Türkiye`deki Kürt meselesi uzun yıllardır devam eden bir mesele. Yani cumhuriyet tarihi ile eşdeğer. Çünkü yeni kurulan cumhuriyette, Türkçülük adı altında, bir inkar ve ret politikası uygulayınca, ister istemez bir karşı muhalefet oluşmaya başlandı. İlkin Kürtlerin muhalefeti, daha çok dini meselelere yönelikti.
Çünkü Kürt alimleri biliyorlardı ki asıl mesele devletin dinden uzaklaşmasıdır. Devlet dinden uzaklaştığı için bu zulüm yollarına sapmıştır. Çünkü İslam düzeninden başka, halkların kardeşliğini ve adaletli bir bölüşümü paylaştıracak bir sistem yoktur.
Bu düşüncelerle, yeni cumhuriyete karşı olan düşüncelerini, daha çok dini bir muhalefet anlayışı ile sürdürdüler. Bu muhalefetin dozajı karşı tarafın dinden uzaklaşması ile git gide arttı ve sonunda bir ayaklanmaya dönüştü. Uzun çabalar sonucu bu ayaklanmalar bastırıldı ve ardından bir daha böyle bir sorunun yaşanmaması için en acımasız tedbirlere baş vuruldu. Sorunun kendilerinden kaynaklanmış olmasını kabullenemediler ve tüm suçu bu Müslüman alimlerin üzerine attılar.
Bölgede ne kadar alim, şeyh, hoca varsa kimi tutuklandı, idam edildi kimi de batıya en ücra yerleşim yerlerine gönderildi. Uzun süre bu hal devam etti. Ta ki yeni bir nesil büyüyene kadar.
Aslında bu nesli de kendileri büyüttüler, okuttular, adam ettiler. Bu adamları kendi tarihlerine ve dinlerine düşman ettiler. Böylece bir daha geri dönmeyeceklerini ve eskisi gibi kendilerini rahatsız etmeyeceklerini sandılar. Halbuki eski zulüm ve asimilasyon politikaları hala devam ediyordu. Özellikle milliyetçilik damarları kabardıkça kabarıyor. Bölge insanına insanca muamele yapılmıyordu. Bölge insanı aç, sefil ve perişan bir haldeydi. Gerçi batının birçok bölgesi de bu manzaralar vardı ama doğu ve güneydoğu gibi katmerli değildi.
Alimleri öldürülen, medreseleri, tekkeleri ve dergahları kapatılan, hacıları, hocaları sürgün edilip başsız bırakılan Kürt gençlerine, okullarda sosyalizm dersleri verilmeye başlandı. Kısa sürede Kürtlerin okumuş gençleri , sosyalist birer Kürt devrimci olup çıktılar. Bu arada devletin zulümleri de davam ediyordu. Okulundan köyüne , şehrine dönen bu gençler, gördükleri manzaraya birde okullarındaki milliyetçi yapılanma ve düşüncelerin de baskıları eklenince, yeni bir patlama dalgası oluşmaya başladı. İlk önce kendi aralarında başlayan bu çatışmalar, daha sonra devletle çatışmaya kaydı. Devletin yaptığı baskı ve zulümler, yakalananların gördüğü işkence ve hakaretler uluslar arası konjöktürün de etkisiyle, yeni hareket hızla gelişmeye başladı, büyüdü. Ülke içinde barınamayınca ülke dışına çıktılar, dağlara çıktılar. Ve devlet ile bir silahlı mücadeleye giriştiler. Yıllardır bu durum hala devam etmektedir.
Dindar Kürtler uzun bir süre pasif bir çalışma ve direniş ile varlıklarını hem devlete, hem de Kürt sosyalizmine karşı sürdürmeye çalıştılar. Bölgedeki tarikatlar, batıda Said-i Nursi`nin çalışmaları ve Kürtlerin içindeki dindar şahsiyetler, herkes kendi çapında bir çalışma yürüttü. Çoğunluk ise sessiz ve pasif bir muhafazakar hayat yaşadı. Hem devlete hem de pkk ‘ya ses çıkarmadı.
Bu çalışmalarını yetersiz olduğunu düşünen birtakım iman ehli insanlar, bir araya gelerek, İslami bir hareket oluşturdular. Buna da Hizbullah adını verdiler. Uzun bir süre devlet ve pkk`nın baskısından kurtulmak için gizli bir şekilde çalıştılar. Ama taraftarları çoğaldıkça fark edilmeye başlandılar. Önce tehdit ve boykotlarla işi bitirebileceğini düşünen pkk, bunun böyle bitirilemeyeceğini anlayınca, silahlı bir yok etme yoluna girdiler.
Bu çalışmalarını yetersiz olduğunu düşünen birtakım iman ehli insanlar, bir araya gelerek, İslami bir hareket oluşturdular. Buna da Hizbullah adını verdiler. Uzun bir süre devlet ve pkk`nın baskısından kurtulmak için gizli bir şekilde çalıştılar. Ama taraftarları çoğaldıkça fark edilmeye başlandılar. Önce tehdit ve boykotlarla işi bitirebileceğini düşünen pkk, bunun böyle bitirilemeyeceğini anlayınca, silahlı bir yok etme yoluna girdiler.
Bölgede otoritesi iyice zayıflayan devlet, bu çatışmaya ses çıkarmadı. Çünkü sonuçta pkk ile İslam düşmanlığında hemfikir idiler. Her iki yapı da kendileri için en büyük tehdit olarak İslamı görüyorlardı. Ne zaman PKK bu çatışmadan galip çıkamayacağını anlayarak çekildi, bu sefer devlet Hizbullah`ı yok etmek için kolları sıvadı. Bölgede İslami bir oluşumun olmaması için en vahşi yöntem ve teknikleri uygulamaya koydu. Kürtler arasında İslami bir muhalefetin oluşmaması için var gücü ile çalıştı. Ülke tarihinin en büyük operasyon ve tutuklamalarını başlattı. Hapishaneleri bu insanlarla doldurdu. Sesleri çıkmasın diye zindanlarda üstleri örtüldü.
Bugün bakıyoruz ki aslında bu politika sadece Türkiye Kürtlerine uygulanmış bir politika değildir. Aynı zamanda İran, Irak ve Suriye Kürtlerine de uygulanmış bir uluslar arası politikadır. Kürtlerin dindar olanlarını tut sosyalist, komünist ve laik olanlarını bırak. Her türlü siyasi ve kültürel faaliyetler onlara serbest. Ama dindarlar bir siyasi ve kültürel oluşuma kalkıştı mı, hemen icabına bak. İşte bakı DTP`nin yürüyüş ve çalışmalarına, her yerde ateş,yakma ,yıkma ve devletin terör olarak kabul ettiği PKK ya açık açık destek var, ama hiçbir şey yapılmıyor. Öbür tarafta dindar Mustazaf-Der yaptığı çalışmalar ile toplumsal bir barış ve kardeşliği oluştururken anında kapatma ile cezalandırılıyorlar.
Kürtlerin tek temsilcisi olarak bu sosyalist ve komünist yapıları muhatap alıyorlar ve gizli gizli halkında bunu anlamasını sağlamaya çalışıyorlar. Bölgeye geldiklerinde onlarla toplantılar yapıp bilgi alış-verişinde bulunuyorlar. Ve aynı zamanda, böyle yapmakla da halka da adres göstermiş oluyorlar. Halkın bir kısmı da onları kendisine temsilci olarak görüyor. Yani devletin kendisini temsilci olarak gördüğünü, halk da görmeye başlıyor.
Ne zamanki devletin başı sıkıştı, etekleri tutuşmaya başladı o zaman akılları başlarına geliyor ve başlıyorlar Müslüman Kürt edebiyatı yapmaya. Kusura bakma, ancak sen artık Müslüman Kürdü de kaybettin. Sen onun hiçbir isteğine olumlu karşılık vermediğin gibi onu kendine muhatap bile almadın. Toplum nezdinde onu itibarsızlaştırmak için yapılan gizli ve açık operasyonlara ses çıkarmadığın gibi destekçi bile oldun.
Müslüman Kürdün sana karşı beslediği iyi niyetleri çok hor bir şekilde kullandın. Pkk`yı Kürtlerden ayırmayı beceremedin. Bu yüzden Müslüman kürdü çok incittin. Senden istediği İslami ve insani haklarını duymamalıktan geldin. Ölümlerine, sürülmelerine ve zulüm görmelerine göz yumdun.
Allah için söyle; bu Müslüman kültler ne yaptılar da bunu hak ettiler. Kendi varlıklarını koruma adına yaptıkları dışında kimin namusuna el attılar, yol kesip araç yaktılar, haksız yere adam öldürdüler, ırkçılık ve bölücülük yaptılar. Devlete nerde silah sıkıp, halka zulüm ettiler? Hangi ifsat edici hareket ve söylemlerde bulundular.
Ama öbür beri tarafta olanlar silahlı olarak her gün seninle çatışan, yol kesen , araç yakan, can alan,can yakanı, toplumu ifsat dip bozan ne kadar söylem ve eylem varsa hepsini bir fiil yapanı, sen onu tek muhatap olarak almakla bu canavarı kendi elinle besleyip büyütüyorsun. Sahip olmak için can attığı ve her şeyini feda ettiği bu makamı kendi elinle sunuyorsun.
Bu yüzden seni anlamada güçlük çekiyorum. Bir tarafta onu yok etmeye çalışıyorsun öbür taraftan ona hayat veriyorsun. Tamam sorunun bir tarafı ve temsilde de bir taraftır. Onunla konuş anlaş. Ama tek taraf değildir. Bu tekçi zihniyetten bir an önce vazgeçin. Pkk`yı ve Kürt halkını birbirinden söylemde ve eylemde ayırın. Pkk niyetiyle konuştuğunuz her Kürt kelimesi, Kürtleri derinden yaralıyor.
Pkk`nın talepleri ile Kürt halkının talepleri bir değildir. Siz de bildiğiniz halde bu yanlışta ısrar etmeyin. Yoksa birileri Türkiye`yi Suriyeleştirmek için pusuda bekliyor. Müslüman bir Türk olarak istediğin durumları Müslüman bir Kürde de isteme cesaretini gösterirsen, o zaman her şey hallolur.
Ey aklı başında, imanı kalbinde olanlar, herkesin ortak isteği şudur ki; bu ülkede yaşayan bütün insanların islami ve insani haklarını verin. Birlikte kardeş kardeşe yaşayalım. Bu topraklar hepimize yetecek kadar geniş ve hepimizi doyuracak kadar da bereketlidir. Yeter ki adil olalım. Kendin için istediğini, kardeşin için de isteme cesaretini göstererek bu sorunu bitirin.