Afganistan, bütün dünyanın izlediği ve küresel manadaki tek gündem olma durumunu koruyor.
Meseleye bakarken olay ve gelişmeleri değerlendirirken herkes tıynetinin gereğini yapıyor. Müslüman, Müslümanca meseleye bakmaya çalışırken, İslam düşmanları düşmanlıklarını her şekliyle gösteriyor. Varsa yoksa, kadınlar ne olacak?
Burka, örtü, çarşaf ne olacak? Kadınlar rahat bir şekilde okula gidecekler mi? Sokağa çıkabilecek mi, futbol oynayabilecek mi?
Bilmeyen de bunlar kadın haklarını ve Afgan kadınını çok önemsiyorlar zannedecek.
Amerikan bombaları altında can veren binlerce kadının feryat ve acısını işitmediler, görmediler. Düğün konvoyu işgalci Amerika’nın bombalarıyla bombalanan, müstakbel eşinin ve akrabalarının paramparça olmuş cesetlerinin başında günlerce ağlayan elleri kınalı gelinleri görmediler.
On binlerce kilometre öteden gelen işgalci coniler tarafından iffet ve namusları kirletilen, bu utancı kaldırmayarak kendilerini uçurumların, delice akan nehirlerin kollarına bırakan iffet timsallerini görmediler.
Anne-babası, kardeşi, amcası, eşi, nişanlısı, çocukları katledilen, yetim çocuklarıyla tek başına ortalıkta kalan fedakâr ve cefakâr Afgan kadınını görmediler.
Savaşın ve Amerikan bombardımanının dehşetinden karnındaki bebeğini kaybeden annelerin acılarına bigâne kaldılar.
Afganlı kadın, açlık ve sefalet içinde kırk yıldır hayatta kalmaya çalışırken bu kadın savunucularından tek ses çıkmadı. Meydan ve sokaklara dökülerek ‘Kirli savaşınızda kadınları mağdur etmeyin’ diye bir ses işitmedik.
Bu, güruh, sadece Afgan kadınına sahip çıkmamakla kalmadılar. Ülkemizdeki ve bütün dünyadaki kadınların feryatlarını duymadılar.
Yüz yıldır vatanı işgal edilerek evinden, şehrinden sürülen, işkence gören, zindana atılan, katledilen işgalci Siyonistlerce her türlü kötü muameleye tabi tutulan Filistin kadınını gündemlerine almadılar.
Mısır cuntası tarafından Rabia Meydanında keskin nişancılarca şehit edilen Esma ve Habibelerin dramlarına sessiz kaldılar.
Komünist Çin tarafından her türlü zulme uğrayan Uygur Türklerini, Myanmar ve Arakan’da insan olma onuruyla bağdaşmayan muameleye maruz kalan Müslüman kadını dünya gündemine taşımadılar.
28 Şubat süreci ve devamında eğitim hakları elinden alınan, okul önlerinde joplanan, halkın oylarıyla seçilen ve meclise gelen, sırf başörtüsü sebebiyle linç edilen ‘bu kadına haddini bildirin’ diyenlere karşı çıkmayarak onları alkışlayan, örtülerini çıkarmak için ‘ikna odaları’ kuranları destekleyen güruhu unutmadık ve unutmayacağız.
İffet timsali olan Kürt kadınlarının ellerine LGBT ve ‘biz kimsenin namusu değiliz, namusumuz özgürlüğümüzdür’ pankartlarını asanları asla unutmayacağız.
Şimdi bu güruh kalkmış sözde Afganistan kadınını savunmak adına meydanlarda soyunma eylemi yapıyor. Elbette Taliban dahil bütün hareket, parti ve rejimlerin sadece kadın hakları alanında değil, bütün yanlışlarına karış çıkılır, kınanır, protesto edilir. Ama bu güruhun derdi başka…
İşte sizin tıynetiniz budur. Bu eylemle de ne isteğinizi çok iyi anlattınız.
Mehmet Akif’in deyimiyle:
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne,
Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne,
Medeni olmak eğer açmaksa bedeni.,
Desenize hayvanlar insanlardan daha medeni...!
Allah kadınlarımızı ve bütün kadınları, bu kadın kurtarıcılarından! kurtarsın.