Bir süre önce CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün`ün PKK tarafından kaçırılması ve sonrasında oluşturulan hava, birçok kişi tarafından hayretle takip ediliyordu.
Aygün`ün kaçırılması, kaçırılma şekli ve aralarında meydana gelen diyaloglar, birçok çevre tarafından kuşkulu bulunmuştu. Daha sonra Hüseyin Aygün`ün serbest bırakılması ve bırakıldıktan sonraki kendi açıklamaları insanları daha da hayrete düşürdü.
Çünkü PKK`dan ve militanlarından öyle bir bahsediyordu ki, BDP`liler bile dayanamayıp dağlarda onlara sarılıp, bir anda romantik bir atmosfer oluşturdular. İnsanlara cici bir PKK ve militan portesi çizdiler. Kendinden başka bir güç ve oluşum kabul etmeyen, her gün eylem yapan, imam, çocuk, halk ayırımı gözetmeksizin insanları katleden bir örgüt gitmiş, yerine Hüseyin Aygün`ün iyi çocukları ve gençleri gelmişti.
Daha birkaç gün önce kaçırdıkları Hakkâri`nin Elmacık Köyü Muhtarı ve AKP`nin merkez ilçe yönetim kurulu üyesini zorla istifa ettirip, BDP`ye geçirmeleri, tam bir yüzsüzlük ve utanmazlık örnekleri sergilerken, yine CHP`nin bölge milletvekiline çok nazik ve kibar davranmaları, örgütün yandaşlık tavrını bir kez daha ortaya çıkartmıştır. BDP de en az onlardan az kalır tarafı yoktur. PKK`nın zorla partilerine gönderdikleri bir insanı, büyük bir utanmazlık ve pişkinlikle kabul etmeleri siyasi ahlaklarının düştüğü seviyeyi göstermektedir. Yapılan bu hareketler ne siyasi nede insani ahlakla bağdaşır bir tarafı bulunmamaktadır.
Yine bu durum zavallı bölge insanının içinde olduğu siyasi ve insani çıkmazı da göstermektedir. Bir tarafta devlete yaranma çalışmaları, diğer tarafta PKK`ya yaranamama endişesi. İki ateş arasında kalıp çıkmaza girme süreci.
Erdem odur ki kimden gelirse gelsin haksızlığı kabullenmemektir. İnsan hakkı odur ki kime yapılırsa yapılsın haksızlığın karşısında olmaktır. Benim adamım yapınca iyi senin adamın yapınca kıyameti başına koparmak sadece iki yüzlülüktür. Bununla da hiç kimseyi kandıramazsınız.
Eğer bu topraklara özgürlük ve insan hakkının gelmesini istiyorsak öncelikle bizim buna azami derecede özen göstermemiz lazım. Başkasının hakkına saygı göstermeyen, başkasından saygı bekleyemez. Başkasına merhamet etmeyen merhamet bekleyemez.
Bu anlamda baktığımızda devlet ve PKK`nın insan hakları ve merhameti sadece kendilerinden olana gösterdikleri kendinden olmayanlara ise azp ettikleri bir gerçektir.
Halkımızın ve halkların kurtuluş ve kardeşliği ancak İslamla mümkündür. İlahi adalet ile herkes hakkına razı olur. Yoksa daha çok masum insanların kanları zalimler tarafından akıtılacak.
Şu ana kadar Gaziantep`te meydana gelen patlamayı kimse üstlenme cesareti göstermesede, bu patlama devlet ve PKK`nın arasında devam eden çatışmanın bir neticesinde olduğu aşikardır.