Şu pandemi döneminde dört beş tane meali notlar alarak yeniden bitirdim, inşaallah yeri geldikçe bazı tespitlerimi sizlere de sunmaya çalışacağım. Şunu baştan belirteyim, hiç birini eleştiri niyetiyle okumadım, her birinden istifade etmeye çalıştım. Fakat ikna olmadığım kısımları elbette dile getirmeye çalışacağım.
Bu meallerde Hz. Davud ve Hz. Süleyman (Allah’ın selamı onların üzerine olsun) ile ilgili ayetlere verilen anlam ve yorumlara baktım, hem üzüldüm hem tebessüm ettim.
Nedir yahu bu peygamberlerin çektikleri? Yahudilerden çektikleri yetmiyormuş gibi şimdi bir de şu bizim meal yazarlarından çekiyorlar.
Biliyorsunuz Yahudiler her şey bir yana Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ı peygamberden çok kral olarak nitelendirirler, ayrıca Hz. Süleyman’ın kahin olduğuna inanırlar, daha da acı olanı bir peygambere yakışmayacak suçlar isnad eder, iftira atarlar.
Kur’an-ı Kerim ise onları bize peygamberlerin önde gelenleri olarak sunar.
Bizimkilere gelince, önce onlara verilen her bir mucizeyi aklileştirme gayretiyle ellerinden alıp adeta sıfırlıyorlar. Özellikle Hz. Süleyman’ın cinlere ve şeytanlara hükmetmesine getirdikleri yoruma tebessüm edersiniz. Buyurun;
Mehmet Okuyan
Enbiya 82 “Şeytan(laşmış insan)lar arasından da onun için dalgıçlık yapan (inci çıkaran) ve bundan başka işler görenler vardı. Onları gözetim altında tutuyorduk.”
Sad 37,38 “(Ayrıca), şeytanları yani her tür (maharetli) bina ustalarını ve dalgıçları. Zincirlerle birbirlerine bağlanmış diğerlerini de (hizmetine sokmuştuk)”
Mustafa Öztürk
Enbiya 82: “Biz kimi şeytanları da (boyunduruk altına alınan asi/yabancı kavimlere mensup insanları) Süleyman’ın emrine verdik...”
Sad 37: “Ayrıca şeytanlar (asi/yabancı kavimlere mensup insanlar) arasında ne kadar becerikli bina ustası ve mahir dalgıç varsa hepsini onun hizmetine verdik. Keza boyunduruk altına alınmış diğer asi/yabancı kavimlere mensup insanları da onun emrine verdik.”
Mustafa İslamoğlu
Enbiya 82: “Yine dik başlı birileri hem onun için dalgıçlık yapıyorlar, hem de bunun dışında başka hizmetler görüyorlardı. Aslında onlara mukayyet olan da Biziz.”
Sad 37; “Yine şeytanlar (gibi dik başlı) güçlerden her biri birer yapı ustası ve dalgıç olan kimseleri de (ona âmâde kıldık”
Zannedersem bu arkadaşların varıp dayandıkları kişi de Muhammed Esed oluyor.
Muhammed Esed
Enbiya 82; “Baş eğmeyen güçlerden (de onun buyruğuna verdiklerimiz vardı ki) bunlar onun için dalgıçlık ve (bu türden) başka işler yaparlardı. Bu güçleri de gözetim altında tutan bizdik.”
Sad 37: “Bütün bozguncu güçleri de (onun hizmetine verdik), her tür yapı ustasını ve dalgıcı.”
Bu şekilde Hz. Süleyman’ın emrine verilen cinlerin, şeytanların “yabancılar, asiler, baş eğmeyenler” gibi yorumları görünce ister istemez aklıma günümüzdeki kaçak işçiler, ucuz işçiler geldi. Demek Hz. Süleyman bu işi ta o zamandan biliyormuş dedim ve tebessüm ettim.
Ne gariptir ki yazarlarımız Hz. Süleyman’ın ölüm şeklinin anlatıldığı Sebe suresi 14. ayetindeki cinleri olduğu gibi kabul edip ‘asi, yabancı, bozguncu’ gibi anlamlar vermiyorlar. Kendi kendileriyle bir çelişki değil mi bu?