Gazze’den, Filistin’den arşa ulaşan feryatlar hala dinmemişken.

Hadisin devamında ‘Öyle bir vakit gelecek ki insan mü’min olarak sabahlayıp kafir olarak geceleyecek, mü’min olarak geceleyip kafir olarak sabahlayacaktır. Dünya malı karşılığında dinini satacaktır’ (Müslim, İman 186) buyrulmaktadır. Dünya malının tatlılığı, her birimizin sınandığı bir imtihan, bir fitne. O halde bu fitneye karşı her zaman teyakkuzda olmalı, bizi eksenimizden, yönümüzden saptırmasına fırsat vermemeliyiz. Bunun yolu kanaatimce yine başlangıç noktamıza götürecek bizleri. Tüm gayretimizi ve çabamızı iyi işler yapmakta acele etmeye ve hayırda birbirimizle yarışmaya vermeye çalışmalıyız. Eli iş tutan eliyle, dilinde yetenek olan diliyle, kimisi duasıyla, kimisi infakıyla…

Yoksa birbirimizle yardımlaşmak ve yarışmak yerine birbirimizle uğraşmaya başlarız ki var olan fitnelerin üzerine bir de biz yeni fitnelere kapı aralamış oluruz…