Mehmet Zülfi Tan

Konyada Bir Operasyon

01.11.2012 06:25:00 / Mehmet Zülfi Tan
Fi tarihinde kardeşlerinizden birinin işlediği bir adli suçtan dolayı polis evinize operasyon düzenler. Ama bu gelen polisler imanını kurtarmış olanlardan. Suçluyu evde bulamaz. Ama albümde ev sakinlerinin fotoğraflarını kontrol ederken sakallı bir gencin fotoğrafı dikkatlerini çeker. Türkçe bilmeyen anneye fotoğrafı gösterirler. Anne de tıpta okuyan oğlunun fotoğrafı olduğunu ve ismini söyler. Gelenlerin sakallıları suçlu olarak bildiklerinden olacak ki, merkeze döndüklerinde bütün suçlamaları bu sakallının üzerine kayıtlara geçirirler. Nasıl olsa okulu da belli, ismini de aldılar. Geriye bir tek savcılıktan arama ve tutuklatma kararı çıkartmak kaldı ki, bu da en basit işlerindendi. Savcı bey hazırlanan dosyanın altına basar imzayı ve bir anda bizim tıp okuyan sakallı, altı suçtan aranan azılı bir suçlu olarak, yurdun dört bir tarafına faksları çekilir.

Bu dosya en çok Konya polisinin dikkatini çekmiştir. Çünkü adrese dayalı kayıt sisteminde vede okulunda Konya ve adresi yazılıyordu. Zaten şahıs ve adres de kendilerince de tanınan ve takip edilen şahıslar ve adresler listesinde bulunuyordu. Demek ki boşuna takip etmemişlerdi. Zaten hep söylemiyorlar mıydı bunlar koyun postuna bürünmüş kurtlardır diye. Al sana işte bunların tıpta okuyanı bu kadar suç işlemişse, Allah bilir kasapları, manavları ne suçlar işliyordur. Aman Allah`ım hemen harekete geçmeliyiz. Savcıya haber verip hemen operasyon yapmalıyız. Hiç zamanımız yok. Arama ve tutuklama kararlarını çıkartmaya da zaman yok. Hemen gidelim.

İşte böyle bir haleti ruhiyeye sahip olan polisler, sabahın erken saatlerinde kapınızı gümlete gümlete çalar. Bütün apartmanı ve komşuları da haberdar eder. Sizde böyle pazar sabahının erken saatlerinde uykudan uyandırılmanın da hoşnutsuzluğuyla pijamalarınızla kapınızı açıyorsunuz.

Polis! M.Ö sen misin? Evet. Siz kimsiniz? Biz Polisiz! Üstünde üniforman var mı? -Yok. Yanında mahalle muhtarı veya apartman yöneticisi varmı? -Yok. Elinde arama veya tutuklama emrin var mı? O da yok. Ben sana nasıl inanayım?
Gel! der. derdini merkezde anlatırsın! Gelmem. Gelirsin! Gelmem, al sana fossıııır yıkamadığın yüzüne biber gazı. Ve kapıdaki bütün polisler hurra içeriye dalıyorlar. Yaka paça, tekme tokat, karga tulumba derken, ev halkı ve bütün apartman uyanıyor. Arkadaşların ne oluyor deyip olaya müdahale ediyorlar. Onlar da polise mUkavemetten hadi siz de merkeze. Gazeteci geliyor olayı araştırıyor sen neden bizi çekiyorsun diye sende merkeze. Sivil toplum kuruluşu yöneticileri geliyor. Aralarında tartışma meydana geliyor onlarada polise hakaretten siz de merkeze. Hepsi merkezde toplanıyorlar.
Hani ya deveye sormuşlar boynun neden eğri diye. Deve de demiş ki;nerem doğru ki!
İşte operasyon böyle tıkır tıkır yolunda giderken...
Aman Allah`ım duyduklarım doğrumu, biri bana çimdik atsın. Ne olur rüya olduğunu söylesiN. Hayır olamaz duymak istemiyorum. Kesinlikle yalandır.

Bizim tıpçı olayın olduğu gün ve saatte hem kameradan, hem imzasından, hem de sınav kağıdından belgeli, okulda sınavda olmasın mı? İşte bu olamdı!!!!! Tüh be!!! Nasıl da bütün operasyonun içine etti! Ne güzel bir taşla birkaç kuş vurmuştuk. Allahım ne günahımız vardı da bize bu cezayı verdin!

-Ne yapalım! -Yapacak birşey yok. Tutuklayıp cezaevine gönderelim. Bizim bu işle bir alakamız yok. Batman savcılığı bu emri vermiş ancak o temizler pardon bırakır. Bizim görevimiz yakalamak. Bizde başarılı bir operasyonla işimizi yaptık. Eğer bayramı cezaevinde geçirmek istemiyorsan 750 tl. yol parası ver, seni Batmana götürelim. Orada derdini savcı beye anlat o seni bırakır.
-Ama ben suçsuzum. -Ona savcı bey karar verecek. Burdaki savcı o dosyada yetkili değil.
-Tutuklamaya geldi mi affetmiyor ama.

İşte Konya`da inançlı insanlara yapılan operasyonlardan tipik bir örnek. Eğer bu kardeşimizin kamera kayıtlarında kayıtları olamasaydı kesin 20 yıl ceza yerdi. Ağzıyla kuş tutsaydı da suçsuzluğunu ispat edemezdi. Etseydi de kesinlikle ona inanmazlardı. Bazı gazeteler hemen anında suçlarını manşetlerde verirdi. Nasıl olsa sağlam kaynaktan haber gelmişti.
Ey akıl ve vicdan sahipleri uyanın! Suçsuz bir insanın ahları bu dünyada içinizi yakmıyorsa, şundan emin olun ki, ahirette sizi yakacaktır. Bir topluluğa olan düşmanlığınız sizi adaletten ayırmasın!

Eğer Allah size bir makam ve mevki vermiş ise kesinlikle sizi sınıyordur. Acaba adaletle mi hükmedeceksiniz yoksa heva ve heveslerinizle, duygu ve düşüncelerinizle mi?

Makam ve mevki sahiplerini Allaha, kararların neye göre verildiğini de okuyuculara havale ediyorum.
Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar