Hastalıktan dolayı çocuklar yüz yüze eğitim alamadılar. Hayatları altüst oldu. Çünkü daha önce okul ve sınıf ortamında, öğretmenle yüz yüze eğitim alırken, birden bire ev ortamında, odasında, internet üzerinden eğitime başladı. Hem psikolojik hem de sosyolojik olarak bu duruma hazır değildi. Ayrıca evde ve çevrede de hastalığın kol gezmesi de cabasıydı. Bu ortamda öğrencilerimiz yapabildikleri kadar eğitimlerini sürdürüp bugüne geldiler.
Şimdi artık yaz tatili başladı. Hastalık da azaldı ve hayatımız normale döndü elhamdülillah. Çeşitli kurum ve kuruluşlar bundan faydalanarak eğitimlerine kalan yerden devam ediyorlar.
Elhamdülillah camilerimiz de hastalıktan önce yaptıkları gibi şimdi de dini eğitim vermeye başladılar. Kurslar açıldı, camilerimiz de çalışmalara start verdi.
Cami deyip geçmeyelim lütfen. Hem büyükler ve hem de küçükler için cami hayatımızın merkezinde yer alması gereken bir yerdir. Hem evlerimize olan yakınlığı, hem tarihten gelen cami kültürümüz ve hem de bu alandaki dini emirler sebebiyle halkımız tarafından tercih edilmektedir elhamdülillah. Elbette eksiklikleri vardır. Ama bu konudaki çabalar her türlü takdiri hak etmektedir.
Çocuklarımızın dimağlarına cami, cemaat, Kur’an ve namaz gibi kavramların yerleşmesi, ancak yaparak ve yaşayarak öğrenilecek meziyetlerdir. Dolayısıyla açılan bu kursların boş kalmaması ve çocuklarımızın teşvik edilip özendirilmesi çok önemlidir. Çünkü ağaç yaş iken eğilir. Çocuğun cami sevgisi küçük iken kazandırılmalıdır.
Bizi ve çocuklarımızı kötülükten alıkoyan en önemli duygu dini duygularımızdır. Allah sevgisi ve cehennem korkusudur. Küçük yaşlarda bu eğitimi alan çocuklarımız, hayatları boyunca bundan istifade edeceklerdir. En sıkıntılı zamanlarında Allah’a sığınacak, en çaresiz anlarda Allah’tan bir çare bulacaklardır.
Çağımızın hastalığı olan sıkılma, tatmin olamama ve boşlukta yaşama hastalığına tek çare dindir. Bunun dışındakiler geçici tedavilerdir.
Gelin çocuklarımızın elinden tutalım. Onları cami ile hoca ile Kur’an ile tanıştıralım. Onları teşvik edelim. Her başarılarında onları sevindirelim. Her akşam beraber camiye gidelim. Her gün yaptıklarını soralım. Hayatımızdaki anılarımızı anlatalım. Hayatlarında babaları ile birlikte cami anıları olsun. Onları camiye bağlamanın derdinde olalım.
Unutmayalım ki camiler Allah’ın evleridir. O eve giren muhakkak izzet ve ikram görür.
Kendimizi ve çocuklarımızı bu izzet ve ikramdan mahrum bırakmayalım. Onlara cami ve Kur’an sevgisini aşılayalım. Bunun için Yaz Kur’an Kurslarına muhakkak gönderelim.
Camiler bizim toplanma mekânlarımızdır. Muhabbet ve kucaklaşma yerimizdir. Görüşüp konuşma alanımızdır.
Haydin camiye.
Mürvet Okur
Veysi Demir
Konuk Yazar
Faruk Kuzu
Mirali Yıldırım
Sadullah Aydın
Yusuf Arifoğlu
Mehmet Eşin
Hasan Sabaz
