Srebrenitsa, ismi anıldığında, duyulduğunda; acı, ihanet, keder, yalnızlık ve sahipsizlik ile eşdeğer…
Aradan 26 yıl geçse de unutulmayan, acısı dinmeyen, hafiflemeyen ve kanamaya devam eden bir yaramız…
İnsan olmaktan utanılacak bir an ve tarihte hep kara bir leke olarak kalacak. Yakınlarının üzerine ağlayacağı, Fatiha okuyacağı, ziyaret edeceği bir mezarı, bir dikili taşı olmayan yüzlerce katliam mağduru…
O anları yaşayanların bir daha gülemediği, sevinemediği meş’um bir gün… Gök ve yer, ağaçlar ve bütün mevcudat bu acıya şahit olmamak için yapabilseydi gözlerini kapatacağı, kulaklarını tıkayacağı bir zulüm sahnesi…
Üzerine ne kadar ağıt yakılsa da acı ve kederinin bitmediği bir ağrıdır Srebrenitsa…
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa topraklarında yaşanmış en büyük katliam ve trajedi…
İslam düşmanlarının eline fırsat geçince ‘demokrasi, insan hakları, medeni toplum’ terimlerini içinin ne kadar boş ve kof olduğunu gösteren ibretlik durum…
NATO, BM, AB gibi kurumların kimlere hizmet ettiğini afişe eden bir olay.
Yaklaşık iki milyarlık ümmetin İndallahta hesabını veremeyeceği, altından kalkamayacağı bir yük ve vebal…
Yugoslavya'nın dağılmasıyla 1992 yılında Sırplar, Bosna'da Müslümanlara karşı saldırı ve soykırım başlatır. Sırplar, dağılan Yugoslavya’nın ordusunun bütün ağır silahlarına el koymuş ve düzenli bir ordudur. Müslümanlar ise bu imkânlardan tamamen yoksundur. Birleşmiş Milletler, olaya zoraki de olsa müdahil olur.
Müslümanları Sırpların saldırı ve soykırımından korumak için 1995 yılında Srebrenitsa dahil altı bölgeyi güvenli bölge ilan eder. Buranın güvenliğini sağlamak, için Hollandalı 600 askerden oluşan bir birliği konumlandırır. Müslümanların elindeki silahlar BM Barış Gücü tarafından koruma gerekçesiyle toplanır.
Sözde Sırp tehditleri sonucu Hollandalı askerler, Sırp kuşatması altındaki şehirden çekilir. Daha sonra ortaya çıkan bir videoda Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken karşılıklı kadeh tokuşturdukları görüntüler ortaya çıkar.
11 Temmuz 1995 günü Sırp katil Ratko Mladiç, silahlarından arındırılmış kente hiç zorlanmadan girer. Şehirde ve şehirden kaçmaya çalışan on bin Müslümanı esir alır ve öldürme talimatı verir. Katil Sırplar 5 gün boyunca kadın, çocuk demeden Müslüman esirleri öldürmeye başlarlar. Kadınlara tecavüz edilerek vahşice öldürülür. Tam 8300 Müslüman katledilir. Cesetlerin kimlikleri tespit edilmesin diye parçalanarak sayıları 64'ü bulan farklı toplu mezarlara gömülür.
Şu ana kadar titizlikle yürütülen titiz ve zorlu çalışmalarda ancak katliama uğrayanlardan 6 bin 500 kurbanın kimlikleri tespit edilebildi.
Yıllar sonra BM'nin yargı organı Uluslararası Adalet Divanı 2007'de, kasabada yaşananları "soykırım" olarak nitelendirse de sorumlusunun Sırbistan olmadığına hükmetti.
2015'te BM Güvenlik Konseyi'ne sunulan ve kasabada yaşananları "soykırım" olarak nitelendiren bir karar tasarısını Rusya veto etti.
Hollanda'nın Lahey kentinde eski Yugoslavya için kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi, katliamdan sorumlu tutulan Bosnalı Sırp General Ratko Mladiç'i soykırımdan, insanlığa karşı suç işlemekten ve Srebrenitsa katliamından suçlu buldu. Mladiç müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sırp lider Radovan Karadzic, 8.000 Müslüman Bosnalının öldürüldüğü Srebrenitsa'da soykırım yapmaktan suçlu bulundu.
Bu katliama zemin hazırlayan, göz yuman, Sırplara silah dâhil her türlü desteği veren BM, NATO ve AB’nin ise hiçbir ihmal ve suçu yoktur.
Katliama tanık olan Hollanda askerlerinin önemli bir kısmı ruhi bunalım geçirir, psikiyatrik vakalar olarak tarihe geçer. Askerlerden biri “Ölmek istiyordum, masum insanları koruma sözü verdiğimiz halde bize sığınan insanları koruyamadığımız için kendimi affetmiyorum” sözleri her şeyi ifade etmektedir.
BM kampında tercümanlık yapan Hasan Nuhanoviç, ‘kamp etrafında boğazlanan insanların çığlıklarını ve yalvarmalarını unutamadığını, katliamcılardan birçoğunu teşhis etmesine rağmen cezalandırılmadıklarını, hatta annesinin katili olan kişinin devlet dairesinde memur olarak görev yapmaya devam ettiğini, yazdığı kitapta ifade etmiştir.
Bu katliamın yıldönümünde katledilen mazlumları rahmetle anıyoruz. Allah bir daha böyle bir acıyı hiç kimseye yaşatmasın.