İdlib... S-400... F-35...

Maneviyat iklimini iliklerimize kadar hissettiren Ramazan kazanımlarımızın bir sonraki 11 ay boyunca bizi diri tutmasını yüce Allah’tan temenni ederken yaşadığımız Bayram sevincini Sıla-i rahim yaparak şükreyledik rabbimize.

Ancak İslam âlemi bayramı yaşarken, kimi zalim yönetim ve şer güçlerin bayramı zehir eden zulüm icraatları içe burukluk, dışa buğzettirdi. İdlip’te Ramazan boyunca zalim Baas rejiminin karadan Rusya’nın havadan yaptığı saldırılarla katledilen insanların durumu vahşetin doruk noktasıydı. Uluslararası kamuoyunun çok da oralı olmadığı, Amerika’nın PYD’ye yönelik çıkarımlarına olumlu yansıyacaksa ses çıkardığı saldırıların Türkiye, İran ve Rusya’nın taraf olduğu Astana sürecine rağmen yapılıyor olması devletlerarası ilişkilerin insan hayatından çok daha önemli tutulduğu acı gerçeğini ortaya koyuyor maalesef. Elbette böyle olmamalıydı! 4 milyon insanın yaşadığı İdlib, 4 milyon Suriyeli mültecinin yaşadığı Türkiye için Suriye’nin iç işleyişi değildir artık. Daha da önemlisi Rusya ile de bir türlü gerçekleşemeyen S-400 füze savunma sistemlerinden de daha önemli bir mevzudur İdlib’te yaşayan insanların güvenliği.  

*****

Amerika’nın uzunca bir süredir Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 füze savunma sistemine karşı takındığı alerjik tutum artarak devam ediyor. NATO’nun önemli bir üyesi olan Türkiye’nin alacağı S-400’lerin NATO’nun envanterindeki silahlarla uyum sağlayamayacağını iddia eden Amerika bunun da Türkiye’yi korumasız bırakacağını belirterek Türkiye’den çok Türkiye’yi düşünüyor! Neden mi? Çünkü S-400, Türkiye’ye yapılacak herhangi bir saldırıya misliyle cevap verebilecek kapasitede bir silahtır da ondan. Amerika’nın derdi ne o zaman? S-400’lerin yerine satmak istediği, S-300’lerin bile altında bir işleve sahip patriot füzelerini kakalamak ve Türkiye’nin küresel emperyalizmden bağımsız her çıkışında patriotları çalışamaz duruma getirerek Türkiye’nin elini kolunu bağlamak…

15 Temmuz hain darbe girişiminde bunu çok açık ve acı bir şekilde müşahede ettik. En önemli üyesi Türkiye’ye yönelik darbe gerçekleşirken kılını kıpırdatmayan NATO, zaman içinde ortaya çıkan bilgilere göre aslında Amerika’nın dahli ile darbeye ön ayak olduğu gün gibi ortaya çıktı. Türkiye’yi, boyunduruğu altında tutmak için olmadık çabalar içinde bulunan Amerika, her türlü tehditte bulunmayı sürdürüyor. Türkiye’nin S-400 anlaşmasından geri durmaması halinde Türkiye’nin yapımında yer aldığı F-35 savaş uçaklarını (2018’de 2, 2019’da 4 tane teslim edecekti) teslim etmeyen ve (2022’de 32 tane teslim etmesi düşünülüyor) etmeyeceğini ifade eden Amerika yanı sıra ekonomik, askeri, siyasi birçok anlamda yaptırım tehdidini de sürdürüyor.

Müttefikim dediği Türkiye’yi 15 Temmuzla birlikte düşman kategorisinde değerlendiren Amerika bir diğer müttefiki ülke İngiltere’ye Nisan 2019 itibariyle 17 adet F-35 uçağı teslim ederken can dostu işgalci israil’e ise 14 adet F-35 teslim etmiş durumda. Çok fazla söze gerek yok, her şey açık seçik ortada.

Dünya üzerinde çöktüğü petrolün ve bünyesindeki silah şirketlerinin satışlarını artırmakla birlikte Meksika’ya duvar, Venezuela’da darbe, Körfez ülkelerini Yemen’e saldırtma, İran’la nükleer anlaşmayı bozma ve yaptırım uygulama, israil’in işgalini, Sisi cuntasını, Libya’da darbeci Hafter’i destekleme ve daha birçok bozgunculuğa imza atan haydut Amerika dünyanın başına bela olmuş durumda.

Amerika, İslam ülkeleri halklarının uyanışını azaltmak, tepkilerini pasifize etmenin bir yolu olarak İslam ülkelerine yönelik işleyen düşmanlık ve verdiği tahribatın sadece İslam ülkelerine olmadığı izlenimini vermek için Müslüman olmayan ülkelere yönelik de kısmi düşman politikalar geliştiriyor. Ancak geliştirilen bu yöntemin danışıklı dövüş olduğu Müslüman liderlerin bilinçli politikalar sergilemesi durumunda ortaya çıkıyor ve şer güçlerin yeniden birleşmesiyle sonuçlanıyor.

Düşman bellediği İslam beldelerine kaos eken, kan gölüne çeviren, ‘Birlik’ olmaması için çaba gösteren Amerika, 15 temmuz hain darbe girişimine verdiği destek itibariyle müttefikim dediği Türkiye’ye ihanet etmiştir, açıktan düşmanıdır, düşmanın oyunlarına karşı uyanık olmak gerekir.