Suriyede Üçüncü Yol yada Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın!
Aylardır Suriye gündemi ile kalkıp oturuyoruz. Tabii olarak yanı başında meydana geleb bir katliam ve insanlık dramına sessiz kalmak veya görmemezlikten gelmek mümkün değildir.
Zalim Esed yönetimi babasının yolundan giderek koltuk uğruna halkını katlediyor. Daha önce eline geçen halkıyla barışma fırsatlarını, halkı kandırarak savsakladı. Ve sonuçta halk ayaklanması başladı.
Suriye`yi israil için bir tehdit olmaktan çıkarmak isteyen güçler, bu fırsattan istifade ederek halk ayaklanmasını kendi lehlerine değiştirmek için var güçleri ile çalışıyorlar. Mısır`da, Cezayir`de , Fas`ta, Tunus`ta yaşadığı şoku atlattıktan sonra, Suriyeyi de kaybetmek istemiyorlar. Bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. Hatta iki kuş, değil birkaç kuş vurmak istiyorlar.
Birincisi Suriye`yi israil için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarmak istiyorlar.
İkincisi İrana saldırmak için bir zemin hazırlıyorlar.
Üçüncüsü İran`ın bir müttefiki olan ve Hamasile Hizbullah`a destek veren bir gücü, ortadan kaldırarak, direnişi zayıflatmayı umuyorlar.
Dördüncüsü ve en önemlisi, bu savaşın yönünü müslümanların zihinlerinde İran ve Lübnan Hizbullahı`na çevirmek istiyorlar. Psikolojik bir savaş ile insanların zihninde bir saldırının alt yapısını oluşturuyorlar. Medyada zaten İran hedef tahtasına oturtulmuş durumda. Suriye`deki bazı yapılar ve birçok basın yayın kuruluşu bunun alt yapısını oluşturmak için harıl harıl çalışıyorlar.
Cambaza bak oyunu ile emperyalist güçler bizlere Suriye`deki katliamları göstererek, asıl hedeflerini gizliyorlar. Evet katliamlara karşı sesimizi yükseltmeliyiz ama Amerika ve israilin emellerine de alet olmamalıyız, bizi sürüklemek istedikleri yere gitmemeliyiz. Ümmeti bölen söylem ve eylemlerden kaçmalıyız. Suriye`deki kardeşlerimizi kurtarırken, İrandakilerini, Lübnan ve Filistindekilerini onlara yem olarak vermemeliyiz.
Halkın istekleri ve temiz duygularını, Emperyalizmin kötü emellerine alet etmelerine fırsat vermemeliyiz. Halkın taleplerine evet ama emperyalizmin hedef saptırmasına hayır. Suriye üzerinden ümmeti parçalama projesine hayır. Suriye`ye karşılık İran halkını vurmaya, Hizbullah`ı vurmaya, Hamas`ı yok etmeye hayır. Mısır`ı kaybetmeye karşılık Suriye`yi işgal etmeye hayır. israilin güvenliği için ümmetin güvenliğini ve birliğini tehlikeye atmaya hayır.
Ortadoğuda zalimlere karşı yapılan bütün halk ayaklanmaları ümmetin baharına doğru atılan adımlardır. Bu berrak suyu bulandırmaya çalışanlar, suyun yönünü değiştirmeye kalkışanlar inşallah emellerine ulaşamayacaklardır. Onların bu uğraşları, suyun yüzündeki köpük gibidir. Halk ise suyun kendisidir. Halkların kardeşliğini zedeleyecek söylem ve eylemlerden kaçınmalıyız. Bizim birbirimize destek olmaya ihtiyacımız var. Bizim birliğe ihtiyacımız var.
Zaten ümmet bölündüğü kadar bölünmüş. Bir avuç israilli ile baş edemeyen bir ümmetin zilleti kendisine yetmez mi? Emperyalistlerin ümmeti öldürmesi yetmez mi, bir de biz mi birbirimize düşelim? Kendilerinin ümmet için oluşturduğu gerçek büyük tehlikeyi saklamak için hayali tehlikeler ve düşmanlıklara itibar etmeyelim. Ortadoğuya yığdığı silahları ve askerleri bizim barış ve huzurumuz için getiriğini sanmayalım.Birilerine yardım ettiği zaman insanlık için ettiğini sanmayalım.
Suriye direnişini destekleyelim, ama Suriye`ye karşılık emperyalizmin İran`a veya Lübnan`a saldırmasına da izin vermeyelim. Suriyey`e karşılık İran`ı ve Lübnan`ı yem yapıp satmayalım. Ümmetin arasındaki ihtilafları emperyalizmin çıkarlarına alet etmeyelim. Allah için sırayla her seferinde birimize çullanmak için türlü türlü bahaneler yarattığını görrmemezlikten gelmeyelim. Yoksa bana dokunmayan yılan bin yıl mı yaşasın? Ama yılanın en belirgin özelliği fırsatını buldu mu af etmemesidir. Halka hizmet edenleri ile batının çıkarları için hizmet edenleri birbirinden ayıralım. Suriyeye düşüp yılana sarılmayalım. Yılanın başını ezelim. Halka ve direnişe destek olalım. Ama Amerika ve israilin hedef saptırmasına da alet olmayalım.