Mehmed Göktaş

DİLLERİNDEKİ BU, YA KALPLERİNDEKİ?

24.01.2022 01:43:37 / Mehmed Göktaş

Her ne kadar tahammül sınırlarımızın zorlandığı durumlarda öfkemizi dile getirdiğimiz yazılar yazsak da aynı ülkede yaşadığımızı göz önünde bulundurarak çoğu zaman iyimser olmaya çalışıyoruz.

Bilmem ne kadar isabetlidir, “hepimiz aynı gemideyiz” tekerlemesi de ayetmiş gibi ikide bir önümüze sürüldüğü için İslam karşıtlarının çirkin saldırıları karşısında çoğu zaman susuyoruz.

Hatta onların bir takım sözlü saldırılarını o an için öfkeyle söylenmiş, haddini aşan, bundan dolayı da üzerinde durulmaya değmeyecek, affedilmesi gereken sözler olarak değerlendiriyoruz.

Fakat işin gerçeği hiç de öyle değil. Gerek bu ülkedeki İslam düşmanları olsun, gerek İslamofobinin mayalanıp beslendiği Batı dünyası olsun ve gerekse Çin ve Hindistan gibi ülkeler olsun, buralardaki İslam düşmanlığının boyutları bizim zannettiğimizden çok daha derinlerdedir.

Rabbimiz bu mahlukları iyi bildiği için bize tanıtıyor;

“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri dost ve sırdaş edinmeyin! Onlar size kötülük etmekten asla geri durmaz, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından (sözlerinden) elbette belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Akıl ediyorsanız, ayetlerimizi size böyle açıklıyoruz!” (3/118)

Evet, onların İslam’a ve Müslümanlara olan nefret ve kinlerini, fırsatını bulduklarında bize neler yapabileceklerini Rabbimiz bize haber veriyor. Zaten bizler de şahit olup duruyoruz.

Rabbimiz böyle söylüyor ama bizi onlara karşı kinle doldurmuyor, onlara karşı bizim de acımasız olmamızı da istemiyor, sadece bizi uyarıyor, uyanık olmamızı istiyor, o kadar.

Daha da önemlisi, Müslüman olmayanların hepsini aynı başlık altında toplamıyor, Müslüman olmadıkları halde bize düşman olmayan kesimlerden söz ediyor, onlara iyilik yapmamızı istiyor (Bkz. Mümtehine 8)

Ama biz bu ülkede yaşayanlardan dindarlara ağızlarından zehir kusanların kökenlerine indiğimizde göreceğiz ki dün bu ülkede Müslümanlara kan kusturanlar, İslam’a ve Müslümanlara karşı amansız savaş yürütenler bunlardır. Bunu bilmediğimizi zannetmesinler.

Evet, her şeyi bilmeliyiz ama onlara karşı sergileyeceğimiz tavır her şeye rağmen vakurca olmalıdır, Müslümanca olmalıdır, bize yakışmalıdır, onların yaptığı gibi çiğ ve çığırtkanca ortaya atılmamalıyız.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar