Siyonist terör şebekesinin Lübnan’a yönelmesiyle birlikte Müslüman ülkeler kendi iç gündemlerine geri döndüler galiba… Oysa siyonist şebeke, Gazze’yi vurmaya devam ediyor, Lübnan’ı da. Yani karşısında bir devlet ordusu yok. Halkını savunan direniş hareketleri var, mertçe savaşan.. Siyonistlerin ise şu ana kadar katlettiği insanların yüzde doksanı kadın ve çocukların çoğunlukta olduğu siviller…
Siyonist terör örgütünün saldırıları 14. ayda. Şu ana kadar hiçbir Müslüman ülke bu insanlık düşmanı terör rejimine dur diyemedi. Ya bir mucize bekliyorlar ya da soykırım yapanların insafa gelmesini... Ama nafile, insanlıktan nasibini almayan bu yaratıklarda insaf ne mümkün, vicdan ve merhamet ne gezer.
Süren bu trajedide bir diğer etkin güç ABD… Geçtiğimiz gün Amerikan seçimlerini önde bitiren Trump’ın bu savaşı sonlandırabileceği umutlarına kapılanlar da büyük bir yanılgı içerisinde. Trump’ın bir önceki başkanlık döneminde siyonist rejime sınırsız destekle birlikte Kudüs’ün başkent ilanı, Golan’a açılma ve Arap ülkeleriyle İbrahim anlaşmaları hız kazanmıştı.
Tüm bunlar ABD’nin garantörlüğünde gelişiyordu. Amerika ekonomi, siyasi veya askeri sopayı gösteriyor, israil de ilişkiye geçtiği Arap ülkesiyle masaya oturup imzaları atıyordu. Trump’ın önümüzdeki dört yıllık başkanlığı dönemi için seçtiği kabine ise şimdiden siyonist lobici ve Türkiye düşmanlarından oluşuyor.
Aslında olaya şöyle de bakabiliriz; bir dönemler Türkiye devletinin tüm kılcal damarlarına hakim olup paralel bir devlet gibi hareket eden FETÖ organizasyonunun aslını siyonistler ABD’de uyguluyor.
Diğer yandan beş üye ülkenin kontrolünde tuttuğu BM, artık bir yol ayırımına gelmiş durumda. Siyonist terör örgütünün soykırımlarını durduramadığı gibi insanlıktan yana duran etkisiz üye ve kurumlarının dahi hedef olmaktan da kurtulamaması, kurumun ya kendini lağvetmesi veya yeni bir yol haritası seçmesini zorunlu kılıyor.
Ancak çok daha önce yapılması gereken ise Türkiye’nin Gazze’ye saldırıların başladığı ilk günden bugüne yoğun bir diplomasi yürüttüğü D-8 tarzı bir oluşum ve Filistin’e garantörlük planının artık acilen devreye sokulmasıdır. Birliğe katılacak Müslüman ülkelerden müteşekkil bir barış gücü ivedilikle oluşturulmalı ve siyonist terör örgütüne dur denilmelidir.
Tüm kırmızıçizgilerin aşıldığı, sözün tesirinin çoktan tükendiği ve tüm dünyanın şahit olduğu soykırım karşısında siyonist terör şebekesini durduracak tek argüman güç kullanmaktır. Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırıların acilen durdurulması sağlanmalı. Filistin ve Lübnan’a Müslüman ülkelerden müteşekkil barış gücü gönderilmeli ve gerekirse siyonist askeri ve stratejik tüm tesisleri vurulmalı.
ABD ne yapar endişeniz mi var? Birliğe katılan İslam beldelerine çöreklenmiş Amerikan üslerini kapatmakla işe başlayabilirsiniz. İlk adımı da İncirlik ve Kürecik üslerini kapatarak Türkiye atmalı. Zilletten kurtulmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz?