13 Mayıs 2023
Hacı Zübeyir elindeki baston ile avludaki taşlara “tak tak” diye vurarak eve geldi. Kendisini karşılayan eşi Fatıma Hatun sofrayı kurmuş, bir yandan da söylenerek; “Hem camiye gidiyorsun hem de CHP/YSP’ye oy vereceksin, gel sofraya da bir şeyler tıkın” dedi.
“Hanım ben ne yapayım şimdi? Ortada bir Kürt partisi var, o da YSP. Ya kime oy vereyim?”
“Ama bey..! Bunların hal ve hareketlerini görmüyor musun? Düğünlerinde ar, namus, terbiye namına bir şey var mı? Newroz kutlamalarını da hep birlikte görüyoruz. Edep var mı bu genç nesilde Allah’ını seversen? Karman çorman bir topluluk işte…”
“Ah hanım, sen benim kadar bilmezsin. Biz Kürtler ne kadar eziyet çektik. 12 Eylül’de askerlerin yaptığına sen de şahit değil misin? Hani askerler, kadınları gözaltına alıyorlardı da, sen kaç gün şu karşı harabede saklanmıştın.”
“Evet, bey, ben senden de iyi biliyorum bunları. Ama Kürtlük uğruna şimdi bizden istenen bedel çok ağır. İslam’ı bir köşeye atmamız, yılların birikimi geleneklerimizi terk etmemiz isteniyor. Her şey ayan beyan değil mi? Sabahtan akşama kadar elinde kumanda ile bütün kanalları izlemiyor musun?”
“Valla hanım, ben onu bunu bilmem. Yıllardır bizlere eziyet çektirenlere yarın bir cevap vermemiz lazım.”
“Verelim vermesine de bunun başka bir çözümü yok mu? Yani hem Kürtlüğü savunup, hem de Müslümanca yaşam mümkün değil mi? Neden dinimizi, kadim gelenek ve göreneklerimizi düşman tahtasına oturtmuşlar”
“Hanım bilmediğim şeyleri sorma bana, yarın oyunu ağacın altına vur ve öyle sağda solda da konuşma. Kısacık aklınla başımıza bir iş açacaksın.”
15 Mayıs 2023
“Eveeeet, Hanııım. YSP büyük bir destek aldı. Barajı da aştı. Ben, sen, oğlum İbrahim, gelinim Vesile, kardeşim Hasan, ablam Emine, velhasıl epey bir oyumuz vardı.”
“Valla ben sizi bilmem ama ben vermedim YSP’ye.”
“Nasıl olur, nasıl vermezsin.”
“Vermedim işte.”
“Neden dedim, neden?”
“Bu sofik dediklerimizin bir televizyonu var. Reber mi, rehber mi, işte öyle bir kanal. Orda izlemiştim. Bu YSP’nin ilerde erkek erkeğe evlilik için elinden geleni yapacağını söylüyordu. Sen pek seyretmezsin bu kanalı ama ben gözlerimle gördüm.”
“Git Allah aşkına buradan. Nerden seyredersin, nasıl öğrenirsin bunları. Yok, daha neler. Olur mu böyle bir şey? Erkek erkeğe evlilik mi olurmuş. Tövbe tövbe. Biz Hz. Lut zamanında mı yaşıyoruz. Sinirlendirme beni. Hadi kalk bir şeyler hazırla, bizimkiler gelecek. Kutlama var bu akşam.”
27 Ekim 2045
Türkiye Cumhuriyeti oturup, PKK ile anlaşmış. Abdullah Öcalan cezaevinde çıkarılıp, milletvekili olduktan sonra 2028’de ölmüş ve Demokratik Cumhuriyet dedikleri devlette Türkler ve Kürtler birlikte yaşıyormuş.
Bu arada bizim Hacı Zübeyir ile Fatıma teyze hakkın rahmetine kavuşmuş. HEP-DEP-HADEP-BDP-HDP-YSP/PKK iktidarın ikinci ortağı. LGBTİ+ Kanunu çıkmış. Erkek erkeğe ve kadın kadına evliliğin önündeki engeller kalkmış. Hacı Zübeyir’in oğlu İbrahim’in evladı Hogır evlilik yaşına gelmiş. Ama çocuk akranlarına göre biraz değişikmiş. Baba İbrahim ile anne Vesile kara kara düşünüyorlarmış.
“Bey, bir şeyler yap. Yarın Hogır Belediyeye evlilik evraklarını verecek. Evleneceği kişinin ismi de Kendal’mış. Bu çocuk bizi rezil rüsva edecek. Nasıl olur da iki erkek birbirleriyle evlenir. Bunu Allah kabul etmez. Başımıza taş yağacak taş.”
“Ben ne bileyim hanım. Kanun böyle bir evliliğe izin veriyormuş. Hem beni dinlediği mi var? Kendi başlarına her şeye karar veriyorlar işte. Ben de istemez miyim, Berfin diye bir gelinim olsun? Ama ben yapayım ki benim oğlan “Aşkın cinsiyeti yoktur” deyip, gidip bu züppeyi bulmuş işte.”
“Allah Allah, biz bir yerde bir yanlışlık yaptık amma…”
Yeşil Sol Parti (YSP) 2023 Seçim Bildirgesinden:
“LGBTİ+’ların ihtiyaç amaçlı sağlık hizmetlerinin ve harcamalarının kamusal olarak karşılanmasını sağlayacağız.”
“LGBTİ+” ne olduğunu anlatmaya yüzümüzdeki hayâ duyguları elvermiyor. Bir zahmet sizler araştırın.
Neyse.
Hacı Zübeyir’in ektiğini oğlu İbrahim biçti. Olan torun Hogır’a oldu.